6.Tilki'nin Kabulü

144 23 19
                                    

Kızıl tilki sulbünden gelecek kanlı ayda yeryüzündeki diğer tilkilerin kanını yerden kaldırmaya iki beden tek ruh olarak tarihi tekerrür ettirmeye yeminli. Birisi ışık olacak birisi karanlık...
Kehanet kitabı 98.sayfa
******

Genç adam ellerini dayadığı geniş pencereden dışarıyı izledi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Genç adam ellerini dayadığı geniş pencereden dışarıyı izledi. Soğuk hava vücuduna işlemeyi bırakmıştı çoktan.
"Atlas planın ne? Ne yapmaya karar verdin?"

Genç adam cevap vermedi. Kafasında bu soruyu soran bastıramadığı en az yüz ses vardı zaten.

"Neyin cevabın benden almak istiyorsun amca? Sana gölgelerin bize saldırdığını söyledim. Eğer gölgeler Aragonitle müttefik olduysa elimizdeki tilki bile bizi kurtaramaz."
Amcası Ares sert bir şekilde elini masaya vurdu.
"Sana kaç defa o kızın bir kozdan daha fazlası olduğunu söyleyeceğim. Kehanet kitabında ismi geçiyor. O bizim için çok değerli."
Atlas önüne dönüp amcasının gözlerinin içine baktı. "İnan hiç sikimde değil."
Amcası koltukta oturan diğer koruyuculara göz gezdirdi.
"Ama olmalı. Ona yuvasını bulmuş gibi hissettireceksiniz. Ona öyle bir sıcaklık hissettireceksiniz ki size ihanet etmeyi bırak sizin için kendi canından vazgeçtirecek duruma getireceksiniz. Eğer bunu yapmazsanız ona sizden biriymiş gibi hissettirmezseniz inan o tilki sizden bir şekilde kaçmanın yolunu bulur."
Efdal oturduğu koltuk kenarına parmaklarını sürterek "Bunu nasıl yapacağız? Şahsen Aragonitle aynı kanı taşıyan bir tilkiye her şey normalmiş gibi onu seviyormuşum gibi davranamam." Dedi büyük bir soğuklukla.
Ares güldü. Gülümsemesi donuk gözlerine ulaşmayan bir gülümsemeydi. Sağ elini üstünlüğünü hissettirmek amacıyla tehditkar bir şekilde tekrar masaya vurdu.
"Öyle bir yapacaksınız ki!"
Dennis naneli nemlendiricisini sürüp dudaklarını birbirine sürterek kremsi yapıyı yedirdi. "Benim sahte bir şekilde davranmakla ilgili bir sıkıntım yok. Bu günlük hayatımda yaptığım bir şey."
Atlas pencerenin kenarlıklarıyla oynarken sessizliğini bozdu.
"Amcam haklı, bir mahkumun kaçmamasını sağlamanın en iyi yolu ona mahkum gibi hissetirmemektir. Ona bir amaç verip yanımızda kalmasını sağlayacağım."

Yirminci kez çalan o müziğin ardından kulaklarımı kapamama isteğiyle büyük bir savaş verdim. Başta güzel gelen keman ve piyano sesi belli bir saatten sonra yaylı ve tuşlu bir işkenceye dönüşmüştü.
Kenara bıraktığım tarçınlı karamelli likörden bir yudum aldım.
Yapılan kabul töreninden sonra dekor gibi bir kenara oturturulmuştum. Keşke 'Bu salonun en cahil yaratığı.' Yazıp renkli ışıklı oklarla beni gösterselerdi en azından kendimle ilgili bir şeyi açıklığa kavuşturmam zihnimi rahatlatırdı.
Atlas bana babanı bulmak için seni koruyucu yapıyoruz demişti fakat törendeki adam ise beni en baştan beri aradıklarını buraya ait olduğumu ve yuvama döndüğümü söylüyordu. Beynim daha fazlasını kaldıramıyor gibiydi. Cevaplandıramadığım o kadar soru işareti vardı ki o soru işaretleri minik tahta kuruları gibi beynimi işgal etmeden yanıtlarını bulmam gerekiyordu.
Oyalanmak için kafamı yanımda oturan Asena'ya çevirdim. Öfkeli bir şekilde gözleri karşıya odaklanmıştı. Kafamı kaldırıp karşıya baktığımda Efdal'ı ortalarına almış üç kızı görmem bir oldu. Hepsi flörtöz bir beden diliyle onunla sohbet ediyordu. Asena'nın onları böylesine öfkeli bir kıskançlıkla izlemesinin sebebini başta anlamlandıramasam da insan ilişkilerinden sosyolojik bir çıkarım yaparak bunun sebebinin ona bir his beslediği için olabileceğini düşündüm ve işte sahne benim. Tilkiliğimin bana verdiği manipüleci ruha dayanarak grubun aralarındaki ilişkileri öğrenmek için bir adım atmaya karar verdim.

EJDERHANIN PENÇESİNDE (Yeni)Where stories live. Discover now