29. İHTİYACI YOK

667 35 1
                                    








Yolda ilerlerken amcamın aramasına geri dönüş yapmanın benim için daha iyi olacağını düşünerek arabanın ekranındaki arama kısmından Arkhip'in numarasını tuşladım.

Gözüm yoldayken telefon daha ilk çalışını bitirmeden açıldı.
"Gece gece ne toplantısı?" Diyerek direkt konuya girdim. Saat 24:56 idi!
"Biz de bilmiyoruz. Her kes seni bekliyor! Chris Alin gelmeden toplantı başlayamaz dedi!" Diyerek sinirle konuştuğunda:
"Tamam, sinirlenme. Çabuk yaşlanırsın. 16 dakikaya oradayım." Diyip, telefonu kapattım.

Önce üzerimi değiştirmeliydim. Kısa bir duş, üzerimi giyinme derken, 7 dakikamı alsa, eve neredeyse vardığımı düşünürsek, toplantı mekanına gitmem zaten 8 dakikamı anca alır. Tabi, bu sırada bir kaç trafik kuralını ihlal etmek zorunda kalacağım da büyük bir ihtimaldi.
Arabanı evin önünde durdurup, seri hareketlerle arabadan inerek, eve girdim.
Planladığım gibi duştan çıkmak neredeyse 4 dakikamı alırken, üzerime siyah kumaş pantolon-crop takımımı giyindim.

Parmağıma aynı zamanda Toprak'ın doğum günümde verdiği yaşam ağacı motifli parmak ucu yüzüğü takarak, boynuma asla çıkarmadığım zincir kolyemin uçlarını boynumun arkasından bağladıktan sonra saçlarımı kurutmaya önem vermeden salık bıraktım.
Gerekli eşyaların hepsini cebime yerleştirip, elime anahtarlarımı alıp, koşarak merdivenleri indim ve garajdan Jaguar 7 markalı arabamı alarak, gaza köklendim.

Yollar hızlı hızlı akıp giderken elime bir sigara alıp, yılan desenli çakmakla bir elim direksiyondayken yaktım.

Mekana varmam tahmin ettiğim gibi yedi dakikamı alırken, biten sigaramı yere atıp, botumla ezdikten sonra arabanın cam kısmına sıkıştırdığım özel numaralı telefonu alıp, pantolonun cebine koydum.
Kendinden emin adımlarla mekana girdiğimde toplantıdan dolayı büyük ihtimalle uykusundan uyandırılarak çağırılmış çalışanlar bana selam verdiğinde onlara başımla kısa şekilde karşılık veriyordum.

Merdivenlerden çıkıp, büyük ve ihtişamlı kapının önüne geldiğimde kapıyı yavaşça açtım.

Ağır şekilde açılan kapının ardından tüm masanın bakışları bana dönerken ilerleyerek aynı zamanda:
"Beklettiğim için kusura bakmayın." Diyerek masanın en son kısmındaki sandalyeye oturdum.

Saniyeler içinde Joseph yanı başımda yerini alırken bana kısaca 'hallettim' anlamında başını salladı.
"Chris Alin gelmeden toplantıya başlamayacağım dediğinde şaşırdık. Kısa sürede gözüne girebilmen çok taktir edilesi." Diyen Louis'e döndü bakışlarım.
"Birilerinin taktiri için özel bir şey yapmıyorum. Özümde olan asıl şeylerden biri zeka iken fazla göze çarpan biri olmak sence de normal değil mi?" Dediğimde:
"Zekanın yanına güzelliğin ve zarifliğin de gelince fazla normal." Diyip, göz kırptığında:
"Dikkat et de, o zariflik sana pahalıya patlamasın." Diyen Arkhip'le kendini topladı ve:
"Sadece bir iltifattı, Arkhip. Koruyucu amca olmaya gerek yok."
"Onun korunmaya ihtiyacı yok zaten, Louis. O kendini çok iyi korur zaten. Önemli olan senin kendini düşüncelerinden ve benden koruyabilmen." Diye sertçe konuşan amcama çaktırmadan gururla baktığımda bakışlarını bana döndürdü ve göz kırptı.
Bana bayıldığını çok iyi bir şekilde biliyorum!
"Hepiniz hoş geldiniz!" Diyerek, içeriye yavaşça giren yaşlı Chris'le masadaki her kes ayaklandı.
"Hoş bulduk, Chris." Diyerek, masadakilerden önde olan biri onu cevapladı.
"Alin de geldiğine göre, hepinizin merak ettiği konuya girebiliriz." Diyerek bana baktığında ona başımla bir selam verdiğimde aynı şekilde karşılık verdi.
Her kes masasına otururken, kendisi de en baştaki, koltuğuna oturdu.

BELKİ DEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin