"Hastane kayıtları"

82 23 199
                                    

Bölüm şarkısı; Elyas&Taha- Hokus Pokus

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.

Bölüm şarkısı; Elyas&Taha- Hokus Pokus

~Rüzgar~
Okula vardığımızda bir iki dakika gecikmiştik. Son günlerde Aysun dersleri hiç umursamamaya başlamıştı. Yani derslerine takıntılı bir kızın benim yüzümden böyle olması kötüydü.

Sınıfa çıktığımızda kapıyı bir kaç kere tıklattım. İçerden gel sesi gelince Aysun'la içeri girdik. "Özür dileriz hocam, geç kaldık." Dedi Aysun yüzüne sahte bir gülümseme koyarak. Artık hangisi gerçek hangisi sahte anlayabiliyordum. Hatta birazdan sıramıza geçerken göz devirecekti. Ders başladıktan iki dakika sonra oflayıp dışarıyı seyredecekti. Ve sonra defterine bir şeyler çizip bana bakıcaktı. Ve 'Sıkıldım' dicekti. Bunlar gibi bir sürü haraketini ezberlemiştim.

Hoca, "Geçin de iki haftadır nerdesiniz siz?" Diye sordu öfkeyle karışık bir sesle. "Bazı meseleler vardı hocam." Diye mırıldandım. "Ne gibi meseleler?!" Diye sordu hoca sinirle.

"Ailesel meseleler." Dedim sakin kalmayı çalışır bir sesle. Sevgili fizik hocacığımız Aysun'a dönüp konuştu, "Sen niye gelmiyorsun kızım? Seninde mi ailesel meselelerin vardı?"

"Hayır, yoktu." Dedi Aysun kendinden emin bir sesle, "Ama sevgilimin ailesel sorunları vardı. O benim her şeyimken özür dilerim okula gelmek arka plandaydı."

"Aysun, Rüzgar ikinizde cezalısınız. Çıkın dışarı! Dersime girmeyin." Dedi hoca. Hocaya kötü kötü bakarken Aysun bileğimden tutup beni peşinden bir tık sürükledi. Sınıftan çıktığımızda kötü kötü Aysun'a baktım.

Aysun göz devirerek konuştu, "Hocayı döverek kurtulamazsın Rüzgar. Hatta dahada büyük dertler alırsın başına."

"Offf!"

"Oflama, hadi gel diğer dersi beklemek için kantine inelim. Kantinde çalışırız."

"Kantinde ders mi işlicez?"

"Evet çünkü ben ders çalışmazsam, sen çalışmıyorsun. Hem hocanın işlediği şeyler tekrardı, yani biliyorum o konuları."

"Sen öğretmenimsen ben matematik bile işlerim."

Güldü, güldüm. Kantine indiğimizde Aysun bir masaya oturdu. Bende gidip kahve alıp geldim. Kahvenin birine ona uzattırken teşekkür etti, gülümsedim.

Yanına oturduğumda Aysun ders kitaplarını açmıştı. Yaklaşık yarım saat boyunca bir şeyler anlattı. Pek dinlememiştim onu, dinleyememiştim daha doğru. Aklımda şu aile meselesi ve Aysun vardı. Aile meselesini düşünmekten ve Aysun'u izlemekten pek ders işlemediğim doğrudur.

"Küçük bey? Beni dinliyor musun küçük serserim?"

Düşüncelerimden kurtulmak için kafamı iki yana sallayıp Aysun'a baktım, "He efendim?"

"En son ne dedim?"

"Küçük serserim dedin?"

Göz devirdi, "En son ne anlattım?"

Bizim Apartman 2Where stories live. Discover now