"Metro"

58 21 45
                                    

Bölüm şarkısı; İkiye On Kala- Kafamda Kentsel Dönüşümler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm şarkısı; İkiye On Kala- Kafamda Kentsel Dönüşümler

~Aysun~
Sabah uyandığımda saat 6'tıydı. Alarmdan sadece bir kaç dakika önce uyanmıştım. Ayılmaya çalışarak lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp odama döndüm. Okul formalarını giyinip sırt çantamı aldım. Mutfağa gidip iki poğaça aldım. Poğaçaları peçeteye sardım. Biri Rüzgar'a biri bana.

Kapıya gidip ayakkabılarımı giyinip evden çıktım. Aşağı kata inerken Rüzgar'a mesaj atacakken en son gece girdiğini gördüm. Telefonumu kaptıp cebime koydum.

Alt kata gelip Rüzgar'ın evinin kapısına geldim. Kapıyı bir kaç kere tıklattım. Zili çaldım, açan yoktu. Rüzgar normalde uyandığında bana mesaj atardı. Çantamın önünden anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtım.

Ayakkabılarımı çıkarırken Rüzgar'a seslendim, ses yoktu. Kapıyı yavaşça kapatıp odaya doğru gittim. Kapıyı tıklattım, ses yoktu. Kapıyı yavaşça aralayınca tebessüm ettim. Bu çocuk uyurken niye bu kadar tatlı?

Yavaş adımlarla yanına gittim. Saçları dağınıktı ve çok tatlı bir ifadeyle uyuyordu. Etrafa baktığımda gözlerim su dolu bardağı buldu. Sırıttım. Ne? Sevgilim olması onu ıslatarak uyandıramıcağım anlamına gelmiyordu. Su dolu bardağı aldım. Bardağı Rüzgar'ın kafasına getirdim ve bom!

Rüzgar ıslanarak hızla uyanırken kahkaha attım. Rüzgar doğrulup ayılmaya çalıştı, ıpıslak olmuştu. Ayılmaya çalışırken masum masum bana bakıyordu. Ne olduğunu algılayınca hızla, "Aysun!" Diye çıkıştı, kahkaha attım.

Rüzgar bana kötü kötü bakarken gülerek konuştum, "En azından suyun içinde mavi boya yoktu. Öyle düşün."

Rüzgar göz devirerek ayağa kalktı. "Ah Aysun ah!" Derken durup bana bakarak konuştu, "Küçük hanımcığım orda çok mutlusunuz ama zahmet olmazsa odadan çıksan? Hani üstümü değiştircem ya? Çünkü ıpıslak haldeyim?"

"He doğru." Diyerek ayağa kalktım. Rüzgar'ın yanına gidip parmak uçlarıma çıkıp ıslak ve dağılmış saçlarını daha da dağıtıp salona gittim. Beş, on dakikanın sonunda Rüzgar gelmişti. Saçları hâlâ ıslaktı ben ise hâlâ gülüyordum.

Tabi gülüşüm kısa sürdü çünkü Rüzgar'ın yanına giderken halıya takılıp az kalsın düşüyordum. Neyse ki tam önümde olan Rüzgar kollarımdan tutup düşmememi sağlamıştı. Dikleşip Rüzgar'a baktım, "Teşekkür ederim küçük sersericiğim."

"Rica ederim." Diye mırıldandı. Bana kızgın gibiydi. Ayakkabılarımızı giyerken sessizlik olmuştu. Rüzgar sırt çantasını alınca evden çıktım. Merdivenlerden aşağıya inerken yine ve yine sessizdik.

"Bana kızgın mısın?" Diye sordum. Rüzgar cevap vermedi, "Bu evet demekti." Dedim. Aklıma poğaçalar gelince çantamdan peçeteye sardığım poğaçaları çıkardım. Poğaçalardan birini Rüzgar'a uzatırken "En sevdiğin poğaça. Bide kayınvaliden yaptı dün gece sen gelcen diye." Dedim.

Bizim Apartman 2Where stories live. Discover now