0.2

566 26 42
                                    

Merhaba!

İkinci bölümle karşınızdayım!
Kısa bir bölüm oldu fakat bekletmek istemediğimden çabuk atmak istedim.

İyi okumalar...

"Demek asker olmak istiyorsun ha?" Direksiyonu hafifçe sola çevirirken söyledi bunu.

"Evet, ne kadar yolumuz kaldı?" Kaçamak cevaplarım onu bıktırmış gibi ofladı Binbaşı. Abimin aramızda geçeni anlamaya çalışır bir hali vardı fakat cevap verdi,

"Yirmi dakikalık yolumuz kaldı, sabret biraz."

"Peki."


•🍁•

"Cimcime. Kalk hadi geldik."
Gözlerimi ovuştururken etrafa baktım. Dümdüz bir arazinin içinde birkaç bina ve saha gibi yerler vardı. BURASI HARİKAYDI! Hemen arabadan indim ve etrafı daha dikkatli inceledim.

"Ne o, beğenmedin mi? Zor gelir falan diyorsan, birkaç gün misafir edip yollarız seni eve."

"Burası fazla iyi, Binbaşı."

"Sevindim."

"Hı?"

"Beğenmene sevindim." Diye düzeltti kendini. Bagaj tarafına koşup abime bavul konusunda yardım etmeye çalıştım. En azından kendi bavullarımı alacaktım.

Dışarıda üniformalı birçok asker vardı ve yanımızdan geçerken ilk hazır ola geçip yanımdakiler izin verinceye kadar yürümüyorlardı. Ayrıca çoğunluğu bana bakıp fısıldaşıp, gülüyorlardı. Bunların dedikodu yeteneği kadınlarınkinden de beterdi!

Bavullarımızla bir binaya doğru yürürken sordum,

"Başka kadın askerler de var mı?" Binbaşı güldü,

"Dört."

"Ne?" Dört ne? Bu adamın kısa kısa cevaplar vermesinden nefret etmiştim.

"Seninle birlikte dört kadın asker." Ellerimi havaya kaldırdım ve bağırarak binaya koşuyordum ki bavullarımı unuttuğumu fark ettim. Geri dönüp bavullarımı alıp koşmaya başladım. Arkamdaki iki üst rütbe halime gülüyorlardı. Bende güldüm.

•🍁•

Gereken kayıtları falan yaptıralım derken yarım saat geçmişti. Askerler, buradaki binalardan birinde dört kişilik odalarda uyuyorlarmış. Bende iki kadının kaldığı odada üçüncü olmuştum. Ama aklıma takılan bir şey vardı. Dördüncü kimdi? Neredeydi?

Dışarıya adımımı attığımda onu gördüm. Bizim çiğköfteyi. Sert ve net,

"GÜNAYDIN!" Önünde tek sıra halinde dizilmiş askerler cevabı bekletmedi,

"SAĞ OL!"

Bizimki arkasını döndü,
"Gel buraya, cimcime. Benim timdesin." Ne? Abimin timinde olmak istediğimi söyledim sanıyordum.
İstemeye istemeye emirlerine uydum. Sıradakilerin en sonuna geçtim.

"Teğmen." En baştaki adam öne çıktı,

"Emret, komutanım!"

"Takımı al, ısınmaya geç. Yeni gelen arkadaşa ne yapması gerekteğini öğret." Bağırıyor gibiydi. Fakat bağırmıyordu da, sesi öyle çıkıyordu. Ne bir öfkelenme ne de bir kızma vardı durumun içinde. Daha öncelerde benimle konuştuğunda böyle değildi veya ben fark etmemiştim.

Herkes teğmeni takip etti. Üzerinde fitness aletleri olan sahaya koştuk. Herkes dağılınca teğmen denen adam yanıma geldi. Elimi uzattım.
"Alçın ben."  uzattığım eli tutarak gülümsedi ve yanıt verdi,
"Ce-" duyduğum sesle yerimde zıpladım.

"TEĞMEN!" Tam olarak arkamdaydı. Teğmenin onu duyması için bağırmasına gerek bile yoktu. Ama o bağırıyordu.

"Emret komutanım!"

"Sen yerine geç. Ben öğreteceğim." Hayır!

"Emredersiniz." gitme teğmen, gitme...

Belki eskiyi unutur diye bir konu açmalıydım. İster istemez sırıttım. Aklıma bir konu gelmiyordu. Ben birşey söylemeyince ağzını açtı,
"On tur." Anlamadım? Ben salak gibi bön bön bakınca ofladı ve kendini düzeltti,

"On tur koşacaksın." O malum konu açılmasın diye hemen isteğini yerine getirdim ve koşu için ayarlanmış sahaya adımladım. Bu saha göründüğünden de uzundu! Arkama baktım. Sırıtan bir surat görünce gaza gelip koşmaya başladım.

Daha ilk turda yanımda hışırtılar duydum. Sağıma dönünce onu gördüm ve sıçradım. "Benim." sesi rahatlatmak ister gibiydi. Benimle beraber koşuyordu. BENİMLE BERABER! Çok saçma ama heyecanlanmıştım. Sessizliği bozan Çağatay komutan olmuştu,

"Bana kendinden bahset." derken?

"Nasıl?"

"Adın soyadın, ne iş yapıyorsun, ne yemeyi seversin... Görevdeki askerlere saçma şakalar yapmayı sever misin?" GÖREVDEKİ ASKERLERE ŞAKA YAPMAYI SEVER MİSİN?!

Az önce rahatlamak mı demiştim ben? O ne? Yeniliyor mu? Amacı beni tanımak değildi, hesap sormaktı.

"Ha, şey o konu." İstemeden her kelimeyi uzatarak söyledim.

Tekrar hello.
Lütfen okuyan kişiler oy da kullansın gözünüzü seveyim :((

Neyse gidiyorum ben, GÜNAYDIN!

BİNBAŞI'M Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin