1.0

246 21 38
                                    

Vayy!
10. bölüme ne çabuk geldik?
Çok hızlı geçti ya :")

İyi okumalar🍁

.
.
.
.
.

"10 saattir uyuyor. Ölmüş olmasın lan bu aptal!" Saniye geçmeden bir çift parmak, boğazımda gezindi.

"Abi..." diye seslendim ona. Çünkü en son onunla uyumuştum. Bekle. Bu adamlarla abimin alakası yoktu. Kimdi bunlar?

"Uyandı, uyuyan güzel. Askeriyede bu kadar uyumuyorsundur. Kalk!"

Kim olduğunu hâlâ bilmediğim bu adamlardan tırsarak oturduğum yerde doğruldum. Fakat ayağa kalkamadım. Çünkü ellerim ve ayaklarım zincirli, oturduğum sandalyeye bağlanmıştım. En son 'dank' etti kafama. Bunlar teröristti!
O sinirle hemen bağırmaya başladım,

"OROSPU ÇOCUKLA-" derken suratıma, iz kalacak şekilde bir tokat indi.
"Daha sonra küfür edersin. Şimdi komutanların, albayın hakkında birkaç şey söylemeni istiyorum."

Ne yapacaktım? Böyle bir durumda ne yapabilirdim? Abim olsa, Binbaşım olsa ne yapardı? Onlar da bu itleri kendileri halledemezlerdi. Oyalayıp, silah arkadaşlarını beklerlerdi. Değil mi?

Korktuğumu belli etmemek için dudaklarımın iki yanı yukarı kıvrıldı.
"Bok alırsınız!"

En öndeki, siniri bozulmuş gibi başını yukarı kaldırıp yüzünü eliyle kapattı ve güldü.
"Korkuyorsun işte. Bu kadar belli etmene gerek yok." Sonra cebinden ucu parlayacak kadar keskin bir bıçak çıkardı ve devam etti,
"Ne kadar bilgi, o kadar az kandır bebeğim."

"Hımm." Dedim düşünüyormuş gibi.
"Hemen onlar hakkında bir bilgi vereyim. Çok yakışıklıdırlar kendileri. Karizma adamlar. Askeri üniforma da bir tek onlara yakışır yani. O derece!"

Bunu söyledikten sonra etrafa bakayım derken gözüme dün geceki elbisem takıldı. Bacaklarım çok açılmıştı. Yerimde kıvrandığımı fark eden adam, yanıma yaklaşıp elbisenin eteğinin ucunu tuttu. Tutar tutmaz alnına kafamı geçirdim. Harika bir histi.

"BANA DOKUNMAYI AKLINDAN BİLE GEÇİRME. PİÇ KURUSU!" elini alnından çekti ve gülerek konuştu,
"Dokunsam ne olur? Kim seni benim elimden kurtarır? Hani neredeler silah arkadaşların? Büyük ihtimal senin yokluğunu bile fark etmemişlerdir. Fark edenler 'işe yaramıyordu zaten' deyip hiçbirşey yapmamıştır. Değil mi?"

"Karnına uzaktan değil, çok yakından bir kurşun saplandığında hatırlatacağım sana bu sözlerini." Sinirle elindeki bıçağı kaldırdı ve karın boşluğuma sapladı. Acıyla bağırdım. Bıçağı çekince oluk oluk kan akmaya başladı.

"BURADA ÖLÜP GİDECEKSİN. 'SİLAH ARKADAŞLARIM' DEDİĞİN O PİÇLER SENİ KURTARMAYACAK. AMA BİZE ONLAR HAKKINDA BİLGİ VERSEYDİN, CANINI BAĞIŞLAYABİLİRDİK. APTAL!" Acıyla kıvranırken sadece fısıldayabiliyordum,

"Sen kimsin de benim canımı bağışlayacaksın lan? Yüce rabbimin karşısına gelince o seni bağışlamayacak. Ne kadar yalvarsan da, yakarsan da-" sözümü bitirememiştim ama anlayan anlamıştı. Konuşacak gücüm kalmamıştı. Üşüyordum. İki büklüm hale geldim ve hayatım gözümün önünden geçiyordu. Şehit mı oluyordum yoksa? İstiyordum, ama bu kadar çabuk değil...

•🍁•

Yazardan / Saatler önce

Akşam, Alçın dışarı çıkıp gezmek isteyince abisi kırmamıştı onu. Hazırlanıp sahile doğru yola koyulmuşlardı. Hava ne kadar soğuk olsa da Alçın mutluydu.

BİNBAŞI'M Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin