2.bölüm

89 15 1
                                    

🖤

Yeni bir gün...Gözlerimi açtığımda ilk kez yataktan bukadar enerjik kalktım. Telefonumu uçak modundan akşam çıkartmayı unuttuğum için kalkınca ilk iş onu açtım. Sonra da sabah rutinlerim için banyoya gittim. İşlerimi halledip çıkınca çantamı hazırladım. Formamı giyip telefonumu elime aldım ve ekrana bakınca whatsapptan gelen mesajlar olduğunu gördüm. Hemde 2 tane?

Merakla uygulamaya tıklayıp baktığımda, bir tane bilmediğim numaradan bir tane de Talha'dan mesaj olduğunu gördüm. İkisi de dün akşam atmıştı ama telefonum uçak modunda olduğu için görmemiştim. İlk olarak Talha'dan gelen mesaja baktım.

"Selam Zehra. Ailenle konuşabildin mi?" 21.24

Elimi alnıma vurdum. Ben onu tamamen unutmuştum. Yıllardır okadar alışmışım ki tek başıma olmaya, bir hayalet gibi kenarda tek başıma insanları gözlemlemeye, aklımdan çıkmıştı işte.

Hadi Talha'yı unuttum diyelim, ama Ateş'in teklifini nasıl unutabilmiştim ben?

Sonra bir diğer mesaja baktım. Ve gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.

'Zehra ben Ateş. Numaranı Talha'dan aldım. Bugün konuştuğumuz konu için bir karara varabildin mi? Yarını bekleyemedim kusura bakma. Umarım cevabın olumlu olur." 22.17

"Mesajlarımı görmediğine göre uyudun sanırım. İyi geceler..." 23.42

Şaşkınlığımı atar atmaz hemen mutfakta kahvaltı yapan annemle babamın yanına gittim. Şu izin işini çözmem lazımdı. "Günaydın."

"Günaydın kızım."

"Günaydın meleğim."

Kahvaltıyı yaparken bir yandan konuyu açtım. "Anne, baba...Size bir şey soracağım. Kendisini çalıştırmamı isteyen iki okul arkadaşım var. Biri sınıf arkadaşım hatta. Malum bu sene üniversite sınavı var. Benim onları çalıştırmamı rica ettiler."

"Kimmiş bu arkadaşlar güzel kızım?"

"Bizim sınıftan Talha ve B şubesinden Ateş."

"Nerde çalışacaksınız?"

"Ateş haftada iki gün okul çıkışı, okulda çalışalım dedi, Talha da Zafer'deki Hayal kafede."

"Hmm...Peki sen istiyor musun?"

"Yani, aslında başkasına anlatmak bilgileri daha da pekiştiriyor. Dün sınav sorularını anlatırken farkettim. Onlara anlatırken ben de tekrar yapmış olacağım."

"Sen istiyorsan bir dene ozaman. Zorlanırsan özür dileyerek bırakırsın."

"Teşekkür ederim babacığım."

Babam bana herzaman çok güvenmiştir. Çünkü ondan gizli hiçbirşey yapmamışımdır bu güne kadar. Hakkımda tek bilmediği şey, Ateş'e olan duygularımdı. O da zaten içimde yaşadığım tek taraflı bir duyguydu. O yüzden anlatmama bence gerek yoktu. Eğer bir gün sevgilim diyebileceğim biri olursa seve seve bahsederdim babama. Ve biliyordum ki kızmazdı ama tabi göz hapsinde tutmayı da ihmal etmezdi.

Kahvaltıdan sonra okula gitmek için evden çıktım. Durağa varınca otobüsü beklemeye başladım. Garip bir günün ardından daha da garip bir başlangıç yapmıştım güne. Ateş'ten gelen mesajı düşündükçe karnıma ağrılar giriyordu resmen. Ateş bana mesaj atmıştı...Ateş'in numarası vardı artık bende. Bu öyle mucizevi ki benim için, hala inanmakta zorlanıyorum açıkçası.

Otobüse binip en arkada kendime boş yer bulunca kulaklığımı takıp herzamanki gibi dünya ile bağlantımı kopartarak kitap okumaya başladım. Hayır tabi ki orobüste bile soru çözmüyorum. Sadece sınav zamanları...Onun dışında otobüste kısık seste fon müzikleri dinlerken kitap okumayı çok seviyorum. Hem sabah sabah zihnimi uyandırıyorum, hem güne okuduğum kitap karakterlerinin yerlerine kendimi koyup okuyarak başlayınca sanki farklı bir evrene ışınlandığım için rahatladığımı hissediyorum.

Yalnız Çiçek Where stories live. Discover now