12.bölüm

80 12 4
                                    

🖤

Serhan hoca mola verene kadar çalışmaya devam etsem de, arada birbirlerine yakın mesafede durup beni izleyen Ateş ve Alp'e bakışlarım kayıp duruyordu. Dilek ve Talha da Alp'in yanındaydı ve onunla arada konuşurlarken Ateş'in de bakışları ara sıra onlara kayıyor, yüzü geriliyordu.

"Zehra, dikkatini dağıtma!"

Serhan hocanın uyarısıyla bulunduğum konuma odaklandım ve top sürerek potaya yaklaştım ve basketi attım. Bir kez daha potadan giren topla alkış seslerini duydum. Başı Talha'nın çektiği tezahurat ekibine güldüm. Sanki maçtaydım ve kritik bir sayı almıştım. Başımı iki yana salladım gülerek. Gerçekten bu çocuk benim kankam olarak en büyük şansım olmuştu.

"On dakika mola verelim. Sonra devam ederiz."

Serhan hocayı başımla onayladıktan sonra benim ekibin olduğu tarafa yaklaştım. "Çocuk gibisin Talha. Ortalığı ayağa kaldırdın."

"Hiç potayı es geçmedin farkında mısın? Kızım bu nasıl bir yetenek!"

"Abartma."

"Abartmıyorum. Hocaya soralım istersen? Bu garip bir şey. Herşeyde bukadar iyi olman sinir bozucu ama sana yakışıyor kanka. Aman diyim bir yerine nazar boncuğu falan tak, nazar edenler olabilir."

Kaşlarıyla yaklaşık on metre ileride duran üç kızı gösterdi. Bana yüzlerini  buruşturarak bakarken, Alp'e değen bakışları kalp şeklini alıyordu. Gözlerimi kısarak Alp'e döndüm. "Sen neden geldin?"

"Yanında olmak istedim."

"Burası pek üniversiteli gençlere göre değil."

"Bence ortam gayet güzel. Seni izlemek de oldukça keyifli."

Bu kez de ben kaşlarımla kızların olduğu tarafı işaret ettim. "Dikkat et hayranların göz hapsinde tutuyor. Belli ki seni görüp gelmişler çünkü beni izlemekle ilgilenen tipler değiller."

Alp ne dediğimi anlamamış gibi bakarken kıkırdadım. "Cidden mi farkında değilsin, yoksa benimle kafa mı buluyorsun? Kızlar içine düşecek görmüyor musun?"

Gözleri birkaç saniye kızlara kayarken hızla bana döndü bakışları. "Farkında değilim. Ayrıca şu ara ilgimi çeken tek bir liseli var."

Gözlerimi kaçırıp kenara bıraktığım suyumu alıp içmeyi seçtim. Hiçbir şekilde hislerini saklamıyor ama rahatsız olmayayım diye üstüme de gelmiyordu ve bu Alp'e karşı aşırı derecede saygı duymamı sağlıyordu.

"Çıkışta işin yoksa seni ben bırakayım. Çalışmalarla ilgili birkaç fikrim var üzerine konuşalım istiyorum."

"Olur. Gerçi senin fikrinle ilgili hala tereddütlerim var ama yine de elimden geleni yapacağım. Umarım başarırım."

"Sen yeteneklerinin farkında bile değilsin. Bunu da başaracağına eminim."

Gülümseyerek baktığımda o da gülümsüyordu ve gülerken gözleri kısılmıştı yine. Ve bu haline hayranlık duymamak elde değildi. Bu düşüncemi belli etmemek için kafamı çevirdim ama bu kez de Ateş'le göz göze geldim. Gerginliği daha da artmış gibiydi ve bu da sinir bozucu bir durum olduğundan ondan da çevirdim bakışlarımı. Bu kez de az önceki kızların bu tarafa doğru yaklaştıklarını farkettim. Gözleri Alp'teydi tabi yine. Devirmemek için kendimle mücadele ettiğim gözlerimi Alp'e çevirdim ama o kızlara değil hala bana bakıyordu.

"Benim molam doldu sanırım. Hocanın yanına döneyim. Sen bekleme istersen burda? Nezaman biteceği belli olmaz. Neredeysen oraya gelirim ben işim bitince."

Yalnız Çiçek Where stories live. Discover now