9

4K 104 22
                                    

Aynanın karşısında bugün ki davam için kendimi hazırlıyordum. Ne yazıkki Yıldızın ki değildi. Dün uyuduktan sonra bir telefon almıştım.

Ve bum şu an bir davaya gidiyordum.

Neler olacaktı ya da nasıl olacaktı bilmiyorum. Heyecanlı mıydım? Hayır.

Her zamanki gibi bir zafer sırıtışıyla çıkacağımı biliyordum. Kendim için değil onların sesi olduğum için.

Dudağıma sürdüğüm ruju bitirip kol saatimden saati kontrol ettim. Şimdiden gidip son hazırlıkları yapmalıydım.

Ah birde ilk avukatlarıyla konuşmalıydım. Evet başka bir avukatla anlaşmışlardı ancak işler istedikleri gibi gitmeyince avukat arkadaşım benim ismimi söylemişti.

Bende hayır demedim elbette.

Yardım eli geldiğinde o eli tutmalıydık. O el bizim elimizde olabilirdi.

Kapıya gidip ayakkabılarımı giyindim. Montumu da alıp evden çıktım. Hava arada bi soğuk oluyordu. Donmamak için montumu da almıştım.

Bravo.

Ah teşekkürler.

Arabam yoktu. Yani henüz. Abim kaza yapmam olasılığını öne sürüyor ve annemi korkutuyordu.

Anne yüreği de işte izin vermiyordu. Taksi çevirecektim el mecbur.

Gitti parcıklar.

Gitti valla.

Taksi durağına gidip bir taksi beklerken bir yandan da saate bakıyordum. Geç kalmak istemezdim.

Yolun başında görüş alanıma giren taksiyle rahat bir nefes verdim. Şükür gelebilmişti birisi. Yavaşça gelip durduğunda arka kapıyı açıp kendimi koltuğa attım.

"Abi sen git ben sana tarif edeceğim yolu" abi aynadan bana bakıp başıyla onayladı. Abiye yolu tarif ettirirken epey zorlanmıştım.

Abi anlamak istemiyordu ya da bildiğini okuyordu anlayamadım.

Sonunda beni binanın önüne getirdiğinde "Sağol abi kaç lira?"

Kaç olmuştu kim bilir?

"350 diyor ablam" ah ah gitti paralar.

Cüzdanımdan 350 lirayı çıkarıp abiye uzattım. Abi de hemen aldı. Ne olurdu az daha elimde kalsa?

Daha fazla paramı hatırlamamak için hemen arabadan çıktım.

Binaya koşar adımlarla gittim. Hadi bismillah.

*
Davayı görüşmüş savunacağım kişiyle konuşmuştum. Bana kalırsa aceleye getirilmiş bir davaydı.

Sebebi evet belki öncelikteydi ancak daha tazeyken kanıt edinmek zordu.

Hemen olayı anlatayım.

Bir evli çift güzeller güzeli bi ilişkileri olduğu söylenemez. Erkeğin bazı sorunları varmış buna rağmen kızımız erkekle olmak istemiş. Bildiğiniz kendi mezarını kazmış.

Bu erkek bir gün eve geç gelmiş,yorgun bir T.C erkeği işte. Her neyse karısıyla tartışmışlar. Erkek kadına el kaldırmış. Kadında altta kalmayıp adamın üzerine kızgın yağ dökmüş.

Ancak erkeğimiz el kaldırmadığını kadınımızın kaldırdığını iddia ediyor. Bu yüzden kanıtımız yok dedim.

Sözlere kanmamak gerektiğini çok iyi biliyordum.

Elimden geleni yapıp kadını yani Gülay Hanım'ı savunacağım. Kadın dayanışması bunu gerektirir. Ah tabi birde haklılık payı var.

Bence az bile yapmıştı da neyse.

Askerin Tek ZaafıWhere stories live. Discover now