1.0

4K 94 10
                                    

Evren Yaylacı

İçimde tam anlatamadığım bir his vardı. Sanki biriyle hiç yapmadığım şeyleri özlüyor gibiydim. Kimse hakkında merak etmediklerimi merak ediyor gibiydim.

Yüzümü sıvazladım.

Hayır bu kesinlikle ben olamazdım. Kimse hakkında düşünmez kimse hakkında merak etmezdim.

Ne oldu da ben böyle birde değişmiştim?

Hayatına delinin biri girdi.

Keşke girmeseydi. Bazen o kadar saçmalıyordu ki tahammül sınırlarımı zorluyordu. Ona güvenmemi bekliyordu oysa en büyük yalancılar güvenin arkasına sığınmazlar mıydı?

Onu araştırmamıştım. Ne zaman denesem çok sevgili albayım engel oluyordu. O kıza bir ilgi mi duyuyordu? Tanıyor musun diye sorduğumda kesin bir cevapla red etmişti.

Oysa kız bana onu tanıdığını söylememiş miydi?

Kim haklı kim değildi. Bir açık bıraksa yakalayacaktım ama o kadar tutarsızdı ki sanki yaşamıyor gibiydi.

Sürekli bir şeyleri saklıyordu. Kafa karıştırıcıydı. Konuyu evliliğe çekiyordu. Acaba bana aşıkta aptal şeyler mi sallıyordu?

Olamaz. Hayatımda İnci diye bildiğim tek kişi Ulubay'ın kardeşiydi. Onunla da sadece ismen tanışmıştım. Kendisini bilmiyordum.

Ne malum onun kardeşi olmadığı?

Ulubay neden kardeşiyle konuşmama müsade etsin? Kendi sınırlarını biliyordum. Kardeşiyle konuşmamı istemezdi.

Bu konu yeterince sıkıyordu. Ama sebepsizce onu engellemek istemiyordum. Çok konuşup gözlerimi ağrıtsalar bir şekilde onunla konuşmak istiyordum.

Tabi bunu ona yansıtmamalıydım. Her an her şey olabilirken sanaldan tanıştığım birine güvenemezdim. Çok ısrar ettiği için alttan alacaktım.

Şaşırtıcı ki bugün bana yazmamıştı. Merak ediyor muydum? Hayır. Hayatında ya da hayatımda bir yerlerimiz yoktu. Bir birimizi sorgulayamazdık.

Kendine gel Evren onu merak etmiyorsun. O kim ki onu merak edesin?

Dosyalara tekrar yoğunlaştım. Kafamı başka yerlere çekip en azından işimde iyi olabilirdim. İnsanlar gelip gidiciydi ama hayat o bir döneme kadar kalıcıydı.

*
Kaç saat dosyalarla boğuştum bilmiyorum. Önemli bir şeyler yakalamış bir şekilde Ulubay teğmenimizin odasına gidiyordum.

Gördüğüm detayları ona da anlatsam iyi
olurdu. Kapıyı tıklatıp içeriye girdim.

"Evren bende seni bekliyordum gel otur" beni mi bekliyordu?

"Buyrun teğmenim?"

Ne için gelmiş ne işe girmiştim.

"İnci denen kız sana yazmayı bıraktı mı?"

Bu neden seni bu kadar ilgilendiriyor teğmenim? Allah Allah ne İnciymiş.

"Evet teğmenim neden ki?"

Yalan değildi ya sonuçta bugün bana yazmamıştı. Bir anlık bir sıkıntı hevesi olduğunu biliyordum. Hep böylelerdi.

"Kafanı karıştırıyor gibiydi de artık işlerine daha çok odaklanacak olabilmene sevindim"

Kafamı karıştırma kısmına takılmayı es geçip "Yeni görev için gelmiştim aslında. Urtay Zarza hakkında bir şeyler öğrendim"

İsim zaten ofsayt.

"Anlat dinliyorum"

"Bir kaç gün sonra yüksek doz uyuşturucuyu bizim buralarda satacakmış. Bir kaç silah patlayabilir. Hem satışı hem de çıkacak çatışmayı engellememiz lazım"

Elimdekilere çevirdim bakışlarımı.

"Bu gizli bir görev olmalı albayım. Ailelere bile haber verilmemeli her hangi bir sızış durumunda çuvallayabiliriz."

Evet şans eseri dışarı çıkarsa bu plan kesinlikle batardı.

"Sen diğerlerini topla ben de hemen geliyorum. Detayları konuşup bir plan hazırlarız. Gidebilirsin"

Yerimden kalkıp gittim. Söyleyebilecek bir sözüm yoktu ona karşı.

Cebimdeki telefonumun titremesiyle durdum. Geç kalmıştı sanki. Telefonu cebimden çıkarıp gelen bildirime tıkladım.

İnci:Uzun bir süre konuşmayalım.

İnci:Söz veriyorum elimden geldiğince kısa bir sürede sana tekrar yazacağım

İnci:Sana gerçekten geri yazacağımı lütfen kimseye söyleme

İnci:Hoş sen benim geri yazmamı istemezsin ama gene de aklında olsun.

İnci:Geri geleceğim o zamana kadar görüşürüz yıldızlı düşler.

Geri yazmasını istemiyordum işime gelirdi.

Kendini kandırmaya devam et sen.

Kandırmıyordum. Ona karşı en ufak bir duygu hissetmiyordum hissettiğim tek şey baştan aşağı sahteliğiydi. Kim birine bu kadar çok yazardı ki?

Bir mesaj yazmadım ve görüldü de bıraktım. Hayatımda bir yer edinmesine izin vermeyecektim.

Zaten edinecek kadar yanıma gelmeyecekti orası ayrı.

Diğer gruplara girip toplanmamız gerektiğini yazaraktan telefonu tekrar cebime attım.

Yoğun bir iş beni bekliyordu. Adımlarımı alana çevirmeden bir kahve almayı aklıma not ettim. Şu an için bana iyi gelebilecek tek şey kahveydi.


Bu bölümde bitti.

Bir bölümü de Evren'in ağzından okuyalım istedim.

Evren'in İnci hakkındaki ön yargıları çok saçma!

Ulubay ise her şeye karışıyor.

Neyse bölüm nasıldı?

İnci?

Evren?

Ulubay?

Askerin Tek ZaafıWhere stories live. Discover now