4.0

1.9K 64 11
                                    

Utanarak kaçırdım bakışlarımı. Ezildim sözlerinin altında. Belki yanımdan geçip gitmese,her şey daha iyi olabilirdi.

Susarak yanıtladım sözlerimi,tıpkı susarak geçip gittiği gibi.

Elimin üzerinde bir dokunuş hissettim. "Buraya özür dilemek için gelmedim,en azından bu seferlik"yutkundu derince.

Ellerimi yavaşça çektim elinin altından. Tekrar devam etti sözlerine "Baban burada İnci"gülmek istedim. 23 yıldır nerede demek istedim. 2 yaşındaki bir kız çocuğunu terk ederken aklın nerede demek istedim ama sustum.

Güldüm sadece. "Güzel şaka" Azrail'in geldiğini sanmıyordum. "Şaka değil İnci o gerçekten burada Ulubay sana söylememi istedi birazdan seni ziyaret etmek istiyor"

Ulubay'ın gelmeye yüzü yoktu ya da gerçekten önemsemiyordu beni. Bu düşünceleri def ettim bir süreliğine. Nasılsa düşünmek için daha çok zamanım olacaktı.

Olumsuzca salladım başımı "Benim bir babam yok Evren lütfen baba,baba diyerek yorma beni o adama da odaları karıştırdığını söylersen sevinirim"

Sonra içimden saymaya başladım. Beni kandırması için süre verdim.

1,2,3

"İnci saçmalama baban işte ne kadar kötü olabilir ki
yüzleşmek?"

4,5,6

"Söyleyeceğim ki konuşun"

7,8,9

"Bunlardan kaçamazsın İnci!"

10

"Sen de kaçmadın mı?"sayılarım bitince açtım ağzımı. Durdu. Vereceği cevap belliydi. "O zaman başkasının hayatına da karışma! Hele senin için bir hiç olan birine hiç karışma!"

"Sen benim için bir hiç değil her şeysin İnci geç kalınmış bir her şeysin sen" dediğinde kalbim tekledi ama gözlerimi yumdum.

"Ölmüş birine çiçek getirmek bu yaptığın!"güldü o da "Çiçekleri mezara değil ona getirdiğim sürece saçma değil"

Kendisini haklı çıkarmak istiyordu belki. Ama kırılan kalp çok acıyordu. Anlayamıyorlardı. Canımın ne denli acıdığını anlamıyorlardı.

"Herkes çok pişman İnci" güldüm hissizce. Bu yalanlara toktu benim karnım. "Pişmanlıkla akmıyor geriye zaman"

Sustu.

Her zamanki gibi susarak yanıtladı beni. "Zehra seni görmek istiyor" aslında Zehra ile bir sorunum yoktu "Hodri meydan" demiş daha da konuşmamıştım.

Evren konuşmayacağımı anlayarak çıkmıştı odadan. Dışarıdan belli belirsiz duyduğum seslerle tekrar biri girmişti odaya.

Bu iş artık canımı sıkmaya başlamıştı. "Elif gelmiş" duyduğum tanıdık sesle "Evet keşke sen de cesur olup gelseydin" demiştim.

Geç kalınmış bir yüzleşme kadar zoru yoktu. Babam ile yüzleşmek çocukluğuma ihanet olurdu bu yüzden diretiyordum onu görmek istemediğimi."İnci ben kendimi suçladım,beni görmek istemezsin sandım" gözlerimi diktim kahvelerine.

"Evren bile gelecek cesareti bulmuşken seni korkutan neydi?"kaçırdı gözlerini "Sendin,seni tanıyorum İnci nasıl tepkiler vereceğini biliyorum"tekrar gözlerime çıkardı bakışlarını.

"Eskisi gibi olamamaktan korktum,yüzüme haykıracaklarından korktum ve saklandım İnci özür dilerim" ağlamaya başlamasıyla kafama iyi yana sallayıp kollarımı açtım.

"Gel buraya" hızla kollarımın arasına girdiğinde "Ben çok k-kötü bir arkadaşım" hıçkırarak ağlamaya başladığında sol elimle sırtını sıvazladım.

Askerin Tek ZaafıWhere stories live. Discover now