4. bölüm

6.7K 428 84
                                    

"Deniz, canım iyi misin?"

Sabahdan beri bir o tarafa, bir bu tarafa kıvranan kız sonunda çocuğa yaklaşa bilmişti ve sorguya çekmeye başlamıştı.

"İyiyim Ceyda. Merak etme" dedi çocuk bıkkınlıkla.

Kız kafasını salladı. Ama tatmin olmamıştı.

"Betin benizin atmış yavrum. Emin misin iyi olduğundan?"

Gözlerini sıkıca yumdu Deniz. Başı ağrımaya başlamıştı bile.

"Merak etme. Eminim, iyiyim ben".

"Tamam kuzum".

Kız arkasını dönmüştü, lakin duraksadı ve tekrar Deniz'e baktı.

"Çıkıyor musun?"

Derin bir nefes aldı oğlan. Belli ki bu kız susacak değildi.

"Evet Ceyda abla. İzin verirsen eğer çıkmak istiyorum".

Abla... Ceyda ondan büyüktü fakat ona abla demesinden hoşlanmıyordu. Bu kızın ona ilgisi vardı fakat Deniz eşcinseldi.

Kapıya yönelmişti ki, meraklı kız onu durdurdu.

Yeter artık...

Ceyda umursamamıştı çocuğun ona abla demesini.

"Canım, yemek molasına her kesten erken çıkıyor, geç dönüyorsun. Ama günden güne zayıflıyorsun. Sen yemek yediğine emin misin?"

Deniz derin nefes aldı ve arkasını döndü.

"Ceyda, kardeşim, ablam biliyorum endişeleniyorsun. Tamam teşekkür ederim. Ama lütfen rahat bırak artık beni".

Kız sustu ve çocuk da her zamanki gibi ay yüzlüye doğru gitmeye başladı.

Yaklaşık 10 dakika sonra varmıştı. Ama mezarın başında yabancı üç kişi daha vardı. Bu duraksamasına neden oldu.

Mezarın başındakiler de onu fark ettiler. Genç bir kadın yanında duran adamın kulağına birşeyler fısıldadı gözleri ile Deniz'i göstererek.

Rahatsız olmuştu Deniz. O yüzden yerinde kıpırdandı.

"Merhaba" dedi ardından genç kadın elini uzatarak "Ela ben".

Peşin sıra soru yöneltmeyi de ihmal etmedi.

"Siz Mahir'in neyi oluyorsunuz acaba?"

Sesindeki sıcaklık kendisinin de sıcaklığından haber veriyordu. Deniz elini sıktı.

"Merhaba. Deniz ben de. Bir tanıdığıyım..." dedi sakince.

"Hmm... Öyle mi?"

"Peki siz?"

O da merak etmişti, bu kişileri.

"İş arkadaşıydık. Ama tabii ki bununla sınırlı değil. Kardeşimiz gibiydi Mahir".

Kafasını salladı.

"Anladım".

"Biz de gidiyorduk zaten. Hadi Tuncay".

Demin kulağına fısıldadığı adam kafasını salladı. Arkasını Deniz'e dönen başka bir adam da onların peşinden ilerledi. Deminden beri sırtı çocuğa dönük duruyordu. Kafasında şapka vardı ve güneş olmamasına rağmen güneş gözlüğü takıyordu.

Umursamadan mezara ilerledi. Bu zaman rüzgar yükseldi ve yanından geçen adamın tanıdık kokusu saniyelik burnuna doldu.

Gözleri irice açıldı ve kaskatı kesildi.

"M-mahir..."

Üç kişi de duraksar gibi oldu fakat yürümeye devam ettiler. Deniz zorlukla arkasını döndü ve hızla şehitlikten çıktı. Arabaya binmek üzre olan adamı yakaladı, ama büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

"Sen, sen o değilsin... Özür, özür dilerim. B-ben..."

Gördüğü adam başka biri idi ve ay yüzlü gibi kokmuyordu. Göz yaşları akmaya başlamıştı bile. Karşısındaki adam da baya afallamıştı. Tabii filmli cam ardından onları izleyen Mahir de...

Arkasını döndü ve akan göz yaşlarını elinin tersi ile silerek tekrar şehitliğe girdi. Mezarın yanına çöktüğünde hıçkırıklarını serbest bıraktı ve ilk kez sarsılarak, bağırarak ağladı. Kenarda acı dolu bir ifade ile onu izleyen adamdan habersiz.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Merhaba arkadaşlar... Nasılsınız? Yılın ilk bölümünü ata bildim sonunda... Umarım beğenirsiniz... Love you all 🤎

~•~Elaine Laila Parker~•~

~•~02.01.2023~•~

AY YÜZLÜ •|• BxB •|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin