8.Bölüm..

68 5 18
                                    

Ben bu dünyada neden vardım..yaşamak için ne gibi sebeplerim olduğunu bilsem de hayat bana adil davranmıyor du. Karşıma çıkan talihsiz olaylar karşısında hakkımı savunamamam değil sadece sevdiklerim üzülmesin, kırılmasın diye ben onlar için kötü insanlara karşı kendimi feda ederim selin bu hayatta benim için çok değerli olankız kardeşim gibi görüyorum onu onun için yapmayacağım hiç bir şey yok kaanda, cerende, selinde tanıdığım en iyi arkadaş onlar olmazsa benim tutunabilecegim bir dalım olmaz...o yüzden yalnızlığımın tek olmadığı yerde onlar olur yanımda tıpkı bir yoldaş gibi....yağız benim kardeşimdi ailemden bana kalan tek hatıra...ben onu emanetim gibi gördüm ve ona hep sevgiyle şefkatle sarıldım, sevdim teselli oldum ona içimde hissettiğim çaresizliği onunla yendim iyiki yağız benim kardeşimdi.....peki şimdi ona ne diyebilirim ailemizin başına gelenleri bilmiyor du..onun üzülmesinden korkuyor dum pskolojsii altüst olursa kendini toparlayamaz, kendini suçlar hep ben kardeşimi tanıyorum o kendi özünde hissettiği duygusu çok ağır basan bir insan sever, saygı duyar ama asla kimse için kötü düşünmez...ona bu olaydan bahsetsem yani o tehlikeli bir o kadar karanlık çocuğun Benim için yapabileceklerinden bahsetsem beni koruyabilcek güce sahipmi tabikide evet o beni her zaman korurdu...fakat ona bunu yapamam onun başına kötü bir şeyin gelmesi beni ürkütüyor du...o acımasız çocuk kardeşime bir şey yapar ben bunu riske alamam belki bir kaç ceza verirse yapar kurtulurum ama ne gibi cezalar yada başka bir şey allahım sen koru yapacakları şeylerin tehlikeli olması yüzde yüz ben bunu hissediyorum...

Ders başlayalı 20 dakikayı geçerken ben dersi dinlemeyip dalmiscasina düşünüyor dum ben neden bunca şeyin içine girmiştim belkide böyle olmak zorunda değildi benim selini engelleyip ordan çıkarmam lâzımdı...ama olmamıştı o sinirine hakim olamamış damlaya saldırıp öfkesini böyle kusmustu o benim gibi değildi kavgacı ve hırsliydi...beni gereken yerde yağız gibi korumayida bilirdi bende onlar gibi çok koruyucu olamasamda onlar için yaptıklarım her zaman vardır...Üzerimde sert bakışların hükmünü hissedip gözlerimi o tarafa çevirince Dağhan denen o kötü çocuğun gözleriyle kalakaldım sana yapacaklarımi bekle der gibiydi ben hemen gözlerimi çekip düşüncelerimi yok ederek derse konsantre olmaya çalıştım elimdeki kalemle hocanin söylediklerini not almaya başlayip o tarafa hiç bakmadım ama onun bakışlarıni hissedebiliyordum...ama neden neden yanında sevgilisi varken bana bakıyor....ders öylece devam edip akarken bir ara daghanin kardeşi emir diye tanıdığım çocukla göz göze gelip hemen geri önüme dönüyor dum o bana neden bu kadar derin bakıyor duki anlamadım ama abisinden daha çok merhametli olduğu kesin bugün benim için endişe duyup halimi sormuştu...

Hoca önündeki tahtaya sorular yazarken bende dinlemeye devam ettim artık ne kadar dinlersem Hoca bir ara verip arkasını döndü ve emire eliyle işaret verip kalkmasını istedi...bu arada bilim sınıfındaydik o kadar kocaman bir alanı vardiki hem ferah hemde rahatti...

"emir ilk soruyu cevaplarmisn lütfen...demin anlattığım gibi başla bakalım..."

"hocam...şey ben cevaplamasam olurmu "

"neden emircim dinlemedinmi sen beni"

"pek sayılmaz hocam...bu aralar kendimi pek iyi hissetmiyorum karnımda sancılı bir ağrı var ve içim karıncalanıyor...ee birde ellerim terliyor.."

sınıftakilerin bazıları emirin sözlerine gülerken bende sadece tebessüm ettim bu aslında solan yüzümü bir nevi güldür müştü çok sepmatik ve duyarlı bir insandı emir...hoca elindeki cetvele benzer şeyi masaya vurup herkesi sustururken...konuştu

"evladım bunlar beni ilgilendirmiyor...madem kendini iyi hissetmiyorsun neden geliyor sun okula..diymi yani...arkadaşlar sizde boş şeylere gülmeyin lütfen...okancım sen cevapla lütfen...sende otur emir..

ZORBAWhere stories live. Discover now