24.Bölüm...

56 3 4
                                    

Hayatımın en zor anını yaşıyordum istemediğim kabul etmediğim şeyler için zorunda bırakılıyordum Hayatımı kabusa çeviren bu adamdan nasıl kurtulacaktim bilmiyordum eskisi gibi yüzüm gülmüyordu onu her gördüğümde bana yaşattıklarını unutamıyorum az önce gözlerimin önünde dağhanı acımasızca dövmüştü tüm öfkesini ondan çıkarmıştı tek derdi bana yaklaşmak isteyenleri ölümle cezalandırmakti Nasıl bir vicdandı bu..korkuyordum ölmek istemiyordum ne mağlum benide öldürmeyeceği tehditleri bitmiyordu ardı ardına kesilen tehditleri her geçen gün dahada artıyordu. Kardeşim ve arkadaşlarıma zarar gelicek diye canımdan can gidiyordu..Şimdi ise arabada onun yanında başımı cama yaslamış bir şekilde duruyordum bu süre boyunca başımdan geçen olayları bir bir hatırlayarak acı bir tebessüm kondurdum dudaklarıma...Nereye gidiyorduk bilmiyordum bu şehir ve yollar bana yabancı gelmişti korkuyordum gitmek istemiyordum onunla dışarıdaki sağanak yağmur hızını artırınca ben üşüdüğümü hissederek kollarımı kendime sarıp gözyaşı akıttım sesiz ağlayislarim devam ederken arem arabanın hızını artırırak tam gaz ilerledi yola çıktığımızdan beri benimle konuşmamisti en son söylediği cümle içimi ürpertmisti seninle sonsuz bir yolculuğa çıkıyoruz demişti...Ben bir daha ailemi göremicekmiyim teyzem, Kardeşim arkadaşlarım beni merak etmişlerdir telefonumuda almıştı elimden..

Başımı bir kere bile ona çevirmemisken onun bana attığı ara sıra sert bakışlarıyla korkum ikiye katlanıyordu..çok üşüyordum arabanın içi buz gibiyken aksine arem hiç üşümüyor gibiydi Aslında umrumda bile değil di kendimi düşünüyordum en azından ben kendimi ısıtmak için bir şeyler düşünebilirdim o çok sinirliydi onunla konuşmaya vakit harcayamazdim sesini bile duymak bana cehennem gibi geliyor du...ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya gayret gösterirken ardından aynı işlemi bedenimede uygulayıp ısınmaya devam ettim...Bu yolculuk nasıl sonlanacakti evimden uzak kalmıştım ailemden benden bir kere haber alamazken yağızı düşünemiyordum artık sıkılmıştım onun bu sessizliğinden o yüzden derin bir nefes alıp konuştum Nereye gideceğimizi bilmeliydim...sesim boğuk ve sesizdi..nedense ne zaman onunla konuşsam sesim böyle çıkıyordu...

"Hala söylemedin nereye gideceğimizi...bak nolur vazgeç artık ben seni istemiyorum..başkasınıda istemiyorum..benim tek düşündüğüm şey ailem ve okulum..lütfen anla beni sen beni korktuyorsun ben senin gibi bir adamı sevemem..rica ediyorum kardeşime götür beni.."

Son sözlerimden sonra gözyaşlarım hızlıca yanaklarımdan akıp çeneme yol aldı ben aciz görünmemek için elimle yaşlarımı silip areme bakarak ondan bir şey demesi için bekledim Elleri direksiyonu öyle sert ve sıkı tutuyorduki elindeki damarlar bile gözüküyor du..Neden bir kere sakin olmayı denemiyordu...hala sesizdi konuşmuyor du...ben devam ettim konuşmaya pes etmeyerek o sırada arem arabasını bir yol kenarında durdurarak frene bastı bu ani hareketle ben elimi kapının kulpuna koyup tutundum..çok garip davranıyordu..

"Neden böyle yapıyorsun...bak bu sevgi değil anladınmi...sen bana aşık değilsin sevmiyorsunda seven insan tehdit etmez...lütfen bak ya.."

Ben cümlemi bitiremeden onun gür ve kaba çıkan sesiyle irkilerek gözlerimi yumdum bana bir kez daha bağırmıştı..

"kapa o çeneni cennet...yoksa ben kapatmasını bilirim saçma sapan konuşupta sinirlerimi bozma benim...sana zaten çok sinirliyim ve kızgınım..o yüzden kes sesini ve konuşma...şimdi in arabadan.."

Şimdi her şeyin suçlusu ben olmuştum bana sinirli ve kızgın olucak kadar ona ne yapmıştım ki sadece istemediğimi söylüyordum beni onu sevmeye hiç bir şekilde zorlayamaz kalbimin sadece burağa ait olduğunu ben biliyordum ilk defa aşkı tattigim adam şimdi yoktu...belki onu sevmem yanlıştı yasaktı elimde değildi o an onun gözlerine aşık olmuştum...Arem arabadan hızla inerek kapıyı sert bir şekilde kapatıp sakinleşmeye çalışır gibi elini saçlarından geçirip arabanın kaputuna yaslanarak orda durdu..
bende derin bir nefes alıp arabadan inerek ondan uzak bir yerde durdum...

ZORBAWhere stories live. Discover now