birinci bölüm (1)

493 80 93
                                    


Yine muhteşem bir güne kuşların cıvıltılarıyla sabahın güzel ve berrak havasıyla uyandım demeyi o kadar çok isterdim ki, sinirle homurdanıp yastığımı kulağıma bastırdım 'lütfen biri şu alarmı sustursun' uykulu halim ile "ablaaaaaa ne olur kapat şu alarmı ya" diye söylendim ama beynimi delen ses ile kafa mı kaldırdım ablama baktım hala uyuyor arkadaş ya... Kalktım kendim kapattım Allah'tan zamansız uyansam da tekrar uyuyabiliyorum, neyse hadi bana Allah rahatlık ver- derken kulaklarıma gelen o güzel sesi ile ağlamak istiyorum "-hadi deren kalk işe geç kalacaksın " diyen annem ile hayalim olarak kaldı.

'Offf anne ne güzel yatacaktım ben ya' diye söylenirken annemin "-hadi kızım kalk, bak kalkmazsan su getiririm" demesiyle gözlerim kocaman oldu 'ne su mu, bu soğukta' hiç çekilmezdim, anneme "-tamam kalktım anne" diye bağırdım.

Ulan var ya istemiyorum dedikçe iş diyorlar gerçi lazım olmasa çalıştırmazlardı da neyse ben artık hazırlanayım yoksa bir bardak suyu bu soğukta hiç istemiyorum.

Dolabımı açtım ne giysem diye baktım hemen dizimin altında bir tunik altına bol paça pantolon ve tunik renginde şal ile Tamamım. Hazırlanana kadar size kendimden bahsedeyim, ben Deren Dağlıhan 21 yaşındayım, yedi kardeşiz, üç ablam, bir abim, ikiz kız (cadı) kardeşlerim var.

Almila, Alya, Zeynep ablalarım dert ortaklarım ,abim Kuzey kahraman mi? desem yoksa ayaklı bela mi? işte orası muamma, ikizler mi! Çiçek ve Yaprak Bir süpürgeleri eksik yoksa var ya... yeni nesil bomba gibi gümbür gümbür geliyor...

Biz kızlar aynı odada kalıyoruz, karşı odada abim, çaprazında annem ve babam kalıyor... ben şalımı yaparken annemin sesi geldi "-Deren hadi gel kahvaltı ya "diye bağırdı, odadan çıktım ve lavaboya girdim elimi yüzümü yıkadım sonra mutfağa girdim annem çayı koyuyordu, annem "-diğerleri uyandı mı? "dedi, ben ağzıma zeytin atarken hayır anlamında kafamı salladım annem diğerlerini uyandırmaya giderken en büyük ablam Almila geldi "-günaydın" dedi ben ağzıma ekmek tıktığım için "-hoyurlu sobohlar" dedim, ablam bana kısık gözlerle 'sen benim kardeşim olamazsın' der gibi baktı aynı şekilde 'emin misin' der gibi baktım sonra gözüm saate kaydı "-oooo servisi kaçıracağım, hadi ben kaçtım" dedim, montumu giydim ayakkabı mı giyerken annem geldi "-paran var mı? " diye sordu, evet anlamında kafamı salladım o da bana sarılıp dua etti bende annemi öptüm ve çok şükür kazasız belasız çıktım...  

Yolda giderken sabahın köründe okula isyan ede ede servis bekleyen yada buraya yakın olan okula giden öğrencileri gördüm...

Mahalleden geçerken marangozun önünden geçtim Buğra abi yine kapıda durmuş gözünü dikmiş bana bakıyordu, yüzümde tebessüm ile "hayırlı sabahlar Buğra abi" dedim, şaşırmış gibi bakıp sana da dedi bende kafamı salladım yoluma devam ediyorum...

Tam köşeyi döndüm onu gördüm yine arabasına biniyordu, görmemişim gibi yanından gelip geçecektim, taa kii beni görene kadar "-nereye böyle Pakize" dedi, gözümü devirdim derin nefes alıp ona döndüm, bayılıyor bana Pakize demeye ama ben sevmiyorum dedikçe inat gibi tekrar ediyordu 'hay dilini eşekler biplesinler emi' diye içimden geçirdim, derin bir nefes aldım gözlerimi kapttım 'sakin Deren sakin' diye kendimi motive ettim ve sakince  "-sana da hayırlı sabahlar Miraç abi" dedim.

Kafasını eğdi güldü kafasını tekrar kaldırdı "-günaydın nereye böyle" dedi, cidden mi? sinirimle oynuyor sabah sabah. Bana yine gıcık bir gülüşüyle bakınca dayanamadım "-Sence bu saatte kafayı yemediğime, erken uyanıp gezemeyeceğime göre, işe gidiyorum Miraç abi" dedim, kaşlarını kaldırdı, böyle yapınca ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mı acaba 'bak yine karizma, namussuz' içimden geçirdim.

Yâre-i Dil: Gönül yarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin