30. Bölüm

6.8K 515 50
                                    

Büyüdükçe zevklerim değişiyor, aradığım şeyler farklılaşıyor olmalıydı. Özellikle üniversite zamanlarında hafta sonlarını partilerde geçirdiğimi, onlarca insanla arkadaş olduğumu ve alkolün hayatımda büyük bir yer tuttuğunu unutamazdım. Bunların hiçbirini şimdi aramıyor, hayatımda var olsalar bile şimdiki enerjimle kaldırabileceğimi zannetmiyordum. Artık meşguliyetlerim işim ve aşkım olmuştu. İşten çıkıp doğrudan Etem'in yanına giderken bunları düşünüp durmuş ve bir yetişkin olduğum gerçeğiyle yüzleşmiştim. Hayatımın düzeniyle bir sorunum yoktu, yıllardır aradığım şeyleri yeni bulmuştum ve eskiye dair duyduğum pişmanlık az da olsa kendini belli ediyordu.

Asansörle son kata çıktığımda bedenimde çalan yorgunluk çanlarına karşı gelemiyordum, zil çalan karnımı doyurup Etem'in kollarında uyumak tek arzumdu şuan.

Asansörden indiğim gibi kulağıma çalınan sesler nedeniyle kaşlarım çatıldı, önce Etemin sesini duydum net bir şekilde, ardından bir kadının sesini.

"Etem, lütfen."

"Hemen çık evimden diyorum."

"Senin de beni unutamadığını..."

"Ne saçmalıyorsun sen," dediğinde Etem açık bırakılmış kapıdan içeriye girmiştim.

Girişteki holde cüretkar elbisesiyle Bade.duruyordu. Merdivenin üçüncü basamağındaysa beline bağladığı havlu ve ıslak saçlarıyla Etem vardı ve beni ilk fark eden de o olmuştu. Geldiğime şaşırmasa da onları bu halde bulmanın mahcubiyetini gözlerinde görmüştüm. Beklenmedik bir karşılama yaşasam da olmamam gereken bir yerde değildim. Bu yüzden rahattım ama kızgındım da. Aldığım derin nefesler eşliğinde omzumdan kayan çantamı portmantoya bıraktım ve montumu çıkarıp astım. Benim montumun yanındaysa başka bir kadının, onun, montu vardı.

Beni fark ettikleri andan itibaren ikisi de suskunlaşmıştı. Onlara yüzümü döndüğümde Banu'nun elinde sallanan anahtarı görmüştüm. Belki çok yanlış belki de çok doğru bir zaman da üzerime sinen sükünet ile ona yaklaştım.

"Nasıl gidiyor?"

Onunla ilk karşılaştığımda olduğum gibiydim, sakindim ama içimde fırtınalar kopuyordu ve ona dediğimi anlamıştı. Ben öylece duruyordum.

Bakışları bizi izleyen Etem'e döndü, arsız bir tavırla onu süzdükten sonra bana döndü. "Gördüğün gibi," dedi gülümserken.

"Gördüğüm sadece acınası bir kadın." Bende en az onun kadar sahte bir gülüş kondurdum yüzüme. "Elinden geleni ardında koyma derken bu kadar alçalacağını düşünmezdim, işe yaradı mı bari?"

"Neden eteme sormuyorsun, hala fotoğrafımızı saklayan o."

"Aa," kaşlarım havalandı oyuncu bir edayla. "O fotoğraf, çekmeceye koyarken eteme de haber verseydin keşke. Çünkü ben söyleyene kadar haberi bile yoktu."

Suratı anlık olarak bozguna uğradı ama belli ki mücadeleci bir kadın, kısa süre içinde toparladı. "Buna inandın mı gerçekten, kendine bu kadar güvenmemelisin."

"Güvenirim," dedim hala yüzsüz yüzsüz bana bakan kadına. "Ama sen bu kadar iğrençleşmemelisin." Sert bir soluk verdiğinde etemin sesi duyuldu.

"Anahtarı nereden buldun?"

"Etem," dedi bir anda incelen sesiyle. "Biliyorum yanlış yaptım ama seni..."

"Nereden buldun," dedi Etem yine. Bir anda tüm o sakinliğim şaşkınlığa dönüştü çünkü Etem'in yüzünde gördüğüm o buz gibi hava beni hayrete düşürmüştü. Bade'nin benim karşımda güçlü kadını oynamaya çalışırken Etem'in karşısında yüzsüz olduğu kadar korkak olması garip gelmişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 02, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GÜN IŞIĞI GİBİWhere stories live. Discover now