2. Bölüm

44.3K 2K 518
                                    

Medya; Cevahir Çelik

*
Şuan karşında Etem Bey duruyor, elleri cebinde şaşkınlıktan kaşları havaya kalkmışken yeşil rengine büyük bir özenle boyadığım yüzüme bakıyordu.

Ne yapacağımı bir an şaşırmıştı. Konuşmak istesem de ağzım bir kaç kez açılmış ama sesimin şuan nerelerde olduğunu bilmediğinden konuşamamıştım. Ben de aklıma gelen diğer şeyi yaptım.

Büyük bir gürültü ile yüzüne kapıyı çarptım.

*

"Leyla gülme artık ya." dedim sitemle.

Üçlü koltukta sırt üstü uzanıyorken neredeyse kurumuş olan kil maskesi yüzünden konuşmakta zorluk çekiyordum.

Az önce olan şeyler bana göre çok utanç vericiyken Leyla'ya fazlasıyla komik gelmiş olmalıydı ki kahkahasını durduramıydu.

Ben çaresiz ve ne yapacağımı bilemediğim o anda çıkış yolunu adamın yüzüne kapıyı çarpmakta bulmuştum. Kısa bir süre sonra Leyla'nın sesini duyduğumda Etem Bey'e burada neden beklediğini soruyordu. O ise telefonunu çamaşır makinasını kurarken unuttuğunu söyleyip Leyla'dan getirmesini rica etmişti.

Leyla kapıyı çaldığında beni bu halde görünce söylediğine göre müsait olmadığım için kapıyı açmadığımı düşünmüştü. Etem Bey'e telefonunu verdikten sonra içeriye geçmiş ve ona olanları anlatmıştım. Peşinden de kamyondan inerken tam yere düşeceğim anda beni tuttuğunu ve camdaki herkesin biz gördüğünü söylemiştim.

Şimdi de karşımda tabiri caizse anıra anıra gülüyordu.

"Ay ay, çok güldüm." dedi iki eliyle karnını tutarken. "Hem sen niye bakmadan kapıyı açıyorsun ki?"

"Taşınalı üç beş saat olmuşken senden başkası gelmez diye düşündüm. Nereden bileyim böyle olacağını?" dedim somurtarak. Yattığım yerde doğrulup devam ettim. "Ben şimdi o adamın yüzüne nasıl bakacağım. Çok utandım."

"Dert etme bebek, sanki bilerek yaptın."

"Ama o bilerek yaptığımı düşünebilir."

"Kapıyı Leyla diyerek açtım demedin mi sen? Öyle şeyler düşünmemiştir." Dediklerinden sonra bir süre sessiz kalmış sonra aklıma gelen şeyle vücudumu bir endişe dalgası salmıştı.

"Leyloş şu mangala ben gelmesem, olur mu?" dedim şirin gözükmeye çalışarak.

Ciddileşen yüzüyle yattığı yerden doğruldu. "Bunu seni için yapıyorlar Cevo. Gitmezsen büyük ayıp olur."

"Haklısın."

"Tabi ki haklıyım. Şimdi git ve bir şeyler giyin. Sonra da çıkalım."

Yenilgiye kabullenerek başımı salladım ve oturduğum yerden kalktım. Öncelikle yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. İşimi hallettikten sonra odama girip banyoya girmeden önce hazırladığım kıyafetlerimi giydim. Çiçekli beyaz elbisemin düğmelerini ilikledikten sonra aynanın karşısında kendimi kontrol ettim. Dizlerime kadar gelen elbisesinin çok kısa olmadığına kanaat getirip saçlarımı kurutmak için banyoya tekrar girdim ve saç kurutma makinasını çıkardım.

"Cevo, hazırlanmadın mı daha?"

Bağırarak bana seslenen Leyla'ya "on dakika daha." diyerek cevap verdim.

Saçlarımı kuruttuktan sonra rimel ve parlatıcı sürmüştüm. Daha fazlasına gerek duymadığımdan telefonumu da alarak Leyla'nın yanına gittim.

GÜN IŞIĞI GİBİWhere stories live. Discover now