Susturma Kalbini Artık ( TAMAMLANDI) Korunun Çocukları İlk Kitap

dövmeler ve diğer kavgalar

Çok ağır gelebilecek yetişkin içerik uyarısı. Lütfen rahatsız olacaklar okumasın. Hakan&Karan bölümüdür. Alarm alarm sos sos

İpek Hakan ın güneşlenen kaygısız hâline bakarak üzerine su sıçrattı. "Ne zaman kalkacaksın? Sıkıldım haydi biraz yüzelim."

Hakan güneş gözlüklerini çıkarıp doğruldu. "Kızım ben senin gibi canım her istediğinde orası burası gezemiyorum herhalde. Bıraksana biraz keyfini süreyim." Şaşkın bir mutlulukla etrafına baktı. "Şuraya bak İpek şu an resmen cennetteyiz." dedi. "Ulan bizimkiler de turizm falan yaptığını sanıyor. Milletin üzerine bina yapacak toprağı yok, tesisin, hizmetin güzelliğine bak."

İpek "güzel gerçekten" dedi. "Haydi bara gidip şu rengarenk şeyden alalım. Sonra yüzeriz. Hem o arada Mahir le Karan abi de gelir." Beyaz bikinisi minyon ve esmer teninde çok güzel durmuştu. Saçları güneş ve deniz yüzünden çılgın dalgalar halinde oraya buraya yayılmıştı.

Hakan sevinçle "olur pampa." diyerek ayağa kalkıp parmak arası terliğini giydi. Bu tatil için deli gibi para biriktirmişti. Bazen sevgilisinin ve arkadaşlarının hayat standartları can sıkıcı olabiliyordu. Yeni edindiği soyadı ve imtiyaz kendisine de benzer standartların hakkını veriyordu ama Hakan öyle biri değildi. Ömer Gazi nin bu açığı kapatmak için mi yoksa gerçekten hak ettiği için mi bilinmez verdiği pirim çok işine yaramış ve kabul etmişti ama o kadar. Daha fazlası olmazdı.

Hep rahat ettiği biraz bol ve uzun şortlardan almıştı. Buna bile servet ödemişti gerçi ama değmişti. Zengin insanların kıçlarının ve aletlerinin kıymetini bildiğini düşündü yine. Güneş gözlüğünü takıp, kaygısız biraz sallanan, hatta biraz yaylanan yürüyüşüyle İpek e katıldı. Yaşından da küçük görünüyordu böyle. Seçkin tiplerin konakladığı tesiste kendisine sadece yaşı küçük kızların iç geçirerek bakma sebebi de büyük ihtimalle buydu. Ha bir de deneyimli ve ağzının tadını bilen kadınlar kendisinin de iç geçirerek baktığı başka bir bedeni süzüyordu.

Ayağa kalktığında ve bara doğru yürüdüğünde etrafta oluşan hafif hareketliliğe artık alışmıştı. Kulaklarındaki küçük aletlere dokunarak birbirine rapor veren korumalara, kazayla yanına fazlaca yaklaşan biri olursa hemen sanki tesadüf gibi araya giren birilerine, hatta sipariş getiren insanların durdurulup üzerlerinin aranmasına. Zaman almıştı, komik gelmişti ama kabullenmişti. Sonuçta seçimlerini bilinçli yapmıştı. Gerçi hayatını Karan la geçirmeye karar vermemiş olsaydı bile çok şey değişmeyecekti. Adamın onu hayatta tutmakla ilgili saplantısı ilişkilerinden bağımsız bir şeydi. Galiba benzer imkânlara sahip olsa kendisi de aynını yapardı. Bunun geceleri beraber uyumalarıyla pek ilgisi yoktu.

İpek kolunu sıkınca dikkatini ona verdi. "Noluyo kızım ya?" diye söylendi. Sonra anladı tabi. Karşıdan gelen iki adam muhtemelen herkeste aynı etkiyi bırakırdı. İpek tabi Mahirini gözleriyle yediği için az sayıdaki insanda gerçekleşen etkileri fark etmiyordu.

"Nefes alışına dikkat et baciko. Memelerin fırlayacak." diyerek kızla alay etti. Kendisi bakmayı reddediyordu. Yine her zamanki gibi anında kafasını başka bir tarafa çevirmişti. Sonuçta Karan ı başbaşa olduklarında böyle görmekle insan içinde görmek arasında bir fark vardı. Siyah. Yine. Ve Hakan kadar mütevazı bir seçim yaptığı söylenemezdi.

Karan bu şapşal yürüyüşü ilk gördüğünde de gülmüştü. Çok kendine has, eşsiz, kaygısız bir duruştu. Bu haliyle çocukluktan yeni çıkmış gibiydi. Üzerinde astronot resimleri olan komik bir şortla bu kadar çekici görünmemeliydi. Bakışlarını zorla kopararak Mahir e dönüp yürümeye devam etti.

İpek Mahir i öperken ellerini omuzunda dolaştırdı. "İyice kremlendin mi?" diye sordu.

"Hıhı. Kreme battım. Dövmeciyle görüştük. Tatlı kız. Öbür gün gidip başlayacağız. Öyle bir günde bitmez dedi. Bir de yüzmek falan yasak maalesef." Mahir uzanıp iç güdüsel olarak Hakan ın saçlarını karıştırdı.