Bayramda elimi öpemezsin!!!

2.7K 193 5
                                    

Zeynep şok geçirdiği her halinden belli bir Ömer Gazi Boybeyi ile yaklaşık otuz saniye bakıştıktan sonra dönüp etrafına bakmayı akıl etmişti. Neyse ki Demir'in dikkati karısı tarafından dağıtılmış babası ise nedense bağıra bağıra konuşan bir adet Mahir Efe tarafından oyalanıyordu. Aksi halde şu anda çok farklı bir durum yaşayacağı ortadaydı.

Hayatının tamamını birlikte geçirdiği kadim dostlarına minnetle gülümseyip öpücük gönderdikten sonra Ömer'e doğru ilerledi. Mahir'in tehditkar Boğaz kesme işaretine zarif bir el hareketiyle karşılık vermeyi de ihmal etmemişti. Orta parmağını kaldırarak yürüyüşüne aynı zerafetle devam etti.

Ömer kızın onu kolundan tutup az önce çıkmak üzere hareketlendiği kapıya yürütmesine ses çıkarmadı. Tamam evet sinirliydi. Bir kaç kafa koparmadan rahatlayamayacaktı ama bir taraftan da çok eğleniyordu.

Yanında yürüyen güzelliğe baktı. Yine kırmızı giymişti. Titreyen ellerinin birinde küçük gümüş bir çanta tutuyor, diğeriyle de adamın ceketini buruşturuyordu. Ağlayacak gibi görünüyordu. Bu haliyle çiftlikte at süren, çalışanlarla otlakta bağdaş kurup, ekmek peynir bölüşen kadından öyle farklıydı ki. Zeynep'in o vahşi, süssüz ama alabildiğine doğal haline vurulduğunu itiraf edebilirdi. İlk görüşte etkilendiği düşlerine giren bu kadın olsa da, aslında o düşlerden uyandığında görmeyi dilediği kadın kendi Zeynebiydi. Bu düşünce de şaşırtıyordu doğrusu. "Benim Zeynebim" Hayatı boyunca kimseye benim dememiş biri için yepyeni bir fikirdi bu. O yüzden delirmişti ya. Kızın ısrarla patron çalışan çizgisinde tutmaya çalıştığı ilişkileri o istemese de hatta nasıl olduğunu anlamasa da başka bir şeye dönüşmüştü. Bir şekilde içinde onun olmadığı hiç bir program yapamıyordu. Annesinin sözleri geldi aklına.

"Bu kızı kaçırırsan seni keserim Gazi. Otuz yıldır annenim. Sen benim hayatımın ışığı oldun. Rahmetli anneciğine her gün dua ediyorum bunun için. Seni ben büyüttüm. O yüzden bu kızı almazsan sana hakkımı helal etmem bilesin." demişti.
Ömer şaşırsa da kadının biraz üzerine gitmeye karar verdi. "Anne evet hoş kız. İyi de anlaşıyoruz ama o ölçüde ciddi düşünecek bir durum yok ortada. Belki bir ilişkiye başlarız ve akışına bırakırız."
Annesi her zamanki doğal sezgileriyle kaşlarını çattı. "Sakın öyle bir hata yapayım deme. Kız senin çiftlikte salınan rahat serin hallerinden etkilendi belli ki. Ama hayatının "gerçek hayatının" kapısını aralarsa arkasına bakmadan kaçar gider. Görmüyor musun? Temizler Gazi. Tertemizler. Ne dedenin yer altının kralı olduğunu ne babanın politik bağlantılarıyla çevirdiği dolapları bilmiyorlar. Zeynep senin bu iki dünyanın da mutlak ve tek varisi olduğunu anladığında onu yanında bir dakika bile tutamazsın. O yüzden benim bir tanecik yakışıklım, eğer aklın varsa büyü bozulmadan kafesle prensesi. Yoksa o bir ömür beklediğin diğer yarın olmadan, yarım yaşayıp yarım ölürsün."

İşte şimdi kapı aralanmıştı. Zeynep kaçıyor gibi görünmüyordu sanki. Yine de buz gibi bir düşünce çöreklendi beynine. Belki kaçmıyordu da adamı gönderiyordu.

Helikopter pistine geldiklerinde Zeynep karşıdan gelen Hakan'a gülümsedi. "Naber Hakan? Nasıl gidiyor? Uçuş ayarlamalarını yapsana çiftliğe dönüyoruz." dedi.
Hakan yıllardır birlikte çalıştığı Ömer Gazi'ye kısacık bakıp; "Tamam canım." diyerek arkasını dönüp topuklamayı seçti. Patron talimat verebilecekmiş gibi görünmüyordu.

Ömer Hakan'ın arkasından tatsız bir bakış gönderdi. İyi anlaştıklarını biliyordu tabi de 'canım' neydi? Bu arada Zeynep'in çantasından bir sigara çıkarıp yaktığını ve ellerinin hala titrediğini gördü. Ceketini kızın omzuna yerleştirdi. Ama Zeynep ısrarla dönüp bakmıyordu. Kafasında büyük ihtimalle Ömer'i nasıl sakinleştireceğini ve bir devir aşık olmak üzere olduğu adamın paçasını nasıl kurtaracağını hesaplıyordu. Adamın bu duruma da canı fena halde sıkılıyordu. Aptalın bir telefon konuşmasına şahit olmuş olmasa; şimdi Poyraz mı örtecekti yani Zeynep'in üşüyen omuzlarını? Üstelik Ömer'in çok isteyip cesaret edemediği şekilde belki. Ceketiyle değil sarıp sarmalayarak.

Susturma Kalbini Artık ( TAMAMLANDI) Korunun Çocukları İlk Kitap Onde histórias criam vida. Descubra agora