düğün yine

2.6K 146 31
                                    

"Yeme şu tırnaklarını." Mahir Zeynep'e söylenirken bir taraftan da üzerindeki takımı düzeltiyordu. "Senin neyin var? Belli bir stresin olduğu ama çözemedim."

Zeynep gözleri dolu dolu "Geciktim." dedi. Koruya gelmek tam da bu günlerde harika olmuştu. Kafası dağılırdı hiç olmazsa.

Esma "Kaç gün gecikti?" diye sordu. Bir taraftan da elindeki telefonun ekranındaki panoramik diş röntgenini inceliyordu. Karan ı ikna etmesi çok zor olmuştu. En sonunda "Bir gün seni teşhis falan etmek gerekirse resmi olmayan makamlarda diş kaydının olması iyi olur." diyerek bu röntgeni elde edebilmişti. Allah'ım bunlar nasıl köklerdi böyle yaaaa....

Zeynep "İki hafta." diye cevapladı. Esma anında telefonu bir kenara attı. Mahir elindeki kravatı bırakıp Zeynep'e ilerledi.

"Test falan yaptın mı?" diye sordu.

Zeynep kafasını iki yana sallayıp, "Hayır" dedi.

Mahir "Çüş Zeynep. İpek üç gün gecikti hemen 20 tane test aldı. Ne rahatsın."

Esma kaşlarını çattı ve "Sen ona aldırma. Ne oldu? Siz zaten bebek düşünüyorsunuz. İstemiyor musun?"

Zeynep utançla kafasını eğdi. "Korkuyorum. Elif doğurdu doğuralı hep kötü kötü rüyalar görüyorum."

Elif'in doğumu çok zor olmuştu. Işık tosun gibiydi ama annesi normal doğum yapamayacağı anlaşılınca sezaryene alınmış bu arada kan kaybı ve yükselen tansiyon nedeniyle ölümden dönmüştü.

Esma Zeynep'in elini tuttu. "Canım sen Elif gibi değilsin ki. Sağlıklısın, güçlüsün. Bütün hamileliğini stres ve kaygı ile geçirmeyeceksin. Korkacak ne var?"

Zeynep "Esma doğuramam ben. O acıyla yüz yüze gelemem. Ben veterinerim ve doğum denilen şeyin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Limon kadar delikten fil kadar şey çıkarmaya çalışmak gibi."

Mahir boğazını temizledi. "Zeynep sen inek değilsin canım. Ayrıca tıp yani insan tıbbı çok ilerledi. İyi bir Dr bulunur, senin ruhun duymadan alırlar bebeği. İyileşme sürecinde tabi ağrın sızın olur ama bak bir sürü yardımcın var. Bir hafta ağrı çekersin sonra o da kalmaz. Hem biz varız. Uyumak istediğinde bebeğin başında beklerim. İpek delirir eminim sevinçten. Boybeyi kafayı yer."

Zeynep gülümsedi. "Keşke sen de kız olsaydın Mahir. Harika bir abla olurdun." dedi.

"Asıl sen keşke erkek olsaydın çüksüz. Ben halimden gayet memnunum. Kız olsam kesin orospu olurdum." dedi.

Esma kusma hareketi yaparak; "Mahir Efe ve onun cinsiyetçi esprileri" dedi.

Adamda hiç utanma yoktu. Gülerek "hatunlar bu takım bence ok. Siz de beğendiyseniz ben eczaneye gidiyorum. İpek'e aldığımız erken teşhis kitlerinden toplayıp geleyim." dedi.

İngiltere'deki terzisi sekiz farklı takım göndermişti. Hepsi onun ölçülerine göre dikilmiş, şık takımlardı. Düğün için farklı özel bir şey istememişti.

Esma "Çok yakışıklısın." derken, Zeynep "imansız dur bir fotoğrafını çekip böceğe göndereyim de sulansın." dedi.

Esma ve Mahir aynı anda "Allah ıslah etsin seni" dediler.

Zeynep omuzlarını oynatıp, "Ne var? Aman sanki bilmiyoruz oğlum. Kıza nefes aldırıyorsan sülalemi siksinler." dedi.

Esma "Zeynep nolur sus." diyerek kulaklarını tıkadı.

Mahir sırıtarak odasından çıkıp kızları orada bıraktı. Böylece takımları toplama işinden de yırtmıştı ne güzel. Çalışanlar o kadar yorulmuştu ki bir de arkasını toplama işini onlara bırakamazdı. Kızlar da azıcık işe yarasındı canım. Biri prenses diğeri kraliçe edalarında geziniyordu. Kendi kadını öyle miydi hâlbuki.

Susturma Kalbini Artık ( TAMAMLANDI) Korunun Çocukları İlk Kitap Where stories live. Discover now