19

49.7K 4.7K 4.6K
                                    

Selammm

Sonunda gelebildim....

Bölümü yazarken nerde ne yazacağımı bilmeme rağmen tıkandım, ama buna rağmen uzun bir bölümle geldim. size dediğim gibi doya doya okuyacaksınız. satır aralarını yorumlarınızla doldurun yine lütfen çünkü bu bölüm psikolojimi bozdu bir türlü bitmediği için. yorumlarınız mutlu ediyor beni

Bir de bu bölüme sınır koyacağım, merak etmeyin çok değil.

1000 vote

Keyifli okumalar.

.....

Soğuk havanın mesken tuttuğu gece de jeon malikanesinde durumlar oldukça sessizdi. herkes salonda toplanmış otururken hepsi kendi halinde takılıyordu. momo ve jisoo yan yana oturmuş telefona bakarken jimin hyunjin'in karnına çatlaklar için olan kremden sürüp masaj yapıyor, rose kitap okuyor, jungkook ise oturduğu yerden boşluğa bakarak düşünüyordu.

Yarın olacak davasını, ve ondan sonra ki süreci düşünüyordu. kodese girmekten korktuğu yoktu, ama eğer olur da böyle bir şey gerçekleşirse arkadaşlarına nasıl bir açıklama yapacaktı bilemiyordu.

Moralleri bozulmasın diye onlara daha söylememişti bu durumu ve hiç birinin haberi yoktu yarın olacak mahkemeden. üzülmesinler diye söylememişti jungkook onlara bu mevzuyu, kendince belli etmemeye çalışıyordu ama yüzüne bakan biri anlardı hemen bir sorun olduğunu.

Bunu farkeden kişiyse yanında oturup kitap okuyan rose olmuştu. gözlerini yazı dolu sayfalardan jungkook'a çevirmiş ve kısık sesle sormuştu diğerlerinin duymaması için.

"İyi misin durgun gözüküyorsun?" demişti merakla. Hafifçe koluna dokunmuş, jungkook'un kendisine dönmesini sağlamıştı.

Jungkook yüz ifadesini anında düzeltip kafasını iki yana sallamış ve onun endişelenmemesi için gülümsemişti. "öylesine düşünüyordum"

"Pek iyi şeyler düşünmüyor gibisin ama. bir şey mi oldu?"

Jungkook onun üstelemesiyle aralık dudaklarının arasından ufak bir soluğu ciğerlerine misafir ederken onu ikna etmek adına büyükçe gülümsemiş ve işi şakaya vurmaya çalışmıştı. "ne olabilir ki rose abartma canım"

"Ne bileyim belki yüzbaşı sinirini bozmuştur yine" rose'nin hafif bir sırıtmayla dedikleri jungkook'un yüzünde ki gülümsemeyi durdururken son günlerde sürekli rüyalarında gördüğü adamı yine aklına getirmişti omega.

"Hemen onun konusunu açıyorsun sende" demişti söylenerek. şimdi eğer onu terslemezse rose'nin şüpheleneceğini biliyordu ve bu yüzden hala daha yüzbaşından nefret ediyormuş gibi davranmak zorunda hissetmişti kendini.

Çünkü şu an kendi bile ona karşı değişen hislerini, düşüncelerini tam anlamıyla adlandıramıyordu.

"Aman hemen tersle sende" ona burun kıvıran rose hikayesini okumaya devam etmişken tam o sırada kapının çalınmasıyla hyunjin karnını tutarak heyecanla ayağa kalkmış ve sevinçle şakımıştı.

"Ayy felix gelecekti bu akşam çocuklar" kapıya ilerleyeceği sırada aklına bir şey gelmiş gibi arkasına dönmüş ve arkadaşlarına bakmıştı. "nasılım?" demişti saçını düzeltirken. momo ise baş parmağını kaldırarak onu onaylamıştı. "Harikasın hayatım"

Onun salondan çıkmasıyla jungkook hayretle konuşmuştu. "bu da liseli aşıklar gibi aynı. adamla evli olduğunu unutuyor"

Jimin'den laf gecikmemişti. kremin kapağını kapatırken yanıtlamıştı onu. "eşin olunca anlarsın"

Yes to heaven~taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin