19.Bölüm: GECE KULESİ

2.8K 545 8.5K
                                    

Merhaba^^  Sessiz bir köşede hikayemize kaldığınız yerden devam edin✨

Keyifli okumalar minik kabuslarım^^

Bölüme başlamadan önce yıldızı parlatmayı ve satır aralarına çokça yorum yapmayı unutmayın, lütfen.

*
Gece Kulesi
*

Diyarın laneti olan kalbimin infazını gerçekleştirmeyi isterdim, masum bebeklerin hayatları pahasına...

Benim yüzümden kim bilir ne kadar zamandır kıyılan canların yükü, omuzlarımdan bastırıp yerin dibine girmemi dilercesine kulaklarımda uğuldayan bir ağıt gibi eziyordu bedenimi. Kıpırdayamadım.

Bebekler...

Çaresiz anneler...

Günah tohumu...

Diyarın zalim sessizliği.

Rüyamda gördüğüm anne ve suya bıraktığı bebeğin feryadı kulaklarımı arşınladığında acıyla yüzümü buruşturarak arkamı döndüm. Geldiğim yöne doğru yürürken bedenim bir başka ruha aitmiş gibi yabancı hissettim.

Yürüdüm... Yürüdüm... Her adımımda biraz daha yere battım.

Belki de gördüğüm rüya buna işaret ediyordu ya da masumların hayatlarını kurtarmam için diyar, benden yardım dileniyordu... Zalim kraliçenin zulmünden Mienas halkını kurtarmam isteniyordu.

Güçlerim bile yokken bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum ama Gökkuşağı Sarayı'na doğru attığım adımlarım cesur ve güçlüydü. Hamile periden uzaklaşıp yola koyulduğumda dilediğim tek şey Maysa'nın ölümüydü.

Nasılsa benden şüphe etmezdi. Onu ziyarete gitmiş gibi yapıp şahdamarına bıçağı sokarak saniyeler içinde tüm kanını tahtına dökebilirdim ya da kalbinin tam orta yerine saplayacağım hançerle daha manidar bir ölümün kucağına tekmelerdim kaltağı.

Sıktığım dişlerimin gıcırtısıyla kaşlarım çatıldı.

"Yalvarırım!" Ezilen kuru yaprakların hışırtısı perinin sesini bastırdı. Duymazdan gelerek yürümeye devam ederken bir kez daha seslendi. "Hey! Bekle."

Hızlı adımlarla toprağı ve yaprakları ezerek bana ulaşmaya çalışıyordu. "Lütfen dur!" Ne kadar hızlı yürüdüğümü, dakikalarca peşimden koşan peri nefes nefese koluma sarılıp beni güçlükle durdurunca anladım.

Sıkıca tuttuğu kolumu çekip beni kendine çevirdiğinde donuk bakışlarım onu buldu.

Göz pınarlarında biriken yaşlar, titreyen elleri ve dalgalı yüzü tokat gibi yüzüme çarptığında gerçek hayata döndüm ve az önce baksam da görmediğim hüzünlü gözleriyle kendime geldim.

"Bu çocuk benim her şeyim," derken ellerime tutundu. "O, bana aşkımdan kalan tek emanet..." Gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladığında şaşkınlığım bedenimi ele geçirmemiş olsa onunla birlikte ağlamaya başlardım. Yanağından süzülen gözyaşının içine hapsolmuş bir gökkuşağı vardı sanki. Ölü ve cansız bir gökkuşağı. "Eğer onu kaybedersem ben de ölürüm."

"Bunu sen ve diğerleri için yapacağım." Bana güvenmesini ister gibi başımı salladım.

"Kimseye benden bahsedemezsin." Uzun parmakları iki elimi de kavrayıp sıktığında teninin soğukluğuyla buz kestim. "Öğrenirlerse bebeğimi yaşatmazlar."

YOZLAŞMIŞ HARABELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin