22.Bölüm: ŞAFAK VAKTİ

3.8K 519 15.8K
                                    




Merhaba^^  Hepimize mutluluk, sağlık ve huzur getirecek bir yıl diliyorum şimdiden. 2023 şansı ve uğuruyla gelir umarım. Mutlu yıllar❤️

Hadi şimdi sessiz bir köşede hikayemize kaldığınız yerden devam edin✨

Keyifli okumalar minik kabuslarım^^

Bölüme başlamadan önce yıldızı parlatmayı ve satır aralarına çokça yorum yapmayı unutmayın, lütfen.

*
Şafak Vakti
*

Ayas'ın kelimeleri bir sarmaşık gibi kuşatmıştı etrafımı; dikenleri ruhuma batan sözcükler kafamın içinde yankılanıyor, kaçmama fırsat vermiyordu.

"Sen diyarın peşinde olduğu kızsın. Kehanetin kızı, diyarın laneti sensin."

Ayas her şeyi bildiğini söylüyordu. Kim olduğumu hiç çekinmeden açık açık yüzüme vurmasına bakılırsa blöf de yapmıyordu. Gözlerinin içine bakıyor, kaçmak istiyordum. Korkuyla titreyen bedenimin beni yarı yolda bırakacağını biliyordum, yine de kaçmalıydım.

Ölümün ayak sesleri miydi kulaklarımda uğuldayan yoksa tepemde sallanan hançerin metalik sesi mi bilmiyordum ama korkuyordum. İlk kez... İlk kez ölmekten bu denli korkuyordum.

Kıpkırmızı olan yüzüm, mum ışıklarının düşürdüğü gölgelerin ardında kalırken içimdeki kahredici paniği savuşturmak için omuzlarımı dikleştirdim.

"Bırak beni!" Hışımla geriye çektiğim kolumu Ayas'ın elinden kurtarmayı başardığımda acıyan bileğimi ovuşturdum.

"Rena..." Sabrı taşmak üzere gibi görünüyordu. Sesi uğursuz bir gecenin ayazında esen rüzgâr gibi tekinsiz ve ürkütücüydü. "Bak... Kim olduğunu biliyorum. Ne olduğunu ve ne olacağını da..."

"Ne olacak?" Cüretkâr tavrımın başıma bela açmamasını umarak gözlerimi kıstım. Bakışlarım Ayas'ın üzerine çivilenmiş, bir yırtıcının öfkesi gözlerime serilmişti.

"Kraliçe yıllardır seni arıyor. Diyarın gücü çekiliyor, periler huzursuz... Krallıklar zayıfladı ve halk her an isyan etmeye hazır. Mienas tükeniyor ve bunu herkes biliyor. Kaynaklar, sihirler, yaşam... Hepsi azaldı. Tüm bunların sona ermesi için seçilmiş olanın ölmesi gerekiyor. Yani senin... Kraliçenin adamları yıllardır peşinde; keza diğer krallıkların casusları da."

"Ne duruyorsun, koş anneciğine söyle. Belki mükafatlandırır seni." Donuk ifademin aksine sesim birçok duyguyu harmanlayarak bir silaha dönüştü. "Böyle bir başarının karşılığında başını okşamayı layık görür. Bu da benim sana son iyiliğim olsun." Çenemi iyice kaldırdım ve Ayas'ın zayıf noktasını kamçılamanın hazzına vardım. "Ne duruyorsun, koşsana!" diye bağırdığımda onun da öfkesi harlandı.

"Kes sesini!" diye yükseldiğinde refleks olarak tekrar yakaladığı kolumu sıktı bu kez. "Kes, yoksa seni kimseye bırakmadan öldürürüm!"

"Bunu yapamazsın."

"Neden yapamazmışım?" diye sorarken hayretle geriye çekilip güldü.

"Ölmemi isteseydin çoktan öldürmüş olurdun. Doğruca kraliçene koşardın ama sen yanıma gelmeyi tercih ettin; çünkü bir amacın var." Sözlerimi onaylar gibi tek kaşımı kaldırarak usulca başımı sallayıp devam ettim. "Evet, seni dinliyorum şimdi. Neden buradasın ve benden ne istiyorsun?"

Kaybedecek hiçbir şeyimin olmadığı gerçeğiyle hissizlik vücudumu ele geçirmiş, korkuyu kısa sürede defetmeyi başarmıştım. Bir kalbim vardı sahip olduğum, onu da bu zalimlere kurban edeceksem sonuna kadar savaşarak ölmeyi yeğlerdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YOZLAŞMIŞ HARABELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin