7- İtiraf

91 2 0
                                    

Soğuk esen rüzgar ortamın kasvetli havasını azaltmak yerine artırıyordu. Çakan şimşeğin ardından yağmur bastırdığında ıslanan bedenini umursamadı. Çünkü umursaması gereken biricik meleği vardı. Ama bu kez sevgilisi onu çağırmıyor ve ağlamıyordu. Aksine gülümsüyor ona el sallıyordu. Ona doğru koşmaya başladı. Onu o kadar çok özlemişti ki. O koştukça sevgilisi sanki uzaklaşıyordu. Ardından o naif sesi duyunca daha hızlı koşmaya başladı.

"Seni seviyorum Doruk. Seni hep sevdim ve ne olursa olsun sevmeye devam edeceğim."

Ve nihayet sevgilisi iyice uzaklaşıp yok olunca o özlediği naif ses tekrar duyuldu.

"Beni unutma Doruk."

...

Rüyasından sıyrılarak uzun kirpiklerinin ardındaki cam mavisi gözlerini araladı. Her yer karanlıktı. Hiç bir şey görünmüyordu. Cep telefonuna uzanıp komutu verdiğinde ışıklar açıldı. Etrafa göz gezdirdi. Her şey yerli yerindeydi. Isıtıcılar sonuna kadar açılmıştı. Ev hamam gibi sıcaktı. Kalkmak için koltuktan destek aldığında bileklerindeki kesik yerlerin sızlaması üzerine geri yattı. Sargılı bileklerine baktı bir süre. Gözünün önüne gelen bileklerini kestiği o geceye, iri bir damlanın cam mavisi gözlerinden süzülmesi eşlik etmişti. Hıçkırıklara boğulurken kendini kaybederek acıyla bağırdı.

"Rüya!"

Sızlayan bileklerindeki derman son bulunca koltuğa geri yattı.

Yine kimse yoktu, yalnızdı. Bir kaç ay önce dünyanın en mutlu erkeğiyken, şimdi dünyanın en mutsuz, en yalnız erkeği olmuştu.

"Kadınım."

...


(O gece)

"Doruk, aşkım haydi ama geç kalıyoruz."

Genç adam biricik arkadaşının doğum gününde kendisine aldığı yasemin kokulu parfümü de üzerine boca ettikten sonra aynadan mutlulukla ışıldayan cam mavisi gözlerine baktı. Gülümseyip kendine göz attıktan sonra odalarındaki banyodan çıktı ve bir şey unutmadığına emin olmak için etrafa kısa bir göz gezdirdikten sonra odadan çıkıp merdivenlere yöneldi. Heyecandan kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. Az sonra aşık olduğu kadınıyla biricik arkadaşının sürpriz doğum günü partisine gideceklerdi.

Sabırsızlıkla merdivenleri indi. Merdivenin son basamağına geldiğinde öylece kalakaldı. Sevdiği kadını giydiği beyaz elbisesiyle öyle güzel olmuştu ki. Bir kez daha aşık olduğunu hissetti. Uzun ipeksi saçlarına küçük bir papatya tutturmuştu ve parıldayan gözlerle kendisine bakıyordu. Büyük bir titremenin geçtiği vücudunu harekete geçirerek aşık olduğu kadına doğru ilerledi.

"Öyle güzel olmuşsun ki, ne diyeceğimi bilemiyorum."

Zarif eline tutkulu bir öpücük kondurdu. Büyülenmişti.

"Kadınım."
...

Cam mavisi gözlerinde biriken yaşlar ıslak yanaklarından süzüldüğünde hatırladığı o güzel hatıradan koparak gerçek hayata döndü. Kendini zorlayarak sızlayan bileklerine rağmen yattığı yerden kalkarak oturdu. Bacaklarını karnına çekti ve ağrıyan başını dizlerine dayadı. Büyük salonun sessizliği kulaklarında çınlarken yeniden hıçkırıklara boğuldu.

SAPLANTI / BİR AŞK HİKAYESİ Where stories live. Discover now