Bölüm 7

176 15 21
                                    

-TUANA'DAN-

Üzerimden büyük bir yük kalmıştı bunun verdiği rahatlıkla eve çıkıp uyudum. 

"Piştt,"

"Hımm?"

"Pişt." 

"Efendim anne?" Dedim mahmur sesimle. "Ben senin annen değilim." Gözlerimi hızla açtığımda gördüğüm ilk şey Ateş'in suratıydı. "Ateş?" Yatığım yerden kalkınca yatağımda olmadığımı fark ettim. "Nerdeyim ben?" Ateş histerik bir kahkaha atarken karşımdaki koltuğa oturdu. "Benim kralığımdasın güzelim." 

'Bana sadece Hürkan güzelim diye bilir.'

Sessizce etrafı inceledim oldukça soğuk kanlıydım korkmuyordum çünkü bana zarar vermeyeceğini çok iyi biliyordum. "Neden getirdin beni buraya?" Ateş bacakbacağa atmış beni seyrediyordu. "Sence? O Hürkan denilen herif senin çevrende olduğu sürece beni görmeyecektin, ama şimdi? Seni engelleyen hiçbir şey yok." Cebinden bir paket sigara çıkardı. "İster misin?" 

"Hayır, ben sadece Ömer'in sigarasını içerim." Sigarayı dudaklarının arasına koydu ve çakmakla yaktıktan sonra derin bir yudum alıp konuştu. "Ha birde şu kendilerine 'ekip' diyen tayfa vardı değil mi? Ah, hepsi birer ahmak." Sinirle ayağa kalktım. "Onlar ahmak değil, onlar benim kardeşlerim." Dedim sonunu bastırarak.

"Merak etme bebeğim, onlarla bir derdim yok. Benim derdim Hürkan'la." Derin bir nefes aldım ve geri yerime oturdum. "Şuna eminim ki Hürkan olmasaydı bile seni sevmezdim." Bu onu sinirlendirmiş gibiydi. Sigarasını koltukta söndürdü ve yanıma oturdu. "O kadar emin olma güzelim."

"Ama eminim." Dedim tek kaşımı kaldırarak. Dişlerini sıktığı çenesinden beli oluyordu. "Bak güzelim, beni daha tanımıyorsun." Biraz daha yanaştı. "Neler yapabileceğimi bilmiyorsun."

"Neler yarasın?" Dedim alayla. "Belkide Yakup size biraz hafif gelmiştir?" 

"Yakup senin adamın mıydı!?" Ürkütücü bir şekilde gülümsedi. "Evet," Hızla ayağa kalktım ve ondan uzaklaştım. "Sen iğrenç bir adamsın!" Ateş'te ayağa kalktı. "Sadece senin için iğrençleşiyorum! Sana ne kadar aşık olduğumu görmüyor musun?" Ellerimi saçıma geçirdim. "Ben sana değil Hürkan'a aşığım!" Ateş daha da sinirleniyordu. "Ama beni seveceksin!" 

"Seni seviceğime ölürüm daha iyi!" Ateş hızla odadan çıktı ve kapıyı kitledi. Kapıya vurmaya başladım. "Ateş! Çıkar beni burdan! Ateş!" Ses yoktu. 

'Hürkan, lütfen kurtar beni...'

                                                 ● ● ●

Saatlerdir bu odadayım, pencereler kilitli ve aşağıda birkaç adam var. Oda büyük ve lüks fakat az eşya var. Dolapta benim birkaç kıyafetim var bunu uzun bir süredir düşünüyor olmalıydı.  En uygun zamanı bulup kaçırmıştı beni...

-HÜRKAN'DAN-

Sabahtan beri Tuana'yı arıyorum ama açmıyor geri dönüşte yapmıyor, mesajlarıma da cevap vermiyor...

"Geliyorum!" Kapıyı açar açmaz karşımda telaşlı bir Yasemin Teyze görmeyi beklemiyordum. "Tuana burda mı?"

"Değil... Bir sıkıntı mı var? Benimde telefonlarıma cevap vermiyor." 

"Kayıp, onu bulamıyorum!" Yoksa kendi evrenine mi döndü..? Yasemin Teyze merdivenlere oturdu ve derin derin nefes almaya başladı ona su getirmek için mutfağa gittiğim sırada telefonum çaldı arayan Tuana'ydı. Hâlâ bu evrende olduğunu bildiğim için derin bir nefes aldım ve telefonu açtım. 

"Kızım nerdesin se-" 

"Hürkan," Bu Tuana'nın sesi değil hatta bu bir kız sesi bile değil. "Sen kimsin? Tuana'nın telefonun sende ne işi var?" Karşı taraftan kahkaha sesi yükseldi. "Sakin ol koca adam, ben Ateş." Telefonu tutan parmaklarım gerildi. "Ateş mi?" 

"Evet, Ateş. Sevgilin elimde eğer benimle sana attığım konumda buluşursan onu salarım, fakat buluşma yerine gelmeden önce iyice bir düşün canından olma ihtimalin var." Telefon kapanırken ne yapacağıma dair bir gram bile fikrim yoktu...



BİLİYORUM SON DERECE KISA BİR BÖLÜM AMA BAŞKA BİR KİTAP YAZIYORUM

/Sonsuza Kadar Hayran 2/Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz