Bölüm 12

158 16 15
                                    

-TUANA'DAN-

Telefonu bir köşeye bıraktım ve manzaraya döndüm. "Hürkan."

"Efendim güzelim?"

"Bugün, maç var. İzleyelim mi?" Hükan'nın hafifçe güldüğünü duydum. "Madem her şeyi kısa bir sürede olsa siktir ettik neden olmasın?" Uzun zamandır Ateş yüzünden ne oturup televizyon izledim ne de maç bu benim için çok iyi olacak. "O zaman ben içeri gidip ortamı kuracağım." 

"Ben yaparım Hürkan."

"Hayır, sen otur zaten benim çıkıp bir şey almam lazım." Çok sorgulamadım ve kabul ettim. Hürkan odadan çıkarken bende Emre'yi aradım ne yaptığını merak ediyordum. "Naber lan mal?"

"İyi."

"Sesin pek öyle gelmiyor. Gittin mi?"

"Hayır..." Duyduğum hıçkırık sesiyle telefonu kapatıp görüntülü aradım. "Emre,"

"Tuana, benim canım yanıyor...hem de çok yanıyor." Onun o hâlini görünce benimde gözlerim doldu. "Emre yapma lütfen," 

"Nasıl yapmayayım Tuana? Kalbim paramparça..." 

"Yanında olamadığım için özür dilerim." 

"Senin suçun yok. Ağlama lütfen." İkimizde ağlıyorduk. Ben onu görüp daha çok ağlıyordum o beni görüp daha çok ağlıyordu. "Tamam! Kes ağlamayı keko!"

"Bana ağlama diyene bak, hem sensiz keko olamıyorum ya." Güldüm. "Tamam, sana söz veriyorum geldiğim ilk gün bir yerden full modifiyeli Tofaş bulacağım, seninle giyeceğiz adisdas takımlarımızı kekoluk yapacağız." Emre'de güldü morali yerine gelmeye başlamıştı. "Adisdas mı?" Kapının açıldığını duyunca ayağa kalktım. "Hürkan, sen misin?"

"Evet." 

"Emre maç var biz Hürkan ile izleyeceğiz kapatmam lazım."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

"Kimdi o?"

"Emre."

"Sen otur koltuğa bende içkileri ve atıştırmalıkları hazırlayıp geleceğim ama önce." Elindeki poşeti bana uzattı. "Bu ne?" 

"Yaşadığımız bu sarsıntılı zamanlarda sende bir şey farkettim."

"Ne fark ettin?"

"Dudaklarını sürekli ısırıp veya soyup kanattın."

"Ama sen bunu-"

"Senin hakkında bir çok şeyi biliyorum güzelim. Bunu fark etmediğimi sandığını biliyorum ama dudakların çok kötü bir durumda. O yüzden sana dudak kremi aldım yani bu işlerden pek anlamıyorum ama denedim." Poşeti açtığımda cidden dudak kremi olduğunu gördüm. Yuvarlak bir kutunun içindeydi ve kırmızıydı üstünde de ingilizce birkaç yazı yazıyordu. "Teşekkürler." Gözlerim hayranlık içinde Hürkan ile buluştu. Gülümsedi ve resepsiyonu aramak için gitti. 'Âşık olmak için en iyi adamı seçmişim.'




Biliyorum biliyorum son derece kısa bir bölüm ama hazırda yazdığım iki kitabım daha var. Evet, yeni iki kitap yazıyorum bunlardan biri Mentor ile ilgili diğeri ise Porçay ile ilgili. Yeni iki kitaba çok bölüm atamayacağım çünkü ilk hedefim bu kitabı bitirmek ardından onlardan daha fazla bölüm gelicek.  Hiç kontrol edemedim kusura bakmayın yazım yanlışı varsa. :) (Cidden dudaklarımı fena soymuşum aq, su bile içemiyorum yanıyor keşke gerçekten bana dudak kremi alacak bir Hürkan'nım olsa onun yerine ben kendim sürmeyi sürekli unuttuğum tarihi eser kirazlı dudak kremimi odamdan alayım:'[ )

/Sonsuza Kadar Hayran 2/Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu