Sevdiğim kadının başka bir evrende yaşadığını öğrendim, bu çok acı verici. Birgün kendi evrenine dönücek...sonsuzadek ve ben bu gerçeği kaldırmakta zorlanıyorum. O olamadan yaşamak istemiyorum ama onun evrenine de geçmeyi bilmiyorum...
/Bu bir devam...
Videoyu paylaşmamın üstünden bir saat geçmiştiki bildirimler yağmıştı. "Sanırım bakamayacağım."
"Merak etme sevgilim ben senin yerine bakarım." Tuana'nın elindeki telefonu aldım. "Ne tepki vermişler?"
"Yani, geneli sevmiş." Gülümsedi ve derin bir nefes aldı. Bunu da aradan çıkarmıştık sonunda.
-TUANA'DAN-
Evde, boş boş internette gezinerek uzanıyordum taki karşıma çıkan haberi görene kadar. Bir kütüphane vardı içinde ise sihir ve benzeri şeylerle ilgili birsürü kitap belki benim durumum ile alakalı bir şeylerde bulabilirdim.
Hızla ayağa kalktım ve hazırlanıp çıktım. Kütüphaneyi bulmam biraz zor olmuştu ama yinede bulmuştum merakla içeri girdim çok büyüktü ve içinde çok fazla kitap barındırıyordu. "Şimdi nasıl bulacağım kitabı? Daha ne aradığımı bile bilmiyorum..."
Saatlerce kitapların arasında dolaştım üç katıda incelemiştim ama hiçbir şey bulamamıştım. "Kurbağları kullanarak iksir yapmak, hayır bu değil hem ne alaka ki bu kitap amk?" Tekrardan en alt kata indim ve rastgele bir kitap alıp yere oturdum. "Biraz mola vakti." Kitabı açıp kitaplıklardan birine yaslanmıştım ki kafama sert bir şey düştü. "Hassiktir!" Elimle kafamı ovalarken ayağa kalktım. Bir adam yanıma geldi ve bana yaklaştı. "Çok özür dilerim hanımefendi, bir kitabı almaya çalışıyordum arkasındakini ittirdiğimi fark etmedim."
"Tamam, tamam. Sıkıntı değil." Kafamı ovalayarak geri yerime oturdum. Adam yanımdan uzaklaşırken kafama düşen kitaba ilişti gözüme. "Farklı evrenlere geçiş yolları mı? Bu aradığım şey olabilir mi?" Hemen kitabı aldım ve içini açtım. "Ağacın içinden geçerek, boğularak geçmek, bunlar ne saçma yollar lan? Tamam, benim 'K' harfini bulmam gerek." Harfleri hızlı hızlı geçerken K'ye geldim. "Komaya girerek geçiş; Herhangi bir sebepten dolayı girdiğiniz komada hayalini kurduğunuz veya yaşamak istediğiniz dünyaya geçiş yaparsınız. Gerçek hayata döndüğünüzde ise komada gördüklerinizi yavaş yavaş unutursunuz, ordaki hayatınızı, sevgilinizi, işinizi sahip olduğunuz her şeyi unutursunuz-"
Duyduğum sesle okumayı bırakıp kafamı kaldırdım. Az önce kafama kitap düşüren adam yanıma oturmuştu. "Size katılmamda bir sakınca var mı?"
"Hayır, yok." Elindeki kahveyi bana uzattı ve diğer elindeki buzuda kafama koydu. "Teşekkürler." Kahveyi alıp köşeye koydum ve tekrardan kitaba döndüm. "Hatırlamak istiyorsanız o evrendeki bir eşyayı alın. Birgün o evrenden aldığınız eşya size her şeyi hatırlata bilir sadece zamana kalmıştır."
"Bu arada ben Eren." Kafamı kaldırdım. "Tuana." Eren gülümsedi ve elindeki kitaba döndü ayağa kalktım bu kitabı eve götürecektim bu yüzden işlemleri halladip çıkmam lazımdı. "Daha sonra görüşürüz Eren." Dedim gülümseyerek. "Ne zaman ararsan buradayım, görüşürüz."
● ● ●
Kitapla eve gittim ve Hürkanların gelmesini bekledim. Onlar gelince iyice inceledik kitabı ve üstüne bayağı tartıştık. "O zaman hepimizden bir parça alman lazım ki hiçbirimizi unutma."
"Ömer haklı." Dedim başımı sallayarak. "Yalnız, yarın devam edelim benim çok uykum var." Diyerek ayağa kalktı Emre. "Benim yarın bu kitabı geri götürmem lazım kafeden çıktıktan sonra Atilla ile gideriz." Bende ayağa kalktım. Herkes odalara dağıldı. "Tuana,"
"Efendim sevgilim?"
"Biz yüzükleri değiştirsek, benden bir parça götürmüş olur musun?"
"Bilemiyorum ama düşününce bu evrenden bir parça." Hürkan boynundaki yüzüğü çıkardı ve benim boynuma taktı bende aynısını kendim için yaptım. "Hadi, uyuyalım artık."
Kafe çıkışı Atilla ile kütüphaneye gittik. "Yardım et odun." Dedim kitabı yerine koymaya çalışırken. "Tamam." Beni belimden tuttup havaya kaldırdı kitabı eski yerine koydum. "Kitabı alıp koysan senin için daha kolay olurdu." Dedim yere inerken. "Doğru lan." Güldüm. "Merhaba Tuana." Eren yanımıza gelmişti bile. "Merhaba Eren." Gözleri Atilla'ya kaydı. "Sevgilin mi?" Atilla'ya döndüm Eren'den etkilenmişti fazla belli ediyordu. "Aa, hayır. Abim." Dedim gülümseyerek. Eren, Atilla'ya elini uzattı. "Merhaba ben Eren."
"Bende Atilla." Tokalaşmaları üç dakikayı buldu neredeyse ikiside ellerini geri çekmeyince araya girdim. "Öhöm, öhöm. Tamam, ikinizde gaysiniz birbirinizden etkilendinizde sıkıldım!" İkiside aynı anda utanarak farklı yönlere döndü. Gülerek yanlarından ayrıldım.
Biliyorum bayağdır yoktum geri dönüşüm böyle kısa ve saçma bir bölümle olduğu için büyük ihtimal bana sövüyorsunuzdur.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
