02: felak nas okuruz puf olurlar kasma kendini

761 54 91
                                    

medya super dimi.
ben cizdim (bolum spoilerlari)

__

Ağlak bir insan değildim. Fakat şimdi kelimenin tam anlamıyla ağlıyordum. Giriş kapısından giren yüksek rütbeli, sert suratlı birçok askeri gördüğüm gibi okulda turlamayı bıraktım. Az daha küçük dilimi yutuyordum. İşin bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim.

Üst katlardan gelen panik sesleri ve etrafta olan koşuşturmalar epey garipti. Sehwa Lisesi ilk defa korkunç hissettiriyordu. Birkaç öğretmeni bulsam iyi olurdu ama hepsi yer yarılmış da içine girmiş gibilerdi. Minho hocayla konuşmam da pek bir işe yaramamıştı. Müdüre ulaşmam lazımdı. Birkaç kişiye çarparak orta kata inmeyi başardım. Ana binaya açılan kapıya gittiğim gibi bir polis önümü kapadı.

"Küçük hanım, odanıza dönün."

"Ne küçüğü be?" sinirle ona baktım. Yüzünde alaycı tavrıyla beni iyice gıcık etmişti. "Müdüre gidecegim." dedim kelimeleri bastırarak.

"Öğrencilerin bu binada durması gerekiyor, öğretmenleriniz daha sonra gelecekler."

"Ya ne oluyor bu yerde bir şey biliyor musun sen?"

Polisin bakışları ciddiye dönmeye başladı. Yine de bir şeyler öğrenmeye kararlıydım.

"Küçük hanım odanıza dönün."

"Ne küçüğü ya! Bana bilgi ver bilgi! Korkunçlu şeyler mi var yoksa? Söz kimseye söylemem."

"Size bilgi vermeyeceğim. Zorluk çıkartmayın."

"50 won veririm."

Polisin kaşları sinirden büküldü. Ufaktan tırstım. Bakışları gitmeme işaret ediyordu ve ben bu sinirli adamı daha fazla zorlayamazdım. Zaten izbandut gibi dikilmiş kapıda!

Tıpış tıpış geriye dönerken, merdivenlerden koştura koştura gelen Changbin ve Jisung'la yerimde durdum. Deli dana gibi yanıma koşarlarken kaçmak istedim bi'an.

"Gwen, çabuk gel!"

"Ne oluyor lan?"

Jisung kolumu kavrayıp beni de sürüklemeye başlayınca itiraz hakkımı da elimden almıştı. En üst kata çıkıyorduk. Yatakhanelerin bulunduğu koridordan ilerleyip çamaşırhaneye girdik çabucak. İçeride Yaesol ve Seungmin'de vardı. Cidden sudan çıkmış balık gibiydim.

"Niye geldim, neden buradayım ben?"

"Gwen, okulda garip olaylar oluyor."

"Hadi canım!"

"Yav bi sus da dinle." Changbin makinaya yaslandı ve etrafta bölük bölük duran bizlere baktı. Küçük odaya ay ışığı vururken hepimizin gergin nefes alışları duyuluyordu.

"Bu Ohal kararı öyle alelade bir şekilde alınan bir şey değilmiş. Okulun bu bölgesinde aralıklarla olaylar olmaya başlamış. Tabii, bölgedekiler ve okuldaki yetkililer kimseye bir şey çaktırmamışlar. Annemlerle konuştum az önce, büyükannem garip şeyler demeye başladı."

Jisung, Changbin'in dediklerini onaylayarak başını salladı. "Evet, bende yanındaydım. Okulun bu bölgesinde önceden de garip olaylar olmuş zaten. Changbin'in büyükannesi bu okula gitmemesi gerektiğini söylediği hakkında kızdı ona. Sanırım okula dadanan bazı varlıklar var. Böyle düşünüyoruz."

Herkes sessizleştiğinde, Seungmin bir anda kahkaha atmaya başladı. Onunla beraber bende gülmeye başladım, sinirlerim bozulmuştu. Biz ne zamandan beri böyle ciddi konuşuyorduk? Yaesol ağlamaya yakın yüz ifadesini bozmayıp sinirle Seungmin'e vurduğunda susturdu onu.

"Gülmesene ya, olabilir bence."

"Birde cinler musallat oldu deyin tam olsun! Oğlum salak mısınız siz? Changbin'in hurafelerle büyümüş nenesinin sözlerine mi inanacağız?"

"Büyükanneme laf etmesene puşt."

Lafa atlamam gerektiğini hissederek öne eğildim.

"Yani, in mi cin mi bilmem de, harbiden korkunç bir şey varmış gibi geliyor bana. Özellikle kuzey binasını kapatmalarının bir sebebi olmalı."

"Oraya gitsek mi?"

Jisung'un lafıyla herkes bir an düşündü. Okulda neler olduğunu merak ediyorduk ve burada kalmak da bize hiç iyi gelmiyordu. En azından kafayı yemek yerine maceraya atılmayı yeğlerdim.

"Ben varım!" dedim coşkuyla. Uzun zamandır bedenimde hissetmemiştim adrenalini.

"Ben de varım, sizi korurum bu kaslarla." dedi Changbin yan ağız sırıtarak. Jisung'da katıldı ona. Yaesol'un yüzü kızarmış bir şekilde tedirgince bize bakıyorken kolundan tuttum onu.

"Hepsini haklarız biz, rahat ol."

"Korkarım ben."

"Felak nas okuruz puf olurlar kasma kendini."

Yaesol gülümsediğinde zaferle sırıttım. Fakat bir sorun daha vardı. Seungmin bize tamamen 'salaksınız' bakışlarını yollarken sevinmek mümkün değildi. Neyse ki ona yılışmaya gerek yoktu.

"Sadece aklınızı kaybetmeyin diye geleceğim, yoksa bir boku beceremezsiniz siz."

"Sağ ol Seungmin ya."

Herkes kararlaştırdığında, gece boyu plan yapmak için tartışmaya başladık. Fakat çamaşırhaneye giren Binna abla bizi tavuk kışkışlar gibi kovduğu için, erkekler kendi odalarına, ben ve Yaesol da kendi odamıza çekildik mecburi. Birkaç kişi valizlerini hazırlıyorken, ben ise bu işi araştırabilmenin heyecanlıyla yerimde duramıyordum. Neyin içine girdiğimizi bilmediğim halde büyük coşkularla dolmuştu içim. Okulumun eski ruhunu geri kazandırmayı planlıyordum.

&

&

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


&

jisung carpilmaz carpilmaz.dimi

simdi kritik bir soru...
texting mi seviyosunuz duz yazi mi????
acilll cevap ölyrum

he bide begendiniz umarım🤨



genie & love, hwang hyunjin Where stories live. Discover now