23: bana, beni yaşatacağını söyle

428 44 36
                                    

mrb mrb nasılsınız
bu bolum de duzyazı yapcak hıcbı sey yokk..:/

__

Gözlerimi açamadım, tüm sesler etrafımda boğuklaşmış gibiydi. Bedenimin havada süzüldüğü hissine kapıldım. Her yerim üşüyordu, kaşlarımın çatılıp alnımı kırıştırdığını hissediyordum. Bir süre sonra tüm uğultu kesildi, hiçbir şey duyamadım. Gözlerim açılmıyordu, etrafta olanları göremiyordum. Tek hissettiğim Hyunjin'in beni saran bedeniydi. Ona sıkı sıkı tutundum, korkuyordum.

Uyuşan bedenimin soğuğu atlattığını hissetmeye başladım. İlk önce ayaklarımı hissettim, sonra gövdemi ve en son gözlerimi açabildim. Önümde bir karartı vardı. Kollarımı sarmış birinin uzuvlarıyla beraber inip kalkan göğsünde nefes aldım. Hyunjin'in kokusu yoktu ama onu tanıyordum, bana sarılıyordu. Göğsünden çekilip yüzüne baktım. İyi olduğumu fark etmiş gibi çatık kaşları gevşedi, eli belimden çekildi. Etrafıma baktım, depodaydık.

"Neden buradayım? Az önce ne oldu?" şaşkınlıktan dilim dönmüyorken sorabildim. Panikten ağzım kurumuştu, yutkunamıyordum neredeyse.

"Hiçbir şey olmadı Gwennie."

"Ne? Silah sesi duydum, Yaesol çığlık attı. Birine bir şey oldu Hyunjin."

Hyunjin kafasını eğip nefesini toparladı, yüzüne bakıp beni rahatlatacak sözler duymak istedim onda. Ben neden arkadaşlarımın yanında değildim mesela?

"Kimse vurulmadı Gwen."

"Ne diyorsun? Duydum, hatta sen beni kurtardın!"

"Evet, seninle konuşmak için yaptım. Kimseye bir şey olmadı, silah sesini Felix çıkarttı. Korkacak bir şey yok. Sadece seni o panik anında kaçırmam gerekiyordu."

Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Oyun mu oynamıştı yani? Ölüyordum ulan! Aklım çalışamadı, bir şey diyemedim. Hyunjin gözlerini depoda dolaştırdı, aramıza mesafe koyduktan sonra gözlerime baktı. Onunla yüzleşmek istemiyordum.

"Neden?" dedim sadece. Neden benimle konuşmak istiyor? Bugün oldukça netti kararlarında, daha diyecek bir şeyi yoktu.

"Seni seviyorum Gwennie. İnsani bir duyguyla değil, kendi duygularımla seviyorum seni. Seni korumak istiyorum her şeyden. Yıllardır amaçladığım güçten sadece sen saptırabilirsin beni."

Nefesim kesildi, kirpiklerimi kırpıştıramadım. Anlayamadım. Hyunjin'in soğuk ses tonu yoktu. Öyle ki, yalvarıyor gibiydi. Nefesim daraldı, kalbim sıkıştı. Hem bu kadar iyi, hem de bu kadar kötü hissetmeme o sebep oluyordu. Ellerime uzandı, sıkıca tuttu gözlerimin içine bakarak. Kendimi o kırmızı ateş gibi yanan gözlerden alıkoyamadım.

"Biliyorum, içindeki verdiğin o savaşı biliyorum. O savaşa dahil olduğumu da biliyorum. Ben kendimi hiçbir zaman birine adamadım Gwennie. Senin saf ve temiz duygularınla benim içimdeki güç yan yana gelemez bile. Ben kendi gücümü öldürüp senin duygularınla güçsüz olmak istiyorum. Bana kendini anlattığında içimdeki gücün yandığını hissettim ben. Seni istiyorum ama senin de istediğini bilmek istiyorum. Sehwa umurumda değil. Senden vazgeçemeyeceğimi anlayalı çok oldu."

"Neden öyle dedin o zaman? Neden gözlerimin içine bakarak burayı ele geçireceğini söyledin?"

"Gözlerindeki o kırgınlığı görmeden harekete geçmedim. Kirpiklerinin altında gizlice bana bakan gözlerini fark ettiğimde emin oldum sadece. Sözlerime verdiğin her tatlı tepki beni buna sürükledi."

Hyunjin kendini bana yaklaştırdı ve ellerini ellerimden çekip yanaklarıma yasladı. Kalbimin hızlandığını hissederken bu kadar yakın olan yüzüyle başım dönmeye başladı. O koyu ses tonu o kadar yumuşaktı ki, gözlerim kapandı.

"Senin için buradan vazgeçmeye hazırım tatlım. Bana, beni yaşatacağını söyle. Senden beni mutlu edecek tek bir cümle duyayım ki, buradan vazgeçeceğim."

"Sonra ne olacak? Biz birlikte mi olacağız, okulumuz eski haline dönecek falan mı? Bu sadece senin mutluluğun mu olacak Hyunjin?"

"Kalbinde ben olduğum sürece sana zarar veren her şeyden uzak tutacağım seni. Okulun, arkadaşların, başarıların, hepsiyle beraber ben senin yanında olacağım. Bunu istiyor musun Gwennie?"

Gözlerinde parlayan bazı şeyler vardı, o parıltılara karışıyordum ben. Hyunjin hayatıma girdiği an her şeyi mahvettiği gibi toparlıyordu da. Bana hiçbir zaman yaşatılmayan duyguları yaşatıyordu. İnsan değildi, böyle birisi zaten insan olamayacak kadar güzeldi. Hislerim hakkında her zaman nettim. Ve bir süredir sadece o vardı, Hyunjin. Her şeyin kahramanı olamazdım belki ama bu garip hikayenin kahramanı olmak istiyordum. Hyunjin'in kalbindeki yerimi korumak, ona güvenmek, onu kendi insani duygularımla sevmek istiyordum.

"Eğer buna aşk diyorsan, sana aşık olmanın nasıl bir his olduğunu bilmek istiyorum Hyunjin."

Sözlerimle beraber irislerinin küçülmesi bir oldu, yüzü uzaklaştı ve gözleri her bir ifademde dolaştı. İnanamamış gibi sadece baktı, anlayamadı. Ona dudaklarımla anlattım. Uzanıp ellerimi kırmızı tutamlarına attım, onu bana yaklaştırdım. Hiçbir zaman pişman olmadım. Bana başarısızlığın da güzel bir şey olduğunu öğretti. Öptüm onu, bir şeyleri telafi etmek için değildi. Onun varlığını hissetmek istedim, beni insan olmadığına inandıran varlığına.

Onu sevmek istiyordum.

. . .

&

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

&

ters kose dıyınce de ben
kımse vurulmadı zaa

ama gwen kalbınden vurulmus
hyunjin zaten basından berı yaralı

e fınal mı gelıyo bune herkes mutlu

opuorum sızı hadı bay🫶🏻




genie & love, hwang hyunjin Where stories live. Discover now