Olmaması Gereken (RÇ.)

3. Bölüm

medyada: İrem
Notu elime aldığımdan beri beynimin içine dönen bir soru var. 'Bunu bana kim yollamış olabilir?' o kadar düşünmeme ramen hiç kimse aklıma gelmiyor " Bade iyi misin? " İrem'in sorusu ile kendime geldim " iyiyim canım ya ee film de bittiğine göre anlat bakalım canını sıkan şey ne ?" dedim belki bu sayede kafam şu soruya gitmekten vazgecer. 

İrem derin bir nefes aldı " anlatacam ama beni kesmeden dinle " " tamam " dedim ve onu rahat dinlemek için oturuşumu düzelttim İrem de yüzüme bakacak şekilde oturdu. " Biliyorsun babamın ölümünden sonra Ankara'ya taşındık. Oraya alışmak zor oldu senden ayrı kalmak daha zordu" dediğinde gülümsedim oda gülümsedi.

 " neyse işte okulda bir çocuk vardı şimdi hakkını yemiyeyim yakışılı bir şey adı Sarp. Sarp okulun başından beri benim peşimde şimdi diyeceksin ne güzel felan ama hiç de güzel bir şey değil Sarp biraz takıntılı gözüne kestirdiği kızla birlikte oluncaya dek kızın peşini bırakmıyor. 

Annemin tayini buraya çıkınca ondan kurtulurum sanmıştım ama salak benim için buraya gelmiş. Ne yapacağımı bilmiyorum" dedi. Ne diye bilirim ki " ne diyeceğimi bilmiyorum İrem annene söylesek ?" dedim aklıma en akıllıca fikir bu geldi " olmaz benim için endişelenmesini istemiyorum işte çok yoruluyor bide beni düşünüp beynini yormasın" " haklısın" dedim. 

" sana ne oldu kapının çalmasından beri dalıp dalıp duruyorsun yani Karadeniz de gemilerin de yok ki batsın diyeceğim ama " dedi. Ama İrem bu sorulur mu ya ne güzel unutmuştum ben onu " yok bir şey ya " " emin misin ? Bak benden bir şey saklıyorsan bozuşuruz ona göre" " ya yok bişee" "tamam tamam " kapıdan anahtar sesi gelince annemlerin geldiğini anladım hemen ayağa kalkıp kapıya gittik ilk içeri annem söylenerek girdi.

 " yani Demir bir seferde olaysız geçsin bir yemeğimiz" " ne yapayım bakmasaydı o adamda sana öyle " anlaşıldı yine kıskanma vakası. Babam çok kıskançtır yani annemde kıskanılmayacak kadın değil çok güzel bir meleğe sahibim ama bu babamın annemi uçan sinekten kıskanmasına neden değil.

 " ya ne bakması adam arkamdaki kadına bakıyordu" "olsun " "tamam Demir tamam hatırlatın bir daha seninle hiç bir yere gitmeyeceğim" he anne he her zaman aynı şeyi söylüyorsun ama babam teklif ettiğinde heycanlanıp koşarak odana gidiyorsun.

 " hoş geldinizzz diyeceğim ama galiba hiç hoş gelmemişsiniz" " aynen İremcim Demir amcan biliyorsun yine yaptı yapacağını " ben biliyorum annemin bu kıskanma işleri hoşuna gidiyor eee kimin hoşuna gitmez ki ? " ne yapayım Sultanım sende bu kadar güzel olmasaymışsın" dedi babam annemin gönlünü almaya çalışarak.

 " eee kızlarım ne yaptınız bakalım" dedi annem babamı duymamış gibi " hiç film izledik biraz atıştırdık" dedim " hmm tamam o zaman hadi her kez yatağa yarın okul var" dedi babam " tamam babacım iyi geceler " " iyi geceler pirensesim" " iyi geceler Demir amca" "iyi geceler güzelim" iyi geceler öpücüğü verip adamıza çıktık İremle. " ben nerede yatacağım?" " yerde"

" nedenmiş sen yerde yat" " Allah Allah nedenmiş o ?"
" çünkü ben misafirim de ondan" " sana iki şey söyleyeceğim bir sen misafir değilsin kardeşimsin iki beraber yerde yatalım?" "olur" hemen yer yatağı hazırlayıp uzandık " İrem uyuyacak mısın?" " evet " zaten niye soruyorsam İrem uykusuna çok düşkündür " tamam o zaman iyi geceler" "iyi geceler" aklıma birden elbise geldi, acaba kim yolladı bana o elbiseyi ? Hmmm kim olabilir Allah aşkına kimse gelmiyor ki aklıma.

Sabah annemin seslenmesiyle uyandım. İrem hala uyuyordu aklıma gelen haince planla hemen yataktan kalktım. Mutfağa gidip dolaptan buz gibi suyu elime aldım ve odama parmak ucuyla çıkmaya başladım. İrem'in hala uyuduğunu görünce sırıtışım yüzüme yayıldı. İrem'e yaklaşıp üç defa sessizce " İrem hadi kalk" dedim ki uyanınca niye düzgünce seslenmesin demesin.

 Birden elimdeki suyu İrem'in suratına boşaltmaya başladım. İrem'in çığlığı evi inletti mübarek " Badeee!! ne yapıyorsun Allah aşkına ?" "ben mi ? seni uyandırmaya çalışıyorum" dedim. " neden insanca uyandır mıyorsun? " dememiş miydim ben gözlerimi devirip" denedim ama uyanmadın" dedim bana gözlerini kısarak baktı " tabiiii canım kesin fısıldamışsındır sen " diyince güldüm " hadi hadi çok konuşmada hazırlan okula geç kalıcağız" dedim ve banyoya geçtim.

 Banyodaki işlerimi hallettikten sonra odama geçtim İrem üstünü giyinmiş beni bekliyordu " hadi be kızım bide bana söylüyorsun " diye yakınmayı da ihmal etmiyor tabi. " tamamm" hemen üstümü giyindim ve aşağıya indik. Babam ve anneme günaydın diyip evden çıktık.

 Okula doğru yürürken aklıma dünkü kutu ve not geldi off çıldıracağım kim yollamış olabilir? Ben böyle düşüncelere dalmışken okula gelmiştik bile " hemen yukarı çıkalım mı ?" dedi İrem bende başımla onayladım sınıfa geldiğimizde hemen sıramıza oturduk. 

Ön sırada oturan Seda namı değer 'mö' ona bu takma ismi ben buldum. Seda normal ineklerden biraz farklı yani bizim bildiğimiz inekler gibi saat başı ders çalışmıyor nasıl yapıyor bilmiyorum ama bir şekilde okul ikincisi olmayı başardı o yüzden ona 'mö' diyorum.

 " Bade öğle arası çiğ köfte söyleyelim mi ? " dedi. " ben yemicem " Seda'nın bide bu huyu var yaz kış çiğ köfte yiyebilir. " İrem sen yemek ister misin? " dedi bu seferde İrem'e " bende istemiyorum teşekkürler" " tamam sen bilirsin" dedi ve önüne döndü.

 " Bade ben tuvalete gidiyorum gelicek misin ? " dedi İrem " hayır sen gitte gel" dedim İrem beni başıyla onaylayıp sınıftan çıktı. Bende başımı sıraya yasladım gözlerimi kapattım iki dakika sonra yanımda bir kıpırdama oldu İrem olduğunu zannederek " ne çabuk geldin " dedim ve kafamı sıradan kaldırdım ama yanımdaki İrem değil ki...

Evett bu bölümde bitti :) umarım beyenirsiniz Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Hatalarım varsa affedin ve bana özelden yada yorumlardan mesaj olarak iletirseniz sevinirim. Bişe farkettim bölüm sonları hep merak içinde bitiyo sizce buna devam mı etmeliyim ?
Bu bölümü sınıfımızın Möösüne ithaf ediyorum :)