13. Bölüm- Akrepli ilk öpücük

523 21 38
                                    

Medyada temsili hücre var :)
Kesitte paylaştığım bir kaç yeri değiştirdim isterseniz onları da okuyun 😊

Hemen üstümü değiştirip kabinden çıktım. Bora'yla kasaya doğru ilerledik. Bora arada arkasını kolaçan etti. Kasaya geldiğimizde kasadaki kadına elbiseyi uzatıp biraz geriledim. Bora cebinden cüzdanı çıkarırken kaçmayı düşünüyorum. Öylede yaptım Bora cebine yönelmişken tüm hızımla koşmaya başladım mağazadan çıkmam kolay oldu. Tam kapıya varmak üzereydim ki karşıma çıkan iki iri yapılı adam sayesinde durmak zorunda kaldım...

Bu adamlarda nerden çıktı ya!! Adamlardan biri esmer diyeri sarışındı. Sarışın olan esmere göre bir iki santim daha uzun ve daha kaslıydı. Sarışın olan sağ kolumu, esmer olan ise sol kolumu tuttu. " Bırakın beni!" Diye bağırmaya başladım. Arkamdan Bora'nın geldiğini hissettim. Bora saçımı tutup kendisine doğru çekti. Ağzımdan "ah" diye bir ses çıktı. Saçlarımın köklerinden ayrıldığını hissettim. Sonra Bora konuşmaya başladı: "Cık cık cık ben sana ne dedim Badecim hı ne dedim güzelim?" Dedi saçımı çekmeye devam ederek. Cevap vermedikçe daha çok çekti. " Kaçmamam gerektiğini" dedim zorlukla "aynen peki sen ne yaptın?" "Kaçtım" "madem suçunu biliyorsun o zaman sonuçuna katlanacaksın" dedi ve saçım daki elini gevşetip bıraktı. Sarışın adama baktı. "Bayıltın!" Dedi ve ilerlemeye başladı. Ne dediğini algılayamadan başımın arkasından sert bi darbe aldım. Gerisi karanlık....

Uyandığımda karanlık hücre gibi bir yerde yatakta uzanıyordum. Kollarım yatağın başlıklarına bağlıydı. Başımda müthiş bir ağrı vardı. Ne oluyor ya! En son AVM' deydim ben. Ne zaman buraya geldim. Olaylar yavaş yavaş aklıma gelmeye başladı. Bora beni bayıltmalarını söylemişti. Başımdaki ağrı bu yüzden. Bir günde geçecek ağrı değil bu en az iki üç gün çekerim ben bu ağrıyı. Bulunduğum yeri incelemeye başladım; yüksekte küçük korkuluklu bir cam vardı. Camdan ay ışığı ufakda olsa içeriye vuruyordu. Burda sadece bulunduğum yatak ve karşısında tekli bir koltuk vardı. Kaç saattir baygınım ben?

Ben bunları düşünürken birden kapı açıldı. İçeriye Bora girdi. Elinde kırbaç gibi bir şey vardı. Benim uyanık olduğumu görünce iğrenç bir şekilde gülmeye başladı. Tabi Bora ne kadar iğrenç gülebilirse.." ooo sonunda uyana bilmişsiniz Bade Hanım" dedi. Cevap vermedim. Elindeki şeye odaklanmıştım. Benim eline baktığımı anlayınca sırıtışı arttı. " Bade sen hiç 'Gri'nin Elli Tonu' izledin veya okudun mu?" Dedi pis pis sırıtarak. Gözlerim kocaman oldu.

O filmi yada kitabı okumamıştım. Ama sınıfta ki sapık erkekler yüzünden ne olduğunu biliyorum. " Yo yo düşündüğüm şeyi yapmayacaksın dimi?" Dedim. Sesim titreyerek çok korkuyordum. Bora bana doğru yaklaşmaya başladı. O yaklaştıkça ben kollarımı kurtarmaya çalışıyordum. Kollarımı ne kadar hareket ettirsemde olmuyor bu lanet şeylerden kurtulamıyorum. Billeklerim kanadı kanayacak, kıpkırmızı oldular. Bora iyice bana yaklaştı ve üzerime eğildi. Nefesini yüzümde hissedebiliyorum. "B-Bora n-ne y-yapıyorsun? U-uzak d-dur benden!!" Dedim başlarda kekelesemde sonunda bağırmayı başardım.

Bora iyice eğildi dudaklarıyla dudaklarım arasında bir kaç santim kala durdu. Sanki hiç bir şey dermişim gibi gözlerimin içine baktı. Gözlerim dolduğu için onu çok net göremiyorum. Dudaklarıma hafifçe nefesini bıraktı. Hissettiğim duygu çok farklı kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor. Bir az önce korkudan atan kalbim şimdi heyecandan atmaya başladı sanki. Heyecenımı biraz olsun anlıya biliyorum çünkü bu yaşıma kadar hiç bir zaman biriyle özellikle bi erkekle bu kadar yakınlaşmamıştım. Gözleri hala gözlerimdeyken elini kaldırdığını hissettim. Sol eliyle yüzüme gelen bir kaç tutam saçı geriye attı.

Ne yapacağını kestiremiyorum. Bora gözlerini dudaklarıma indirdi. Yutkundu ve dudaklarıma doğru nefesini bir kez daha üfledi. Gözlerim bana ihanet ederek kapandılar. Birden kulağımın hemen yanında kırbacın demire vuruşundan oluşan 'şak' sesiyle yerimden sıçradım. Kalbim yerinden ayrılarak boğazımda atmaya başladı sanki. Kulağımın dibinde Bora'nın sesini duydum. "Getirin!!!" Dedi bağırarak. Ne dediğini anlayamadım. Kim ne getirecekti??

Olmaması Gereken (RÇ.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin