Gelecekten Gelen

Bölüm 2

Daha önceki part silindiği için ithafım yine @ozz123 Özge arkadaşıma gelsin. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin ve eksiklerim varsa görmeme yardımcı olun. İyi okumalar...

***

915 \ Spirit Valley

Alex

GÜM... GÜM... GÜM...

Kafamın içinde yankılanan sesi önce duymazdan gelsem de artık dayanılmayacak şekilde beynimde zonkluyordu. Öfkeyle yüzümü yastığa gömüp homurdandım. Kim beni rahatsız ediyordu ki gecenin bu vaktinde? Yatalı daha ne kadar olmuştu? Tüm geceyi zaten adamlarla savaş stratejisi ve talim yaparak geçirmiştim ve çok yorgundum. Çok demek az kalır aslında, resmen yorgunluktan ölüyordum!

GÜM... GÜM... GÜM

Yeter ama! Sıkıntıyla nefesimi vererek yüzümü gömdüğüm yastığı duvara fırlattım ve yataktan çıktım. Anlaşılan gelen kimse baya ısrarcıydı ve gitmeye hiç niyeti yoktu. Eh sonucuna da kusursuz sabırsızlığıyla katlanırdı artık!

Ne olur ne olmaz kılıcımı da elime alarak temkinle kapıya yaklaştım. Kendi kalem de olsa tedbiri elden bırakmak olmazdı. Kapıyı açmamla densiz kardeşimin odaya dalması bir oldu. Oldukça...dağılmış görünüyordu. Sanki sinirlenmesi gereken oymuş gibi kaşlarını çatıp homurdanmaya başladı.

"Sevgili ağabeycim, kapıyı açmana mani olacak bir kadın göremediğime göre beni neden saatlerdir kapının önünde beklettiğini sorabilir miyim? Ben o sıkıcı zamanı geçirecek çok daha zevkli yollar bulabilirdim!"

"Senin ne işin var burada?" diye söylendim sözlerine aldırmadan "Hadi geliyorsun niye bu saatte rahatsız ediyorsun? Normal insanlar gibi gidip uyusana!"

Kılıcımı bırakmak için döndüğümde göz ucuyla gözlerini devirdiğini gördüm. Zake benim küçük kardeşimdi. Aramızda sadece üç yaş vardı ama bir çocuktan farksızdı. Benim ciddiyetime ve ağırbaşlılığıma karşın, bu serseri sanki hayat güllük gülistanlıkmış gibi gününü gün ediyor, daldan dala konuyordu. Yani kadınlara!

Bunun için onu suçlayamazdım aslında. Yani oldukça yakışıklı bir kardeşim vardı. Samimi, sıcak tavırları da yakışıklılığına tuz biber ekiyor ve kadınlar için onu vazgeçilmez bir nimet haline getiriyordu. Aslında benim birkaç yıl sonra doğmuş ikizim gibiydi. O kadar çok benzerdik! Ama genelde insanlar onunla çok rahat ve özgüvenli hissederken, benim yanımda sopa yutmuş gibi gergin, sanki her an üzerlerine saldıracakmışım gibi tedirgin olurlardı.

Nedense artık!

"Ne zamandan beri karı gibi söylenir oldun Lord Alex?" abartılı şekilde önümde reverans yaparak dalga geçen kardeşime öfkeli bir bakış attım.

"Kardeşim karıların eteklerinin altında dolanıp görevlerini aksattığından beri!"

"Abartıyorsun. Hem ben, hem savaşır hem sevişirim çok fonksiyonlu bir adamım!" dedi omzunu silkip çapkınca gülümseyerek.

"Savaşırken sevişecek kadın nereden buluyorsun? Ha! Savaş zamanı tercihlerini değiştiriyorsan o başka."

"Ah neyse ki düşmanlar bizim kadar düşünceli değil. Hizmet etmeleri için savaş meydanına kadınlarını da getiriyorlar. Eh bende düşünceli bir askerim bilirsin..." masaya gidip ağzına bir üzüm attı "Hizmet sadece savaş meydanında verilmez değil mi?"

Karşımda sırıtarak marifetmiş gibi yaptıklarını anlatan kardeşime şaşkınlıkla bakıyordum.

"Sen sabah düşmanlarımızla savaşıp, akşam da onların kadınlarıyla mı yatıyorsun?"