34. Bölüm

5K 297 15
                                    

Abim zarfı açarak içindeki kağıdı çıkarttı. Dikdörtgen kağıdı açtığında dolu olan kağıda kısa bir bakış attım.

Onaylamam için bana baktığında başımı usulca salladım. Derin bir nefes alarak kağıtta yazanları okumaya başladı.

Oğlum ve güzeller güzeli kızım,

Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama artık her şeyin sebebini öğrenmenizin zamanı geldi.
Umarım ikiniz de her şeye rağmen mutlusunuzdur. İkinizin de bütün olanlara rağmen birbirinizi bırakmayacağınıza olan inancım sonsuz. Biz her zaman mutlu bir aile olduk. Her zaman birbirimizin arkasında durduk, destek olduk. Ama bazı güzel sahnelerin bir de perde arkası vardır. Anneniz, karım dediğim bir zamanlar canımdan çok sevdiğim kadın, bu arka perdenin asıl oyuncusuydu. Sadece sıradan bir soyad, insanlardan gelen ufak bir saygı için kendini olmadığı biri için gösteren, kendi hayatını bir role çevirip yetmezmiş gibi beni ve sizleri de oyununa dahil eden bir kadın. Ne yazık ki ben bunu çok geç anladım, bu yüzden iki çocuğumu da kaybettim.

Anneniz de aynı benim gibi zengin bir ailenin tek çocuğuydu, sadece ufak bir güç için evlendirilen ise ikimizdik. Birbirimize olan hislerimiz sadece saygıdan ibaretti. Bir süre sonra Selma'nın babası iflas etti.  Bundan iki gün sonra ise kalp krizi geçirerek vefat etti. Selma çok üzülmüştü, günlerce odasından çıkmadığını hatırlıyorum. O günden sonra bana daha da yakın davranmaya başladı, önceden önemsemediği şeylerimi önemsemeye, benimle daha çok vakit geçirmeye başladı. Aylar sonra Poyraz doğdu. İlişkimiz daha samimi olmaya başladı, sanki artık gerçek bir aileydik. Poyraz'ı canımızdan çok sevdik ya da sevdim. Poyraz on yaşındayken Selma'nın karnında yeni bir can hayat buldu. Bu sefer ailemize katılacak yeni kişinin heyecanı vardı hepimizde. O çocuk dünyaya geldiğinde ilk kucağımıza aldığımız anı hatırlıyorum. Hayran olmuş bir şekilde bakmıştım yüzüne, gözlerine. Aylar geçti, büyümeye başladı. Sapsarı saçlarına her zaman hayranlıkla bakıyordum. Ailemizde kimse sarışın değildi, garipsedik ama imkansız bir şey olmadığı için sıkıntı etmedik. Asya liseye yeni başladığı dönemler anne demeye utandığım kadının Asya'ya yaptıklarını öğrendiğim zamanı hatırlıyorum, gözüm dönmüştü, bunu kızıma yapan kişinin annem olması çok büyük bir acıydı. Bunu engelleyemediğim için kendimden  utanıyordum. Annemin yanına gittiğimde bundan haberi olanlardan birinin de Selma olduğunu öğrenmiştim. Daha da yıkıldığım bir şey varsa o da buydu. Hangi anne kızına yapılan bir şeyi saklayıp bir de bilmiyormuş gibi rollere girerdi ki? O günden itibaren Selma'yla aramıza görünmez bir duvar girdi. Annemin doğru söyleyip söylemediğini düşünmeye başladım, ne kadar sormak istesem de Selma'ya soramadım, yine de ya yaptıysa düşüncesi kafamdan çıkmıyordu. En sonunda karar veripte sorduğumda kıyamet kopmuştu. Çok sinirlenmişti, durmadan nasıl böyle düşünebildiğimi sorup duruyordu. O andan itibaren başladı kavgalarımız, birbirimizi kırışlarımız. Hiçbir zaman size yansıtmadım, yansıttırmadım.

Karışıklık olayı araya girdi, asla ama asla Asya'yı bir kenara atmadım. Böyle bir düşünce aklımın ucundan bile geçmedi. O hala benim kızımdı, ben de hala onun babası.

O günden, size İrem'in yanına gitmek istediğimizi söylediğimiz günden bir kaç gün önce Selma çalışma odama gelmişti. Karşımdaki koltuğa oturup benimle evli kalma sebebinin sadece param olduğunu anlatışının acısını kimse anlayamaz. Babasının iflası yüzünden sadece benim paramla idare edebileceğini bu yüzden de aramızdaki bağı güçlendirmek için bana yaklaşmaya başladığını, bu yüzden hamile kalıp kendi yerini sağlama aldığını söyledi.
Zor bela neden şimdi söylediğini sorduğumda artık parama ihtiyacı olmadığını, uzun zamandır annemin kendi hesabından ona para aktardığımı söyledi.

Gerçek ailem mi?Where stories live. Discover now