38. Bölüm

3.1K 202 34
                                    

Telefonumdan açtığım bilgiyi okuyarak doğru bir şekilde yapmak için çabaladım. Odaklanmış bir şekilde işimi hallederken elimdeki şekerin alınmasıyla yerimden sıçradım.

Çatık kaşlarımla başımı kaldırıp şekeri alan kişiye baktım. "Salak salak işlerle uğraşmak yerine sohbete katıl."

"Siz keyfinize bakın. Ben geleceğimi için çabalıyoum."

Umut höpürdeterek çayından bir yudum aldıktan sonra "Bunu okunmuş şekerle mi yapıyorsun?"

"Başka türlü düzeleceğe benziyor mu?"

"Bari kantinden pirinç isteseydin. Şeker ne alaka?"

"İsteyecektim de kalkmaya üş..." cümlemi bitiremeden Umut bağırarak araya girmişti. "Hassiktit lan!"

Kahkahamı tutamazken yanımdaki Selin'e yaslanarak gülmeye başladım

Benim sesime diğerlerininki de karışırken Umut sinirle ayağa kalktı. Arkasını dönerek dokuzlardan olduğu belli olan çocuğun elindeki şişeyi aldı. Tekrar bize döndüğünde öfkeli halinden eser yoktu.

Gülüşüm solarken bir anda neden sırıtmaya başladığını anlamaya çalıştım. "Tam da bugün çok sıkıcı diyordum."

Bana doğru bakmasıyla gözlerim büyürken sandalyemi geriye doğru ittim. "Unut sakın!"

Daha cümlemi yeni bitirmişken şişede kalan suyun yüzümü bulması bir oldu. Yerimden kalkarken masadaki su şişesini alarak ağzını açtım.

Umut elimdeki suyu gördüğünde hızlıca masanın diğer tarafına geçti. Arkasından hızlıca ilerlerken Uraz'ın arkasında duraksadı.

Durduğu an şişenin içindeki bütün suyu üzerine doğru döktüm. Şişeden çıkan su Umut, Uraz ve Can üçlüsünü ıslatınca işler daha da büyümüştü.  Herkes birbirini ıslatmaya başlarken kantindeki çoğu kişide bize katılmıştı.

Gözüm kenarda kollarını bağlamış keyifle bizi izleyen Alaz'ı bulduğunda sırıtarak sessizce ona doğru yaklaştım.  Aramızda az bir mesafe kala beni fark etti.

Yerinde dikleşirken elimdeki şişeye baktı.  O harekete geçmeden hemen önce iyice yanına yaklaşarak şişeyi başından aşağı döktüm.

Ani gelen hamlemle gözlerini kapattı. Ben karşısında sırıtarak ona bakarken gözlerini açarak ıslanan kıvırcık saçlarını eliyle geriye doğru itti.

Yüzünde her zamanki gülümsemelerinden biri oluşurken keyifle bana baktı. Sinirlenmesi gerekirken hala sırıtıyordu. Gerçekten Alaz'ı anlamıyordum.

"Bu yaptığın oldu mu şimdi?"

Başımı omzuma yatırdım. "Kuru kuru orada oturmana gönlüm el vermedi. Serinle diye yaptım."

Gülümsemesi sırıtmaya dönerken iyice dibime girerek üstten üstten gözlerime bakmaya başladı. Ani gelen yakınlıkla derince yutkundum. Gözleri boğazıma doğru inerken aynı benim gibi derince yutkundu.

Tekrar gözlerime bakarak "İyiliğini düşündüm diyorsun yani," dedi.

Ben başımı sallarken boşta duran elleri hareket etmişti. Gözlerimi maviliklerinden ayıramazken ne yaptığına odaklanamamışım.

Odaklanamadığım için de hamlesini fark edememiştim.

Yan tarafından aldığı şişeyi üzerime boşaltırken bir adım geriye çekildi. Hızlıca bir adım geriye çekilip kalan suyun üzerime gelmesini engelledim.

Öfkeyle Alaz'a baktım. Şişeyi masaya doğru atıp ellerini yukarı kaldırdı. Dudaklarını büzerek beni baştan aşağı süzdü. "İyiliğin için güzelim. Tamamen iyiliğin için."

Gerçek ailem mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin