35. Bölüm

4.9K 273 27
                                    

Elimi ıslak mendille silip boş kutunun içine attım. Kolamdan bir yudum alırken gülümseyerek bakışlarımı son dakikalarına geldiğimiz animasyona çevirdim.

Bir süre sonra animasyon bittiğinde uzun uğraşlar sonucu bunu bulan Ediz abime baktım. "Bundan sonra bu görevi sana veriyorum."

Ediz abim sırıtarak göz kırparken Baran abim kaşlarını çatarak bana baktı. "Kumandayı elimden almasaydı ben de bulabilirdim."

"Ağlama Baran ağlama."

"Bakıyorum da abi demeyi bırakmışız?"

"Hak edene demeye devam ediyoruz zaten bebeğim."

Baran abim önündeki iki peçeteyi top haline getirerek Ediz abimin kafasına attı. "Kendin çok hak ediyormuşsun gibi."

Ediz abim kafasına gelen peçeteyle yüzünü buruşturdu. Kısık gözleriyle top şeklindeki peşeteyi eline alıp tekrar Baran abime doğru attı.

Ama hedefin şaşmasıyla peçete telefonuna bakan Ulaş'ın kafasına geldi.

Ulaş irkilerek omzuna değip yere düşen peçeteye baktı. Kaşlarını çatarak yerden alıp önüne bakmadan geri fırlattı.

Bu sefer kime gideceğini merak ederken bana doğru gelen şeyle gözlerimi büyüttüm.

Bu sefer hedef bendim.

Burnuma çarpıp kucağıma düşen topu elime aldım.
Bunun bu kadar sert olması normal değildi.

Ulaş'ın yanında oturan Araf abim Ulaş'ın ensesine vurdu. "Önüne baksana lan."

Ulaş kafasını kaldırıp kime attığına baktığında yüzünü buruşturdu. "Özür dilerim abla. Sana atmayacaktım."

Ona öpücük atıp göz kırptıktan sonra aynı şekilde sertçe peçeteyi alnını hedef aldım. "Önemli değil ablacığım."

Alnını ovuşturup ters Teresa yüzüme baktı. Omuzlarımı silktim.

Başımı çevirip sağ tarafımızda kalan üçlü koltuğa baktım. Polat abim ve Poyraz abim koltuğa rahatça yayılmış kolalarını içiyorlardı. "Keyfiniz yerinde bakıyorum. Artık insenize yere."

"Benim belim ağrıyor."

"Benim bacağım ağrıyor."

Kaşlarım yukarı kalkarken alayla onlara baktım. "Bunlar hep yaşlılık belirtileri. Bence siz son isteklelerinizi yerine getirin."

Onlar göz devirirken Ediz abim gülerek bir onlara bir  Araf abime baktı. Parmağıyla Araf abimi gösterirken "Şu adama bi bakın. Yaş olmuş otuz ama hala taş gibi maşallah," dedi.

Araf abim ters ters Ediz abime baktı. "Sensin yaşlı, it."

"Sadece yaşlı demedim, yakışıklı da dedim. Hep kötüyü duyuyorsunuz hep!"

Ediz abim kollarını göğsünde bağlayıp sırtını koltuğa yasladı. Poyraz abim elindeki kartonu yere koyarken Ediz abime baktı. "Ediz kalk şunları götür."

"Misafir olan benim amına koyayım, bunu da mı ben yapacağım?"

Poyraz abim tek kaşını kaldırıp ona baktı. "Yaptığın tek şey izleyecek bir şey bulmaktı, gerçi bula bula çizgi film buldun da."

Başımı koltuğa yaslayarak ona baktım. "Yoo, gayet güzeldi."

"Bir kez de bozma kızım ya!"

Omuzlarımı silkerken ona öpücük attım. Ediz abim bütün çöpleri poşetlere doldurduktan sonra mutfağa götürdü. Geri geldiğinde ellerini beline koydu. "Civcivli şortumu giyeceğim. Nerede benim şortum?"

Gerçek ailem mi?Where stories live. Discover now