1. Doğru Mevsimi Bekleyen Güller, Yanlış Zamanlarında Hep Dökülürler.

64 20 2
                                    


Açık yarama.

Bir de farkında olmadan yazdığım adama...


İzmaritteki Cesetler

#Fytch- In these Shadows


🥀







Yeni bir romana başlamak, yeni bir yaşama başlamak gibiydi. Bir romanı yazmak yaşamaksa, bitirmek ölümdü.

Pek çok kez, elimdeki yaşam adlı romanın başlangıç ve bitiş kısımlarını birbirine denkleştirmek, kapatmak ve pek çok kitap gibi tarihe gömülmek istedim.

Ama başaramadım.

Adım Hilal.

Hilal Sönmezer.

Ben, dünyası dönerken ayakları üzerinde durmak için çabalayan o kızım. On yedi yaşına on yedi farklı ömür, on yedi büyük acı sığdıran sıska bedenin sahibiyim. Hayatımda anlatılmaya değecek pek bir detay yok. Dinleyecek biri de.

Saniyeler, üzerime yağmur gibi yağmaya devam ederken zihnimdeki kaosu bir kağıt gibi kavramak ve elimin içinde buruşturmak istedim. Evimin önündeki kaldırımda oturuyordum. Bulutları izliyordum, zihnimde metaforlar kuruyor, bir tiyatro perdesini ardından oyunu izleyen seyirci gibi hayallerimi izliyordum.

Bazı gündüzler gecelerden daha karanlıktı.

Ya da içimde gittikçe büyüyen o boşluk duygularımı benden çaldığı için şu anda böyle hissediyordum, bilmiyorum.

Bana böyle hissettiren insanlardan artık uzaklaşma kararı almıştım.

Erkek Arkadaşım Melih'ten ayrılacaktım.

İnsanların birbirleri için yaratıldığına inanıyordum ve o, birbirimiz için yaratılmadığımızı bana pek çok kez kanıtlamıştı.

Yollarımız bir noktada ayrılacaksa, ne kadar erken olursa iki taraf için de daha iyiydi. Birileri için, çabalamaktan yorulmuş, vazgeçmiştim artık.

Tahmini on yaşlarındaki bir çocuğun, önümde bisikletinden düşmesi tüm odak noktam dağıtmış, bir anda ayaklanmamı sağlamıştı. Düşerken dudaklarından çıkan inleme göğsümde atan o organın sancılanmasına sebep oldu.

Çocuğun ellerinden tutup başının altına elimi koydum ve yavaşça yerinde doğrulmasını sağladım.

"İyi misin?" diye sordum endişeli bir sesle. Çocuk yeniden kısıkça inlediğinde yüzüm buruşmuştu. "İyiyim abla." Diye beni yanıtlasa da pek inandırıcı gelmemişti.

Ne kadar kötü olsak da hep iyiyim, dememiş miydik zaten?

Ayağa kalkmasına yardımcı olduktan sonra elimle üzerindeki tozları silkeledim. Avuç içi ve dirsekleri yere sürtündüğü için soyulmuştu. Zamanı geriye alıp düşmesini engellemek istesem de öyle bir yeteneğe sahip değildim işte.

"Bisiklet sürmeyi bilmiyorsan neden biniyorsun ki?" diye çıkmıştım ona. Benden küçük bir kardeşim olmamıştı. Nasıl ilgilenmem, konuşmam gerektiğini bilmiyordum ama onu bir an sahiplenmiştim.

İzmaritteki CesetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin