5- Lunapark Hiç Çocuk Olamamışlar İçindir

11 8 0
                                    

Veee 4.18 k bu bölüm size gelsin🖤

*düzeltme: bu ufak notlar eski versiyona ait okunmaların küçük kutlamalarıdır :)

#Emircan İğrek- Beyaz



♦️

İnsana verilen en büyük hediye hissetmekti bence.

Kalbinle hissetmek, dokunarak hissetmek, işiterek hissetmek , kulak vererek hissetmek... Sevmek, sevildiğini hissetmek... Nasıl hazırlandığımı bilmiyordum. O kadar heyecanlıydım ki bu heyecanı bastırmak için ekstra bir çaba harcasam da başaramıyordum.

Bu...

Çok güzeldi.

Beni neden buraya getirdiğini az çok tahmin edebiliyordum. Dün gece aramızda geçen o konuşmaları hatırlıyordum ve bu her şeyi açıklıyordu.Bunu neden yapıyordu bilmiyordum ama, ona olan bağlılığımın artmasından, giderek derinleşerek beni bir bataklık gibi yutmasından çekiniyordum. Her şeyin bir sınırı vardı.

Aklın fazlası delilik, aşkın fazlası intihardı. Ve her aşık, aslında bilerek o yola adım atardı.

Ben de o yola çoktan adım atmıştım. Bambaşka yolların başlangıçlarında bile onu aramaya başladığımı fark ettiğimde, artık onun sapağındaydım.

Çıkmaz sokakları umurumda değildi.

Çıkmaz sokaklarım umurunda değildi.

"Neden?" diye sordum birden, terli elimi sertçe kotuma sürüp. Dönme dolaba giderek yaklaşıyorduk.

"Ne neden?"

Beni lunaparka getirmişti. Bu noksanlığımdan haberdar gibi, daha önce hiç içindeki oyuncaklara binemediğim, babalarının ellerinden tutup getirdiği çocuklara içten içe çok özendiğim o yere getirmişti...lunaparka.

Yutkundum. "Neden bunu yapıyorsun? Sadece dışarı çıkalım demiştim, bu öylesine bir istekti ama... Benim çocuksu ihtiyaçlarımla, şımarıklıklarımla uğraşmak zorunda değilsin."

Bana yandan ters bir bakış attı. "Senin her şeyin, artık benim." başı önüne dönerken, gözlerim yan profilinde geziniyordu.

"Senin tüm eksikliklerin benim de eksikliklerim, tüm ihtiyaçların benim de ihtiyaçlarım. Tüm sorunların benim de sorunlarım. Anladın mı?"

Senin tüm eksikliklerin benim de eksiklerim.

Tüm ihtiyaçların benim de ihtiyaçlarım.

Tüm sorunların benim de sorunlarım.

Söyledikleri kalbime bir cam gibi batarken, o camın kalbimi deşerek kanattığını hissettim. Ona karşı ne kadar güçlü durmaya çalışsam, önüne bir bariyer koymaya çalışsam da o bariyeri yıkmayı tek bir sözüyle bile kırmayı başarabilecek kadar güçlüydü.

Direttim. "Peki neden?"

Burnundan bir nefes verdi. Bir an, bana kızacak, sinirlenerek sandım ama o yine sabrını korudu.

"Bana ne duymak istediğini söyle." dedi, sesi anlam veremediğim kadar sakin geliyordu. Gözünü kırptı. "Bir itirafsa, sonraya kalsın." gülümsediğini gördüm. "Çünkü geldik."

Gözlerimi önüme çevirdiğimde bir elmas gibi parıldayan o yerde olduğumuzu gördüm. Arabayı park ederken gözlerimi oradan çekemiyordum.

İzmaritteki CesetlerWhere stories live. Discover now