15.bölüm kabus ,dertleşme

94 62 19
                                    

Doruk tarafından

Gökyüzü kara bulutlar ile dolu. Durmadan yağmur yağıyor. Bir şemsiye açmışım koşuşturan insanları izliyorum Bir hastanenin etrafında yağmurdan kaçıyorken ben gene yağmurun tam ortasında durmuşum. Hareket dahi edemiyorum. Yerime zımbalanmış gibiyim. Herkes hastanede iken hastanede bir anda büyük bir patlama oluyor. Korkudan bacaklarım titriyor.

Yavaş bir şekilde yürümeye başlıyorum. İstiyorum koşmak ama sadece yürüyebiliyorum . Sanki birileri tarafından iplerim eline alınmış gibi.

Yavaş bir şekilde bacağımın yanında yatan bedenlere bakıyorum. Onları kaldırmak istiyorum ama gücüm yetmiyor. Eğilmek istiyorum ama olmuyor. En sonunda uzağımda hareket eden birini görüyorum ama o benim.

Yerde yatan Büşra ve Geceyi nabızlarını kontrol ediyor.

Sonra Can ve Nazlıyı kontrol ediyor. Bir sürü kişiyi böyle kontrol ediyor. Hepsinde olumsuz cevap aldığında göz yaşlarını dökmeye başlıyor. En son gördüğü Şeyma ile koşarak onun nabzını kontrol ediyor. Şeyma zor zar bir şekilde nefes alırken öksürmeye başlıyor. Gözleri yavaş bir şekilde kapanırken “Kızımıza Alçin’e iyi bak olur mu” ben bağırarak “Hayır. Şeyma dayana güzelim. Kimse yok mu?” diye boş bir şekilde bağırıyorum. Sağda ve solda yatan insanların hepsi ölmüştü. Büyük ihtimal ölmeyenlerde kokudan zehirlenerek bayıldı.

Kulağıma yaklaşarak “Hoşçakal Doruk. Hoşçakal” diyerek gözlerini kucağımda kapatarak can veriyor.

Ani bir şekilde yataktan fırlayarak kalktım. Kafamı çevirdiğimde camdan dışarı baktım dışarıda yağmur yağıyordu. Ondan bu gece soğuktu.

Yaz akşamıydı ama yağmur yağınca serinliyordu.

Yanımdaki sürahiden bir bardak su alarak kendime gelmeye çalıştım.

Ayağa kalkarak ilerlemeye başladım. Canı uyandırmadan kapıyı açarak dışarı çıktım. Kapıyı yavaş bir şekilde kapatırken bir şey dikkatimi çekti.

Yandaki tabloyu dikkatli bir şekilde inceleyen bir adet Pelin vardı. Beni görünce şaşırıp “Doruk abi neden ayaktasın? Uyumadın mı? ”gözlerim bir anlığına karardı ve düşecek gibi oldum. Yanıma gelerek” Doruk abi iyi misin? Şeyma ablayı çağırmamı ister misin? ”başımı olumsuz anlamda sallayarak “Hayır gerek yok. Üzülmesini istemiyorum. ”kolumun altına girerek beni ilerletmeye başladı .Yalan değ şaşırmıştım. Şaşırdığımı anlayarak ”Bundan önceki hayatımda hep benim yanımda oldun. Şimdi sıra bende.”

Beni salondaki boş koltuğa oturtup “Bir şey istiyor musun  Doruk abi? ”titreyen ellerime bakarak “Hayır sohpet etmek iyi gelebilir belki. ”yanıma oturarak “Sana bazı sorularım var sorabilir miyim abi? ”başımla onaylayıp beklemeye başladım. ”Öncelikle Şeyma hanımla nasıl tanıştınız anlatsana. Merak ediyorum. Çok yakışıyorsunuz”

Gülümseyerek “Bir akşam Şeyma ablan beraber anlatırız. “başı ile onaylayarak önüne döndü. ”Abi sana iki şey sorabilir miyim? ”merakla” Tabi ki. Sorabilirsin” elleriyle oynadıktan sonra “Hoşlantı ve aşk arasındaki fark nedir? ”saçlarını severek “Neden soruyorsun kardeşim? ”utanarak “Hiç. Merak ettim. “ona bakarak anlatmaya başladım “Hoşlantı geçici bir şeydir ama aşk kalbine saplanan bir şeydir. “biraz düşündükten sonra” Peki hangisine sahip olduğumuzu nereden bileceğiz? Omuzuna kolumu atarak “O da zamanla çözülen bir şey. Hem çok merak ediyorsun. Kim bakalım bu çocuk? Yeni herhalde çünkü önceden bana anlatmadığına göre yeni biri. ”kıpkırmızı olarak “Şey İdris. ”tahmin  etmediğim için şaşırarak” Ne? Ciddi misin?” onayladıktan sonra ortamda bir sessizlik oldu.

Bu sessizliği bozmak için

“Pekala bu senin kararın. Sonuna kadar saygı duyuyorum. ”bana sarılarak “Teşekkür ederim abiciğim. “ Bende ona sarıldıktan bir süre sonra geri çekilip “Doruk abi kolundaki yaralar nereden? ”yutkunarak “Boşver. Bir kaza. ”yalan söylediğimi anlayarak” Kaza değil yalan söyleme. Noldu söyle bana.”

Derin bir nefes alarak “Zamanında kaçırıldım .Orada işkence gördüm. Oradan bir iz .”gözünden bir damla yaş gelerek “Yoksa babam mi yaptı? ”gözlerimi kaçırarak “Hayır. Babanı ben nereden tanıyım ki?” sinirle ayağa kalkarak “İnanamıyor. Babam seni kaçırdı mı?” Kim bilir ne kadar ileri gitti o pislik. “ona bakarak ayağa kalktım “Merak etme. Bir daha kötü şeyler yaşanmayacak “ elimi tutarak “Ne olur bana söz ver abi.” Adil denen herifle kurtulmak için yaptığım bir anlaşma olduğu için söz veremedim. Bunu Peline anlatmalı mıydım? Bana masum masum bakan Peline karşı “Özür dilerim. O herif beni öldürüyordu. Bende elinden kurtulmak için saçma bir bahane ürettim. Belki yakın zamanda anlaşmanın arar. ”koltuğa oturarak hıçkırarak ağlamaya başladı. Yanına oturup sırtını sevmekten başka bir şey gelmiyordu elimden....

 

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Ölümsüzler DiyarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin