[30. Bölüm] Ağaçların Ardındaki Tehdit

104 35 22
                                    

     Bir gecelik aradan sonra grup Kerem'in bahsettiği orman parkına ulaşmıştı. Parkın girişinde başıboş dolaşan Marazlılar mevcuttu.

     "Şu ikisini ben hallederim." Aykut itfaiye baltasını kaldırıp Koray'ın yanından geçti ve onlara doğru yaklaşan bir Marazlıya baltasını savurarak kafasını havaya uçurdu.

     Akabinde öteki Marazlıya dönerek biraz yaklaşmasına izin verdi. Yeterli mesafeyi kapatınca da baltayı yükseğe kaldırıp kafasına indirdi.

     Bir başka Marazlı da Açelya'ya yaklaşıyordu. İrem kayışındaki av bıçağını çıkararak Marazlıyı eliyle yakasından tuttu ve bıçağı tam gözünden içeri sapladı.

     Grup girişteki Marazlıları temizlemeyi başarmıştı. Oyalanmadan çantalarını geri alıp parkın içinde yürümeye başladılar. Çevrelerini uzun uzun ağaçlar kaplıyordu. Ara sıra önlerine oturma bankı çıkıyor, bazen de yere devrilmiş çöp kutuları buluyordular. Etraf çok ıssızdı. Önlerine Marazlılar bile çok nadiren çıkıyordu. Çıktığındaysa genelde ya tek ya da çift oluyordu.

     Bir süredir sessiz ilerlemelerinin üzerine Atalay sessizliği bozmak istedi. "Ee, karantinadan çıktığınızda ne yapmayı düşünüyorsunuz?"

     Kadir bir elinde çekiç, bir elinde gofretle hemen arkasından geliyordu. "Eğer kurtulabilirsek tabi." Gofretinden bir ısırık aldı.

     Atalay, "Oğlum sen yine mi gofret yiyorsun? Şeker komasına gireceksin lan." dedi.

     "Valla her tarafım ısırılarak öleceğime gofretimi ısırır ölürüm daha iyi Atalay, karışma." Kadir ikinci bir ısırık aldı.

     Mike, "En iyisi ilk ben başlayayım kanka, arkadaşlar pek konuşmayı sevmiyor gibi." diyerek ilk söze giren oldu. "Buradan çıktığım anda yapacağım ilk iş bir kira tutup kanalıma, karantinada nasıl hayatta kaldım, diye bir video atmak olacak. Dünyada bir ilk olur, manyak gelir yaparım o videodan var ya."

     Kerem, "Abi sen internet fenomeni misin?" diye sorunca Mike güldü. "Ayyynen."

     Kerem, "Önceden söyleseydin bir takipçi daha kazanırdın be abi. Buradan çıktığımızda bana kanalını söyle, abone olayım."

     Mike, "Ne abonesi, direkt videolarıma konuk ol sen."

     Aykut arkalarından geliyordu. "Ne tatava yaptınız be."

     Mike, "Aykut muhabbetine doyum olmuyor birader." deyince gruptakiler güldü. "Sen anlat hadi, buradan çıkınca ne yapacaksın?"

     Aykut baltasını omzuna koymuş, bir süre düşünmeye başlamıştı. "Bilmiyorum, hiç düşünmedim. Gidebileceğim pek bir yer yok zaten. Bir tanıdığın evinde kalırım yüksek ihtimal, eğer eve alırsa tabi. Kerem top sana geçti."

     Kerem, "Antalya'da annem yaşıyor, yanına giderim herhalde. Eve geldiğim gibi bilgisayar başına oturup oyunlara kaldığım yerden devam ederim. Daha geçemediğim bir sürü bölüm var benim ya."

     İrem merakla sordu. "Annen Antalya'da mı yaşıyor?" Kerem başını yukarı aşağı salladı. İrem, "O nasıl oluyor ya? İstanbul'da tek başına yaşıyor olamazsın."

     "Amcamlarda kalıyordum." Dedi Kerem. Mike, "Baban?" diye sordu. Kerem'in bakışları uzaklara gitmişti. Bir süre bir şey söylemek yerine sadece yolu seyretti. "Annemle babam ayrılar. On yaşımdayken boşanmıştılar ama sorun yok, alışalı baya oldu."

     Grup sessizleşmişti. Kerem gülerek, "Bütün muhabbetin içine ettim bak, harbi bir şey yok. Alışalı çok oldu, hayat devam ediyor." diye ekledi. Ancak yüzündeki gülümseme oldukça sahte gözüküyordu.

Kan Şarabı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin