1.4

79 9 17
                                    

"HOSEOK! HOSEOK KAPAT ŞUNU! Ulan salak telefonunu hoparlöre bağlı unutmuşsun bir de utanmadan porno izliyorsun. Ablanın ne acılar çektiğini tüm ev duyuyoruz." Kapıyı yumrukladığım sıradan günlerden birindeydik. Ses kesilince beni duyduğunu anlayıp kapıdan uzaklaştım. Utanmasa halka açık yayın yapacaktı göt. Merdivenleri geri indim. Tam da Yoongi ile oturmuş dün yaptığım salaklığı konuşuyorduk. Araya giren sesler her şeyi böldü. "Porno falan izlemiyor keşke o olsa. Geçen bana 1 saat yalvardı borç para için meğer birinin onlyfans hesabına üyelik içinmiş." Onaylamaz bakışlarla Yoongi'yi dinledim.
"Azgın şerefsiz, bu ailenin hakkını o sitelerde yemeye utanmıyor musun!?" Hoseok bize cevap vermiyordu doğal olarak. O şekildeyken cevap versin istemezdim zaten...

"Gel buraya gel konuşmamız bitmedi. Şimdi sen cidden orada bize taşınacak mı dedin ciddi ciddi?" Kafamı evet anlamında sallarken mahcup hissediyordum. Ne bok yemeye ortaya atlamıştım bilmiyorum açıkçası.  "Anlatsana oğlum sonrasında ne oldu? Penseyle laf alıyoruz ağzından." Mecburen anlatacaktım.

"İşte ben öyle söyleyince 2 dakika bir sessizlik oldu. Seokjin bu süreç içerisinde kızardı, morardı sonra da mavileşti. Ben şahsen ölüyor sandım ölmedi de pezevenk. Başladı bağırmaya önce normaldi sonra tamamen küfretmeye başladı. Taehyung sakince bekledi, gözümün içine baktı uzun uzun." Jimin yüzünde nemlendirici maskeyle salona girdi. Kollarından biri alçıda olmasına rağmen mükemmelliğinden ödün vermiyordu. Tam yanıma oturup beni omuzlarımdan göğsüne çekti. Ben de ikiletmeden uzandım kucağına. "Sadede gel tavşanım çok uzatıyorsun." 

"Aman tamam, sonuç olarak Taehyung sadece bunu sonra konuşalım dedi ve Seokjin'i ikna etti. Ben aslında orada yokmuşum gibi gittiler."  Yoongi sanki hiç konuşmamışım gibi yüzüme bakmaya devam ediyordu. Muhtemelen içten içe düşünüyordu söylediklerimi. "Jk sen bu çocuktan hoşlandın mı nedir bu saçma hareketlerin? Sadece iki gün oldu kendine gel beni çirkef görümce modlarına sokma." Neden bu aralıkta sürekli karşılaşıp birbirimizin başına bela oluyorduk açıkçası ben de anlayamadım. "Hoşlanmıyorum Jiminie. Hem çirkin biraz görmedin mi?" 

"Çarpılırsın, sikin içine döner bak, küser sana daha da kalkmaz. Yalan konuşma çocuk kaymak gibi. Akıyor akıyor." Şimdi Jimin'e abartma desem ağzıma ederdi o yüzden susuyordum. "Ben sevmediğime sevmedim, bunda bir bok var, keşke ölse kodumun gereksizi diyorum zaten. Ama Taehyung beni hiç tanımadan yardım etti. Bence içinde kötülük yok." 

"Hayırdır paşam müneccim taşş... boku mu yedin nedir bu eminlik?" Benim konuşmama gerek kalmadığı için şimdilik mutluydum. Oklar bana dönünce götüm yeterince yanıyor zaten. "Min Yoongi, sen bugün tek uyuyorsun belli oldu. Ben odama geçiyorum. Gece uyuyamayınca anlarsın belki kim ne yemiş. Yavşak herif." Jimin sinirle omuzlarımdan itip beni uzaklaştırdı. Kalkıp mutfağa ilerledi, tam kapıdan girecekken kaş göz yapıp bana da gel imasında bulundu. Yoongi odada mal gibi kalsın diye kalktım yanına gittim. Hemen sigarasını yakmıştı. Yüzündeki maskeyi bir çırpıda çıkarıp nemini iyice yedirdi. "Ay yoruldum cidden tek kolla. Unutma Jungkook, güzellik gökten inmez götten çıkar. O yüzden bak hem götüm hem yüzüm güzel." O an beni buraya neden çağırdığını unuttuğuna emin oldum.

"Bunu demek için mi çağırdın Minie?" 

"Salak tabii ki hayır, dikkatimiz dağınık ama o kadar da değil. Ben bu Taehyung'u sevdim, bence ikna et gelip taşınsın." Sen delirmişsin der gibi bakıyordum muhtemelen. Yüzümü fark edince hiç gecikmeden yargılayıcı bakışlarıyla karşılık verdi. Jimin'in genel yüz ifadelerinden biri buydu. İnsanlar sürekli gelip bana 'arkadaşın bizden neden tiksiniyor' diye soruyorlardı. Ama anlamıyorlar ki her şeyden, tüm var oluştan nefret edebilir o. Aklımız almaz. "Jimin saçmalama Tae bu evde hayatta kalamaz." 

Our Story/ tkWhere stories live. Discover now