Bölüm 8, Vampirler Operayı Kanlı Sever

6.2K 771 723
                                    

Herkese merhaba. Zorunlu ve bir ay süren bir aradan sonra yeniden birlikteyiz, yani en azından büyük bir kısmınızla.

Yaşadığımız süreç, gördüklerimiz o kadar zordu ki. Bu bölüm 2018 yılından beri beni okuyan ve artık okuyamayacak olan, Kahramanmaraş Depremi'nde hayatını kaybeden Aleyna, perduensoi   için. Bir daha yazdığım hiçbir şeyi okuyamayacaksın biliyorum ama ben her kitabımda senin varlığını hissedeceğim. Seni çok seviyorum, bir gün mutlaka sonsuzlukta buluşacağız. Kalbimdesin, hayallerin ve bal diyen tatlı dilinle gönlümdesin.

Sınırlar, 300 oy ve 600 yorum.

Burası bölüm sonu teori köşemiz.

Sizleri sonsuzluk kadar seviyorum. Dilerim ölüm bizi ayırmaz. Ayırsa da, sonsuzlukta buluşuruz.

İmzamı her zamanki gibi sona atacağım.

Bölüm 8, Vampirler Operayı Kanlı Sever

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 8, Vampirler Operayı Kanlı Sever

Annem otoriter bir kadın olsa da beni sevdiğini her zaman bilirdim. Öldürüldüğü güne kadar benim en iyi arkadaşım olmuştu. Başka arkadaşım yoktu, olsa bile yine de annem benim en iyi arkadaşım olurdu çünkü ben ona bağımlıydım. Evet, anneme bağımlıydım. Onun sözünden dışarı çıkamaz, onun basit isteklerini bile birer emir gibi algılardım. Korkutucuydu fakat bir yandan da büyüleyici bir yanı vardı. Evdeki herkes ondan çekinse de onu içten içe sevdiklerini bilirdim. İnsanlara kendini sevdirme konusunda özel bir çaba harcamasa bile bir şekilde herkes kendini onu severken bulurdu.

Ben sevilmezdim, genelde diğer insanlar benden ürker, annemin kurallarına baş kaldırıp onlarla konuşmaya çalışsam bile benimle konuşmazlardı. Umutsuzca annem gibi sevilmek isterdim, sanırım babam bile annemi beni sevdiğinden daha çok seviyordu. Bu yüzden bir süre sonra kendimi sevdirme arzumu bastırmayı başardım. Onların beni sevmesine ihtiyacım yoktu, onların beni korumasına ihtiyacım vardı.

Dışarıdaki dünya tehlikeliydi. Annem hiçbir zaman vampirlerin sınırın ötesinde kaldığına inanmazdı ve işe bakın ki gerçekten de kalmamışlardı. Aralarından biri onun ölümüne neden olmuştu. Belki de gerçekten kader diye bir şey vardı ve annem kaderini kendine altın bir iplik gibi dolamış, korktukça iplikleri kalın halatlara dönüşmüştü.

Beni vampirler hakkında ilk uyaran annemdi. Bana onların lanetli olduğunu söyleyen, onlara karşı daima dikkatli olmam gerektiğini bana tembihleyen kadın şu an nerede olduğumu görse şaşırır mıydı acaba? Bence şaşırmazdı, Sienna tam da bunu yapardı, en olmaması gereken yerde en yanlış zamanda bulunurdu. Belki de doğmamam gerekiyordu, hizmetlilerin bir keresinde kendi aralarında bunu konuştuklarını duymuştum. Eğer doğmamış olsaydım annemin hayatta olacağını söylediklerini yas kıyafetlerimin içinde dinlemiştim.

Yuva ismini verdikleri şato, Hildebaht'taki şatomuza oranla fazla büyük ve sıcaktı. Kış kapıdaydı, dışarıda esen rüzgârın sesini rahatlıkla duyabiliyordum ama içerisi son derece korunaklı ve iyi ısıtılmıştı. Yapay sıcaklık elbisemin açık yakasından içeri süzülürken ürperdim, sanki biri beni izliyordu.

Sadece Bir Damla Brh+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin