Bölüm 16, Kandan Daha Değerli

5K 630 758
                                    

Herkese selam!!!!!

Nabersiniz aşklarımmmmmm???

Bölüm şarkısı Troye Sivan-Lucky Strike

Sizi özledim. Yahu kitap bastırmak ne zormuş sdfoşjsdf. Arkadaşlar ölüyorum galiba. Aşırı zor bir süreçmiş ve ilk olduğu için böyle olduğuna inanmak istiyorum mfdlsdjfds. Neyse teslim ettim. Baskıya hazırız. Yani Brh kalan bölümler daha çabuk geleceeeeeek. 

Hemen sınırlar. 300 Oy ve 600 yorum. Bence benim aşklarım geçeeeer. 

Bölüme son okuma yapma fırsatım olmadı. Bir yazım noktalama hatası olduysa kusuruma bakmayın.

Sizi sonsuzluk kadar seviyorum. 

Yorumlarda görüşürüz!

Bölüm 16, Kandan Daha Değerli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 16, Kandan Daha Değerli

Sözleri sadece bedenimi değil ruhumu da ısıtırken kollarının arasında donup kaldım. Ona bir karşılık vermemi beklediğinin farkındaydım. O bana karşı bu kadar dürüst olmuşken benim de onun için aynısını yapmam gerekiyordu. Ne olduğumu bilmesine rağmen beni istediğini bu kadar net bir şekilde söylerken bir an olsun tereddüt etmemişti.

Bunun beni ne kadar korkuttuğunu fark ettim. Uzun süredir ilk defa biri benim hakkımdaki önemli bir gerçeği bilmesine rağmen bunun onun için önemli olmadığını belli ediyordu. Şimdiye kadar sadece Livi için bir iblis efendi olmam önemli olmamıştı çünkü o da bir iblisti ve benim gibi asıl evi Marren'di. Birbirimizi anlıyorduk. İkimiz de evimizden uzakta, olmadığımız bir kimliğe bürünmek zorunda bırakılmıştık. Bizi sömürmek isteyen bir kadının yanında onun emri altında çalışmıştık. Ben onu nasıl olduğu gibi kabul ettiysem o da beni öyle kabul etmişti.

Martel'in ise beni olduğum gibi kabullenmek için hiçbir sebebi yoktu. Bana yardım etmek için, benim yanımda kalmak için kendisini zorlamasına gerek yoktu. Bana kolayca arkasını dönebilir, beni kendi karmaşamın içinde yalnız bırakabilirdi. Muhtemelen böylesi ikimiz için de daha iyi olurdu.

Zihnimde süren savaşın farkındaymış gibi hala çenemde duran elini indirmeden yüzümü yukarı kaldırdı. "Bana bir şey söyle," diye fısıldadı. "Bana senin de benim gibi hissettiğini söyle Sienna."

Başımı geriye atarak ona baktım. Ona nasıl hissettirdiğimi bilmiyordum. Ona karşı ne hissettiğimi bilmiyordum. Uzun yıllardır kalbime çöreklenen, zehirli bir ağ gibi etrafını saran kinimi geçip oraya sızmasının bir yolu var mıydı, bilmiyordum. "Sana nasıl hissettiriyorum?"

Martel'in cevabı beni hafifçe öpmek oldu. Az önceki kadar hararetli bir öpücük sayılmasa da sakin olduğunu söylemem de mümkün değildi. Başlangıçta sadece talepkâr, varlığını kabul ettirmeye çalışan bir öpücükten ibaretti. Dudakları benimkini hapsederken hiçbir acelesi yok gibiydi. Sadece içinde bulunduğumuz an ve paylaştığımız öpücük vardı.

Sadece Bir Damla Brh+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin