33. 'how could you...

173 23 14
                                    

1500 kelime • 05/03/2023

İyi okumalar bol yorumlar efenim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar bol yorumlar efenim

----Mini hatırlatma----

"Ağlama.. sen ağlarsan ben de ağlarım ki.."

Onu yeniden kendine çekti, artan gözyaşlarını görmesini istemedi.
Başını omzuna bastırdığı için hırıltılı çıkan sesiyle ekledi Minho, "Anlatacağım.. neden bugün gelemediğimi."

Jisung onun sırtını patpatlarken kalbine saplanan acıyla duyacaklarını beklemeye başladı.

----Hatırlatma bitti----

Kolunu omzuna atıp Minho'yu destekleyerek salondaki koltuğa götürdü, onu oturtmaya çalışırken Jisung kendisi de dengesini kaybederek yanına düşmüştü.

"İyi misin, Sung-iem?"
Gözlerini açamazken, iki kelimeyi zar zor bir araya getirirken düştüğü yere hızla kolunu götürebilmişti. Jisung'u sararken o da büyüğünün uzanmasını sağlamak için yeniden kalkmaya yeltenmişti.

"Biraz uzan Minho"
"Hayır, konuşacağız" farkında bile olmadan Jisung'un yardımıyla uzandığında gözleri tamamen kapanmıştı. Kim bilir Jisung'u beklerken kaç bardak, ya da belki kaç şişe içmişti?

Uyuduğundan emin olduktan sonra Jisung mutfağa geri döndü, masadaki yarısı boş şişeyi aldıktan sonra yerde birkaç tane daha boş şişe olduğunu fark etti. Elindeki şişeye baktı, Minho'ya baktı..

Onun oturduğu sandalyeye geçip kendisi için de bir bardak içki doldurdu. Şu anda içmesi gereken kişi kendisiymiş gibi geldi birden, içkinin boğazından geçişiyle ısındığını hissetti.

Saymadığı bardaklar artarken o da yavaştan sarhoş oluyordu, içkiye dayanıklı olmadığının farkındaydı. Bile bile, isteye isteye içti, unutmak istermişçesine.

Bir zaman sonra da masada uyuyakaldı.

Saat gece 3'e doğru başında büyük bir ağrıyla uyandı Minho. Ağlamaktan acıyan, kızaran gözlerini zorla açarak etrafta gezdirdi. Zifiri karanlığa alışması biraz zaman almıştı.

Anlamsızca gezdirdiği gözleri masada sızan Jisung'a rastladığında durdu. Koltuktan destek alarak kalktı, ilk birkaç adımında sendelese de Jisung'un yanına varmayı başardı. Kendisi gibi onun da içtiğini gördüğünde kalbine bir sancı saplanır gibi hissetti. Onun yüzünden her şeyden çok sevdiği, önemsediği sevgilisi kaç bardak içkiyle kendini avutmak istemişti...

Onu kucağına almak, yatağına götürmek istedi. O kadar gücü yoktu, yürürken düşebilirlerdi. Sadece Jisung'u uyandırarak, birbirlerine destek olarak gidebilirlerdi.

Omzuna götürdüğü elleriyle nazikçe okşadı, ardından elleri saçlarına çıkarken sesi de eşlik ediyordu. "Jisung, uyan hadi. Yatağına yatmalısın, hm?"
"Iııh" Huzursuz hırıltılar çıkardı küçüğü, uyanmamıştı ama birilerinin ona dokunduğunu fark etmişti, kaşları çatılırken söylenmeye başladı.
"Birlikte yiyecektik ki, neden..." Bunları rüyasında mı söylüyordu, yoksa birkaç saat önce söylemek istedikleri istemsizce ağzından dökülüyor muydu?

homemates | 'minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin