7. 'your photograph

449 54 45
                                    

1400~ kelime 17/12/22

mn0lee
Günaydın
Nasılsın iyi misin
(08.20)
Uyuyor musun hala
Uyuyan güzel |
Uyuya|
(09.32)
Kötü mü hissediyorsun
Yaptığın için
Yani
Neyse
(09.56)

"RİRİRİRİRİRİRİİ"
Her zamankinden yüksek çıkan alarm sesiyle Jisung gözlerini açtı, çok yorgun hissediyordu kendini. Uykusunu alamamış, daha da uykusu vardı. Yan taraftaki telefonuna uzanıp alarmı kapattı, saati kontrol etti.
"Hİİ!!! Uyuyakalmışım!"
Saat 10'du ve Jisung 10.15 dersine yetişmeliydi.

Yataktan fırladığı gibi üzerini değiştirdi, hızlıca lavaboya geçti ve çıktığında çantasıyla telefonunu kavrayıp ayakkabılarını giymeye çalıştı.

"Geç mi kaldın?"
Ona doğru ilerleyen Minho'yu sesinden fark ettiğinde kafasını yan çevirip ona bakarak yanıtladı. "Evet uyuyakalmışım 15 dakikaya ders başlıyor."
"Seni bırakayım mı?"
"Gerçekten mi? Çok iyi olur!"
Minho da aceleyle ayakkabılarını giymiş, evin önündeki motorun önüne gelmişlerdi.

"Sen ne nereye gidiyorsun?"
Minho kendisine motorun kaskını uzatırken sordu Jisung.
"Hyunjin'le buluşacağız."
"Ah, anladım"

Yola çıktıklarında Minho yine yavaş sürmeye çalışıyordu, Jisung da son seferindeki gibi Minho'nun beline dolamıştı kollarını, ona arkadan sarılıyormuş gibi hissettiriyordu bu ve kendini çok huzurlu hissediyordu. Burnuna Minho'nun parfümünün kokusu geldiğinde gülümsemeden edemedi, çok rahatlatıcı, sakinleştirici ve aynı zamanda da etkileyici bir kokuydu. Minho, kendisinin aksine erken kalkmış ve güzelce hazırlanmış olmalıydı, kapının önünde karşılaştıklarında da zaten ilk düşündüğü çok güzel göründüğüydü.

"Geldik, saat kaç?"
Minho motoru durdurduğunda Jisung da yere atlamış, saati kontrol etmişti. "15 geçiyor, yetiştim. Çok teşekkür ederim Minho, hyung."
Jisung onun önünde güler yüzüyle teşekkür ederken ellerini de arkasında birleştirmişti. Minho'ysa sadece başını sallamakla yetindi.

Jisung binaya doğru ilerlerken arada arkasını dönüyor, Minho'ya bakıyordu. Minho'ysa çoktan kaskını takmış, harekete geçmişti.

Kampüsün kapısından çıktığında Jisung gerçekliğine geri döndü ve koşarak amfiye doğru ilerledi.

"Ne?! İnanmıyorum! Gerçekten mi?"
"Evet.."
"Sen bence gerçekten hoşlanıyorsun bu çocuktan"
"Öyle mi dersin"
"Tabii ya baksana ne yaptığına nasıl hissettiğine. Onu mu düşündün yaparken?"
"Evet, ama Felix daha fazla konuşmayalım utanıyorum"
Ellerini yavaşça yüzüne götürüp dudaklarını büzerken yüzünü kapattığında çok sevimli görünüyordu Jisung.

Dersten sonra Felix'e dün gece yaşananları anlatmış, ne yapması gerektiğini sormak istemişti.

"Ee ne yapacaksın?"
"Ben de bilsem keşke"
"Hmm, bence acele etme. Hala daha yeni tanıştınız sayıyorum sizi, zaman alan şeyler her zaman daha güzeldir değil mi?"
"Evet.."
"Ama gene de ona hislerini belli edebilirsin mesela"
"Nasıl yani"
"Mesela ben Hyunjin'e yaklaşmaya çalışıyorum. Önce arkadaş olmak gerek sonuçta, sonra da.. hmm bilmem ki akışına bırakacağım"
"Anladım, biz arkadaş sayılırız herhalde, değil mi?"
"Yani, ev arkadaşısınız ama bir yerlere çıkmıyorsunuz değil mi? Bir kafe bir park falan? Bence bir yerlere gidebilirsiniz beraber"
"Ah, evet mantıklı!"
"Tabii ne sandın"
"Şey peki, motor gezisi sayılır mı?"

homemates | 'minsungOù les histoires vivent. Découvrez maintenant