BÖLÜM 5

1.1K 86 105
                                    

İçimdeki çocuğa gülüyorsun sen...

İyi okumalar.

Yıkamasam mı diye düşünüyordum, hem kokusuna gitmezdi, vermesem ayıp olur muydu, olurdu tabi, neler düşünüyordum ben böyle, hemen suyu açarak altına attım mendili, güzelce temizledikten sonra kuruması için, pencereme koydum, yatağıma uzanarak çok tan uyumustum.

Sabah uyandığımda midem bunalmıyordu, tuhaf bir şekilde, normalde hep bunaltıyla uyanırdım, bunun mutluluğuyla, üzerimi giyinip, saçımı başımı toparladım, fırçaladıgım, dişlerim, gülüşümün ardında parlıyordu, dudağıma nemlendirici sürüp, kalın kaşlarımı taramış, uzun kipriklerimide kırvıştırmıştım, mutfaka geçerek, kahvaltı hazırladım, anneannemde uyanmıştı bu sıra, ardından bahçeye oturarak kahvaltımızı ettik, her yer yem yeşil çok güzel di, kuşların sesi kulaklarıma doluyordu, o kadar güzel di ki, huzur verici, ardından kahvaltıyı toplayıp, bulaşıkları da haletikden sonra cantamı alarak okula gidecektim ki, aklıma gelen mendile tekrar odama döndüm, mendili alıp kokladım, temiz di ve yumuşatıcı kokuyordu, aklıma gelen fikirle sırıtım, gidip dolaptaki en güzel kokulu, beğenerek kullandığım parfümden önce kendi üzerime sonra, abartmadan mendilin üzerine sıktım, şimdi olmuştu...

Okula gelmiş testimi çözüyordum, çözemediğim aklımda kalan soruları, öğretmenlere sormuştum, öğle arasına kadar zaman böyle geçmişti, öğle yemeğinden sonra voleybol oynamak için aşağı saya geçmiştik sınıfça iki saat boyunca voleybol oynamıştık en son iki metre olan sınıf arkadaşım Ali ile kafa kafaya çarpışmamızla ben oyundan çıkmıştım,

midem bunalıyordu ama istifa edemiyordum, kantin yoktu burada, markete gitmemiz gerekiyordu, bu yüzden de bahçe dışına çıkmamız lazım dı tabi, öğretmenden izin alarak, markete çıktık, defne sigara içmek için ağacın altına oturmuştu ikizlerde ona gözetci oluyordu, bizde ayşeyle markete gittmiş hepimize içecek ve dondurma almıştık, ayrıca sakız almıştım midemin bunaltısını geçiriyordu, ardından toparlanıp tekrar okul bahçesinde yerimizi almıştık, sohbet eşliğinde içeceğimi yudumluyordum, birden midemin bunalmasıyla, istifa edeceğimi anlayarak, çeşmeye koşdum, arkamdan gelen arkadaşlarıma, rezil olmak istemediğim için gitmelerini işaret ettim.

İşim bittikten sonra elimi yüzümü yıkadım, yorgunlukla kendimi çeşmenin yanına atarak sırtımı çeşmeye dayadım, gözlerimi sım sıkı kapamış düşüncelere dalmıştım, yüzüme vuran güneş beni rahatlattıyordu, bir anda güneşin gitmesiyle kaşlarımı çatarak, gözlerimi araladım, karşımda komutanı görmeyi beklemiyordum açıkçası, bu kez hiç bir tepki vermeden, önümden çekilmesi için yanında duran elinden tutarak onu kenara çektim elleri o kadar sıcak dı ki buz gibi elerimi anında ısıtmıştı, şaşırmış şekilde elimize bakıyordu, elerimizi ayırarak gözlerimi tekrardan kapattım, güneşime kavuşmutum, elerimle midemin üzerine masaj yapıyordum, o sırada yanıma oturduğunu hissettim, burnuma dolan güzel kokusu beni mest etmişti, gözlerimi aralayarak ona baktım,
Dudakları aralandı, ardından aheste sesini duydum.

-üşüyeceksin.

+Bir şey olmaz

Ben üç gün donarak ölen ailemin başında durdum diyemedim tabi, karnımın üzerindeki elimi ellerinin arasına alarak, avuç içime dairesel hareketlerle masaj yaptı, şaşırmış bir şekilde onu izliyordum, heyecandan kalbim hızlanmıştı, yavaş yavaş işini yaparken ben de onu izliyordum.

-bu şekilde yaparsan mide bulantın azalır, senin yaptığın hareket artmasını sağlar, miden bunaldıgında böyle yaparak geçirebilirsin.

Dudaklarım aralanmış bir şekilde onu izliyordum, söyledikleri üzerine anladığımı belirten mırıltılar çıkardım.
Zilin çalmasıyla, dikkatimiz dağılmıştı, utançla gözlerimi kaçırırken, oda ellerini ellerimden çekmiş önce kendisi kalktı, ardından da bana kalkmam için yardım etti

 ÇEŞME BAŞINDA Where stories live. Discover now