Bölüm 25

157 12 3
                                    

1 ay sonra...

Her hecenin bir sabahı, her sabahın bir gecesi vardı benimse yüzbaşı bir sevdiğim, yüzümdeki tebessüm ile kalktım yatakdan, özel ihtiyaçlarımı haletikden sonra mutfağa giderek kahvaltımı hazırladım, son olarak meyve suyumu da alarak masayı hazırlamış oldum, aklıma gelen şeyle elimle anlıma vurdum, ekmek ya ekmek yok, kafamı olumsuz anlamda salayarak askıda duran montumu alarak kapıyı açtım, kendimi kızarak montumu giydim, ardından kafamı kaldirmam ile eli zil de kalmış bir Alparslan görmeyi beklemiyordum, yüzündeki sırıtış bana mıydı.

+Bana mı gülüyorsun sen?

-eve-

Tokadı geçirmem ile sözü yarıda kaldı.

+Al sana evet.

Elini yanağıma götürerek okşadı.

-elinde ağırmış.

+Niye geldin.

Resmi konuşmam ile belimden tutarak kendine çekti ve dudağıma küçük bir öpücük bahşeti.

-neye kızdın yine söyle bakalım.

Ben neye sinirliydim, bir şey unutmuştum, ama ne, öpmese iyiydi, aklım başımdan gitti, hatırladığım şey ile gözlerimi devirdim.

+Ekmek.

Gözüyle elinde tuttuğu poşeti işaret etti, ben onu farketmemiştim, mutlulukla elindeki poşeti aldım, içeri girmek için arkama dönmüştüm ki, karşılaştığım şeyle tekrar anlıma elimi geçirdim, anaktar içerde kapı örtük, Allah kahretmesin seni he asena, gözlerim Alparslanı buldu.

+Şimdi ne yapcaz.

-senin aklın nerde.

+Öpüştügümüzden belli sende.

Dediğim şey ile ağzımı kapattım, bu gün bana me oluyordu, Alparslan sırıtarak iyice yanima sokuştu, dirsegimle karin boşluğuna vurmam ile geri çekildi.

+Sırnaşma bekle beni burda.

Dışarı çıkarak garajın üzerine çıktım, oturduğum ev 3 katlıydı ve ben ikinci katta oturuyordum, garajda balkona sıfırdı, yani buda balkondan girerek kapiyi açacağım anlamına gelir, garajın üzerinden balkonuma atladım, içeri girerek kapıyı açtım, Alparslan şaşkınlıkla içeri girip montunu çıkardı ve askıya asdı, elinden poşeti kaptığım gibi hızlıca mutfa gittim ve masadaki yerimi aldım, Alparslan da oturarak bana bakmayı sürdürdü, poşetten aldığım ekmeği bölerek yarısını ona uzattım.

- teşekkür ederim.

+Afiyet olsun da ben çay içmediğim için koymadim ama istersen meyve suyu doldura bilirim sana.

-olur.

Yerimden kalkarak Alparslana meyve suyu koydum ve tekrar yerime oturarak kahvaltımı etmeye başladım.

- iyi gördüm seni.

+İyiyim turp gibiyim maşallah.

- ee 1 ay yattın yeter artık.

+ Şiştim ya Allahtan bu gün son gün de kurtuluyorum.

- çocuklarda izinli bu gün Mangala gidelim diyorlar.

+İyi eğlenceler dilerim.

-seni de çağırıyorlar.

+Olur gideriz.

-tamam.

Aklıma gelen şeyle olabildiğince şirinlik yaparak Alparslana çevirdim bakışlarımı, oda bir şey isteyeceğimi anlayarak göz kırptı, bir yandan da sırıtmakla meşguldü.

 ÇEŞME BAŞINDA Where stories live. Discover now