Bölüm 23

257 16 4
                                    

Selda Bağcan misali...
Neyleyim'ki sana çata bilmiyrem.
Ayrılık Ayrılık Aman Ayrılık.
Her bir dertten olan yaman ayrılık.

Sıkıca kapattığım gözlerimi açtım, bu kez aglamak yerine nefretle, intikamla doldum, Alparslan sıkıca tuttuğu gibi odaya götürdü beni, gözlerimin içine içine bakıyordu, hiç bir şekilde konuşmadım.

-iyimisin.

+Bu iş bu gece bitecek yüz başı.

Arkamı dönerek odadan çıktım, oturma odasına geçerek oturdum, muhtara bakıp gülümsedim, oda karşılık verdi, tekrar gözlerini televizyona çevirdi, ben de onun gibi yaptım, ardından sesini işittim.

-Annaların yüreği yanıyor, ocaklar bir bir sönüyor, İçim dayanmıyor evlat içim dayanmıyor, karısı 4 aylık hamileymiş, yavrucak babasını hiç görmeyecek, insanlık aldı başını gidiyor, kim için ölüyor bu yavrucaklar, değiyormu, hiç değmiyor.

Bu adamın terörist olmasının imkanı varmıydı bilmiyorum, tek bildiğim kimseye güvenmemem gerektiği.

İçeri giren oğlunu buldu bakışlarım, 32 diş sırıtım, hemen giderek yanına oturdum ve sohbete başladım, halime sırıtıyordu, uzun bir sohbetin ardından Alparslan geldi, ikimizi yan yana görünce gözleri ateş saçmaya başladı, umursamayarak oğlanın kulağına fısıldadım.

+Bu gece odana gelmek isterim.

-hmm çok iyi olur.

+Anlaştık.

Kalkarak odadan çıktım, kahvaltıya yardım ettim, kahvaltıdan sonra, aşağı katı temizleyelim dediler, sonra temizleriz diye geçiştirdik, ardından erkekler köye gitti, biz de kadınlarla oturuyorduk, adının mert olduğunu öğrendiğim oğlu geldi, odaya girerek beni çağırdı, ben de sırıtarak yanına gittim.

Elimden tutarak odaya götürdü, sarılarak boynuma öpücükler kondurdu, bulanan midemi göz ardı ettim, kollarımı boynuna doladım, aşağılara inerek göğsümu acamaya çalıştı, başaramayınca badimin üzerinden dişlerini geçirdi, saçlarından tutugum gibi geri cektim, huysuzlanarak kızdı.

+Şimdi olmaz.

Diye cilve yaptım, ardından giderek yatağına oturdum, gelerek üzerime çıktı, altından kaçmam ile iyice öfkelendi.

+Olmaz dedim.

-olur olur.

+Olmaz.

-çok güzelsin.

+Farkındayım.

Verdiğim cevap onu daha da öfkelendirdi, yatağa iterek üzerime uzanıp tekrar boynuma işkence etmeye başladı, kendimden tiksinmiştim, ardından cebinde duran anaktarı farkettim, yerleri değiştirerek üzerine çıkıp oturdum, oturmam ile gözlerini kapatıp yutkundu, üzerine uzanarak boynunu öptüm, o esnada anaktarı almıştım, zafer sırıtışı ile geri çekildim, ardından bahane uydurarak odadan çıktım.

...

Çoktan akşam etmiştik, anaktarı aldığımı söylemiştim sadece yüzbaşına, nasıl aldığım hakında bir fikri yoktu olsa onu öldürdü, gece olup odalarımıza çekilince pilandan bahsettim, yüzbaşınında onaylaması ile gülümseyerek sırt üstü kendimi yatağa attım, bu gece bu iş bitecek.

Herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra, silahları alarak odadan çıktık demir kapının önünde durdum, arkam sağlamdaydı, kapıyı tereddüt etmeden açtım, içeri karanlıktı, fenerimi açarak, içeri girdim, arkamdan da yüz başı harekete geçti, tahta kutuların içi silahlarla doluydu, bu silahlar bizim elimizde bile yoktu, sinir tüm bedenimi ele geçirdi, sırayla kutuları alarak dışarı çıkardık, askeriyenin gönderdiği arabaya yükleyip gönderdik, yarım saatimizi almıştı, neden bu kadar rahat olduğumuzu sormayın, sadece akşam çayını bana demletiler, birazcık ilaçlaış olabilirim, bitten işten sonra kapıyı kikleyerek anaktarı cebime attım, odaya geçerek uyuduk.

 ÇEŞME BAŞINDA Donde viven las historias. Descúbrelo ahora