Bölüm 3

970 50 10
                                    

Canlarım beğenip beğenmediginizi anlıyorum.Anlamam için yorum yaparmısınız.Oy verirseniz de çok mutlu olurum.

Ayaz'dan devam

Yoo böyle olmayacak.Gece boyunca defalarca ateşi çıktı.Sirkeli su ile bezi ıslatıp alnına bastırmak bile geçici bir çözüm oldu.Aliiii arabayı hazırlayın diyince herkes merakla odama dalmıştı.Ailemin gözünde sadece korku vardı.O korku hem İnci'ye bir şey olur korkusu hem de İnci uyanırsa ailemize zarar verir korkusu.Esra bu aileye çok zarar verdi.Çok can yaktı ve gitti.Ama ilk defa böyle bir korkuya şahit oldum.Umarım gözlerinde gördüklerim gerçektir.Umarım İnci de ailemizi yıkmaya çalışmaz.İnci'nin ne kadar bu hâlini görüp,şahit olsam da yine de benim içimde bir korku dalgası var.İnci için endişelenmemin bir sebebi de astımı olması.Bu aile de eminim kimsenin haberi yoktur ama bilmeleri lazım.Eğer biraz daha geç kalsaydım her şey için çok geç olacaktı.

~•~

İnci Duru'dan

Uyanmak istemiyorum.Burnuma hastane kokusu doldu.Bu kokunun anlamı çok basit.Klasik kriz sonrası havale geçirme.Büyük krizlerden sonra sık sık beyaz tavanla karşılaşırım.Düşüncelerimi bölen kap sesi oldu.Ahh bir acabilsem gözlerimi.İceri girenin doktor olduğunu anladım.Çünkü çok zekiyim.Bays hemde.Doktor
-İnci hanım gozlerinizi acamamanız normal,ben size bir ağrı kesici yapayım.Siz kendinize gelince de konuşuruz olur mu?
Doktorun bu sorusuna sadece kafa sallamakla yetindim.Serumuma yerleştirilen ağrı kesici ile yaklaşık 5 dakika sonra gözlerimi açabildim.İçeri de 3 taş çocuk ve annem babamı beklemiyordum.Bu kadar büyük krizlerde bile ben tek başıma halletmeye çalışırdım.Reşit olmadığım için sorun çıkardı ama o zamanlarda da Yiğit abi bana yardım ederdi.Yiğit abi bir doktor ve hayatımın bir kısmını da olsa hayatımı bilen tek kişi.Kapı açıldı ama ben hiç oraya bakmıyordum.Penceredeki kuşu izliyordum.
-Biliyorum yine havale geçirdim
dedim sesimde hiç bir duygu olmadan çünkü biliyordum kimsenin yanında duygu dolu bir sesle konuşamazdım, ağlardım.Kimse güçsüz olduğumu bilmemeli.Ağlamak güçsüzlüktür.(Normade asla böyle düşünmüyorum çünkü ağlayan insan gerçekten çok güçlüdür.)
-Evet küçük hanım yine havale geçirdin
Sesin sahibine baktığımda Yiğit abiyi gördüm.Birazcıkta Yiğit abi diye hastaneyi inletmiş olabilirim ama olsun.Yiğit abi ile sarılmamla odadaki tüm beylerin tek kaşı havada bizi izledikleri o fark ettim.Ya bisiy dicem.Ben hâlâ o 3 kişiyi tanımıyordum.Yiğit abi konuşmaya başlayacağını anladığım için o söze girmeden engel oldum.Hem bu sefer öyle birşey olmadı.Sadece kabus gördüm merak etme.Kafasını salladı.O kaç defa yardım etmeyi teklif etse de hiç kabul etmedim o yüzden kendine beni ikna edemediği için kızgın.Yiğit abiyi annem ve babamla tanıştırdım.Onların gerçek ailem olmadığına çok sevindi.Ben hâlâ beni tanıştırnadıkları için ben size atladım.
-Şey siz kimsiniz?
-Abilerin
dedi dün benimle ilgilenen çocuk.
-Benim abilerim mi var?
-Evet kızım dün sana söylemeyi unutmuşum.Benimle ilgilenen kişiyi gösterip bu Ayaz abin dedi, Ayaz'ın yanını göstererek bu Demir abin dedi ve son olarak Ayaz ve Demir abimin yanındaki kişiyi gösterip bu da Poyraz abin dedi.Vayyy demek 3 abim var.Düşüncelerimden sıyrılıp Ayaz'a teşekkür ettim ve o da kafasını sallamakla yetindi.Bana karşı soğuk bakışları vardı abilerimin.
-Seni şimdiden uyarıyorum.Aileme zarar verirsen karşında hiç görmek istemeyeceğin bir Poyraz bulursun.Daha önce Esra denedi,bizi yaraladı ama bak şu an bir aradayız.O beceremedi sen de becermeyeceksin
dedi Poyraz beyefendi ekselansları.İnci ben bu ekselansları lakabını beğendim.Burdan devam et.İç sesimi takmadan onlara döndüm ve sıra sıra gözlerinin içine baktıktan sonra
-Merak etmeyin reşit olduktan sonra İzmir'e yerleşeceğim ve orada çok güzel bir yaşam kuracağım.Kimseyi dağıtmak ya da yanınızda yaşamak gibi bir niyetim yok
-Fatih bir şey yap.Kızım gitmekten bahsediyor.Ben ona yeni kavuşmuşken olmaz
dedi annem ağlayarak.Kolumdaki serumu umursamadan annemin yanına gidip gözyaşlarını sildim.
-Ama ağlamayın lütfen Yasemin hanım.Size ağlamak hiç yakışmıyor.Çizgi filmlerdeki cadılara benziyorsunuz
dedim.Bu dediğimle herkesten küçük kıkırtılar duymuştum ama kendilerini bana açmamakta kararlı görünen abilerim bunu saklamaya çalışmıştı ama babam gayet normal şekilde kıkırdadı.
-Sen gitmezsen ağlamam
dedi.Ahh bana alışmamaları gerekiyor ve benimde alışmam ama annem işleri zorlaştırıyor.Beni bu şehire bağlayan hiçbir şey yok.
-Bakın beni buraya bağlayan hiçbir şey yok.Beni bu şehirde mutlu olduğum tek bir an yok.Hem beni yıllardır kızı bilen aile sevmemiş siz mi seveceksiniz?
dedim ama son cümleyi kısık söylediğim için kimse duymadı.Duymasında zaten,bir an sadece ağzımdan kaçtı.Sevilmeyen kız olduğumu kimse bilmemeli.Aklıma o gün geldi.Hep sahip olmak istediğim aileye sahip olan kız.Benden nefret etmişlerdi ama kızlarını seviyorlardı.Bu onları sevmem için bir nedendi.Çünkü bir kız çocuğu daha kendini evine ait hissetmemek nedir bilmeyecekti,bir çocuk kendi gözyaşlarını kendi silmek zorunda olduğunu bilmeyecekti.Bir çocuk daha yaralı ve eksik büyüyecekti.Çünkü onu tamamlayan bir aileye sahip olacaktı.

Flaşhback

Yazar'dan

İnci daha 8 yaşında.Sokakta oyuncakçının önündeki kaldırımda oturmuş,vitrindeki bebeğe hayranlıkla bakıyor.Üstü başı hep toz cjnku babası onu sokağa itti, kıyafetleri hep kirli.Yanına 6-7 yaşlarında saçları beline kadar uzun ve örüklü,toz pembe renginde tütü giymiş kıza bakıyordu.O bebeğe mi bakıyorsun? diye sordu küçük kız İnci'ye.Kafasını salladı İnci.İstersen sana almaları için ailemden rica edebilirim dedi kendisi küçük kalbi büyük kız.Heyecanla kabul etti İnci.Aynı çizgi filmlerdeki Barbie'ye benzetti kızı.Çok güzel ve temizdi.Bacağında ve kollarında morluklar olmaması onu şaşırtmıştı.Her aile çocuğuna öyle davrandığını sanıyordu ve gerçeği ailesi gelince kızın gözlerindeki parıltıdan anladı.Daha önce de şüpheleniyordu çünkü sokaklardaki çocukların kolları ben bembeyazdı.İzler geçmezdi ki.Onlar kalıcı olurdu.Hic geçmiyordu.Küçük kız elini oyuncakçının vitrinini gösterip heyecanla İnci'yi göstermişti.Kızın anne ve babası minik İnci'yi süzdükten sonra kınayıcı bakışlarla ailesinin elinden tutarak gitti.Sonra minik kız aklına bir şey gelmiş gibi durdu.İnci'nin yanına koştu.Özür dilerim paramız yokmuş o yüzden kabul etmediler dedi ve sonra çantasından bir ayıcık çıkardı.Bu bir anahtarlıktı.İnci dolu gözlerle kıza sarıldı ve kız oradan koşarak ayrıldı.

Flaşhb

Poyraz'dan

Ne yani ailesi onu hiç sevmemiş mi? Bu cümleyi kısık söylediği için muhtemelen duymadığımı sanıyor ama bence yalan söylüyor.Babası ben onu çok seviyorum,el bebek gül bebek büyüttüm, gözümden sakındım dedi.Ben ailesiyle konuşmuştum.Bizi ayırmak için ne rollere giriyor sinsi yılan.Beni düşüncelerimi bölen şey doktorun odaya gelmesi oldu.O doktoru bayıltana kadar dövmek istiyorum.Neden diye sormayın.Nedeni yok sadece gıcık oldum.(Kesin nedeni yok.Bizim Poyrazımız asla kıskançlıktan kudurmuyor xhfnfnndbnd.)Ya resmen İnci'in dibine girecek.Saçlarını okşuyor lan saçlarını.İnci'nin beline kadar uzanan kestane renginin birkaç tık açığı olan o muhteşem saçlarını.Ne diyorum ne muhteşemi normal bildiğin saç.Hiç bir özelliği yok.Dayanamayıp odayı terk ettim.Bu adamımı izlicem ben ya.A a a sanki işim yokmuş gibi.Yaklasık yarım saat sonra İnci odadan çıktı ama yalpalayarak yürüyordu.Acıdığım için kucağıma aldım.İlk başta biraz afalladı ama sonra yorgun bakışlarıyla başını göğsüme yasladı.Bunu mecbur yaptığını biliyordum çünkü gözlerinde kafasını taşıyamayacak kadar yorgun olduğunu anlatan bir ifade vardı.Ama bir şey daha gördüm orada.Tesekkur ve minnet duygusu.Birinin gözleri bu kadar mı güzel olur? Onun gözlerine bakınca daha önce hiç bir yeşil göz görmemişim gibi hissettim.İlk defa bir göz beni bu kadar etkiledi.Yeşili beni kendine çekiyor.Arkadan kışkırtılar duyunca ne yaptığımı yeni fark ederek gözlerimi gözlerinden çektim.Bu ailenin en sert ve duvarlarla kaplı olanı benim çünkü Esra bizi parçaladı.Ailemizi değil ama ruhumuzu parçaladı.Hep bir kız kardeşim olsun onunla ilgileneyim istedim ama Esra ile en ufak şeyi bile yapamadım.Ne zaman yapmak istesem bir kere daha hayal kırıklığına uğrattı.Ben bunları düşündüğüm esnada İnci uyumuştu.Fırsat bu fırsat diyip güzel kokusunu içime çektim.Kiraz çiçeği gibi kokuyordu ama parfüm olmadığı belliydi.Demir'e kafamla arabanın kapısını açması gerektiğini söyledim.Galiba İnci'nin o mükemmel ve doğal kokusunu kokladığımı anladılar ve babam bile şaşkındı.Beni bu ailede en iyi o tanıdığı için onun benim yaptığım şeylere karşı yüzünde en ufak bir şaşkınlık olmazdı.

Nasıl olmuş? Beğendiniz mi?

Sizce İnci'ye bu aile de ilk kim bağlanacak?

Peki Demir'in davranışlarına ne demeli?

Sizce diğer abileri de İnci'yi kıskanır mı?

Lotus Çiçeği |DÜZENLENİYOROnde histórias criam vida. Descubra agora