0.9

20 3 1
                                    

Ege: Bugün ikinci kısmı anlatır mısın?

Rory: Anlatırım.
İkinci kısım.

"Tanışma"
Kütüphanenin bahçesindeydim. Ne kitap okuyabiliyordum ne de başka bir şey. Bekliyordum. Belki tekrar gelir diye. Öyle bir içime dokunmuştu ki. Ben bir erkeğin başka bir kız için ağlamasına aşık olmuştum. Ben bir erkeğin aşık oluşuna aşık olmuştum. Bir hafta olmuştu. O tekrar gelmemişti. Kızı da bir daha görmemiştim. Görsem soracaktım. Nasıl böyle bir şey yapabildin? Seni seven bir insana bunu nasıl yaptın? diye. Ama yoktu. İkiside yoktu. Sonra tam o anda bahçeye girdi. Dik duruşu o günkünün aksine herkese heybetiyle meydan okuyordu. Dudakları düz bir çizgi, bakışları sabit şekilde kendine oturacak bir yer aradı. Boş yer yoktu. Tek başına oturan sadece ben vardım. Bakışlarımız buluştuğunda bana doğru ilermeye başladı.  Nefesimi tuttuğumu farketmedim. Gülümseyerek bana baktı. "Oturabilir miyim?" konuşamayacağımı biliyordum. Kafamı salladım o yüzden. O kadar güzel ağlayan birinin gülüşünün kötü olması beklenemezdi. Çok güzel gülüyordu. Küçük bir gamzesi vardı sağ yanağında. Beni oraya gömsünler istedim. İki elini önünde birleştirmiş bana bakıyordu. Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken romanımı açtım. "Adın ne?" benimle konuşmaya çalışıyordu. Romanı bırakıp kafamı kaldırdım. Tam gözlerine baktım. Ben olduğumu biliyor muydu diye merak ettim. Normal bakıyordu. Sanki hayatındaki her şey normalmiş gibi bakıyordu. Belki de aklının ucundan bile geçmiyordum ben. O sarılan kişiyi çoktan unutmuştu. "Pera" gülümsedi. "Ben Ege. Memnun oldum" kafamı sallayıp gülümsemeye çalıştım. "Ben de memnun oldum... Ege."

Ege: Devamı yok mu?

Ego'nun mesajına bakarken burukça gülümsedim. Devamı yoktu. Egeye bir mesaj gelmişti. O da bana hiçbir şey demeden, görüşürüz bile demeden gitmişti.

Rory: Yok.

EGOWhere stories live. Discover now