1.1

18 3 0
                                    

Ege: Dördüncü kısım günü mü bugün?

Rory: Hatırlamaya başladın mı?

Ege: Hayır.
Hatırlamak istemeye başladım.

Rory: O zaman dördüncü kısım.

"İlk hediye"
Ege beni evime kadar götürmüştü. Kendime gelmemi sağlamış, görünüşümü düzeltmiş ve eve bırakıp gitmişti. Kapının üzerinde kocaman doğum günü süslemeleri ve 'İyi ki doğun Pera' yazısını görmüştü ama hiçbir şey söylememişti. İçeri girip kutlamaya katıldım. Her doğum günüm böyleydi. Alışmıştım. Mutluydum. Gerçekten mutluydum. Doğum günü yasım her şeyi nötrlememi sağlıyordu. Yarım saat sonra kapı çaldığında misafirler eğlenirken kapıyı açtım. Ege elinde küçük bir hediye paketi ile duruyordu. Gülümsememe ve şaşkınlığıma engel olamayarak ona baktım. "İyi ki doğdun Pera" dediğinde bana uzattığı kutuyu aldım ve ona sarıldım. Ellerini belime yerleştirip sarılmama karşılık verdi. "Teşekkür ederim" dediğimde annemin sesi yanıbaşımızdaydı. "Hoşgeldinnn. Misafir beklediğimizi bilmiyordum Pera" anneme gülümseyerek Egeyi gösterdim. "Ege. Kütüphaneden arkadaşım" Ege beni bozmadı. Gülümsedi ve annemin eline bir öpücük kondurdu. "Memnun oldum" daha sonra annemin ısrarlarıyla içeri girdiğinde peşlerinden ilerlerken elimdeki pakete baktım. Bana ne hediye aldığını çok merak ediyordum. Misafirlerin yeni ilgi odağı Ege iken odama geçip yatağa oturdum ve paketi açtım. İçinde küçük bir kutu vardı. Kutunun da kapağını kaldırdığımda içinden bir dünya minyatürü çıktı. Gülümseyerek dünyayı çevirdim ve gözlerimi kapadım. Eğer bir gün Ege ile beraber dünyanın bir yerlerine gitmek istersem oranın neresi olduğunu seçecektim. Parmağımı koyup gözlerimi açtığımda kocaman bir gülümsemeye engel olamayarak çıkan şehre baktım. Fransa-Paris. Aşkın sembolü olan şehir. Dünyayı başucu masama koyup odadan çıkarak Egeye ilerledim. Yanına gittiğimde bana bakıp gülümsedi. "Hediyeni çok beğendim. Bir yer bile seçtim. Beraber gideriz belki bir gün " bana bakıp kaşını kaldırdı. "Neresi?" gülümsedim. "Tahmin et" dudaklarını büzüp tavana baktı. Bir elini de düşünen adam gibi çenesine koymuştu. "Hawai?" kıkırdadım. "Hayır, ne alaka?" omuz silkti. "Bilmiyorum neresi işte söyle" diye mızmızlandığında gülerek gözlerine baktım. "Paris"

Ege: Her şey nasıl bu kadar net?
Hiçbir şeyi unutmadın mı?

Rory: Unutmadım.
Sen hastanedeyken yazdım her şeyi.
Günlüğümü okuyorsun.
Ege ve beni.

EGOWhere stories live. Discover now